Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/13938
Karar No: 2015/1169
Karar Tarihi: 29.01.2015

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/13938 Esas 2015/1169 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2013/13938 E.  ,  2015/1169 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, davalı idaresindeki araçla müvekkili idaresindeki motosikletin karıştığı trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını, ayrıca motosikletinin değer kaybına uğradığını ve müvekkilin ortağı olduğu şirketin ve yine davacıya ait işletmenin almış olduğu işleri geç teslimi nedeni ile gecikme cezası ödemek zorunda kaldıklarını, bu şirketlerin kaza nedeniyle giremediği ihaleler olduğunu ve bu nedenle de zarara uğradıklarını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla tedavi giderleri için 3.000,00.-TL, motosikletin değer kaybı için 1.000,00.-TL, gecikme cezası nedeniyle 30.015,00.-TL, müvekkilin ortağı olduğu şirketin sabit hizmet gideri için 3.000,00.-TL, müvekkile ait iki şirketin ihalelere katılamaması nedeniyle mahrum kaldıkları kazanç için 15.000,00.-TL olmak üzere toplam 52.015,00.-TL maddi tazminat, ayrıca 25.000,00.-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili, kazada müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, cezai şart ve kazanç kaybına ilişkin zararların talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı sürücünün % 100 oranında kusurlu olduğu ve davacının % 4 oranında maluliyetinin bulunduğu kabul edilerek, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davacının gecikme cezası, sabit gider, ihaleye girememe gibi taleplerinin reddine, davacıya ait şahıs işletmesi için ödemek durumunda kaldığı gecikme cezası için 2.904,00.-TL, tedavi gideri için 123,00.-TL, değer kaybı için 1.000,00.-TL olmak üzere toplam 4.027,00.-TL maddi tazminatın ve ayrıca 5.000,00.-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle manevi tazminat talebi ile ilgili olarak hüküm kurulurken olayın meydana geliş şekli, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, olay nedeniyle duyulan acı ve elemin derecesi ve BK"nın 47. maddesindeki (6098 sayılı TBK m. 56) özel haller dikkate alınmış bulunduğuna göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
    2-Davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden;
    a-Dava Borçlar Kanunu"nun 46. maddesi (6098 sayılı TBK m. 54) gereğince çalışma gücü kaybı nedeniyle maddi tazminat ve 47. maddesi (TBK m. 56) gereğince manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlâl etmesi hali BK m. 46/I’de özel olarak hükme bağlanmıştır (6098 sayılı TBK m. 54). Bu hüküm gereğince “Cismani bir zarara düçar olan kimse külliyen veya kısmen çalışmaya muktedir olamamasından ve ileride iktisaden maruz kalacağı mahrumiyetten tevellüt eden zarar ve ziyanını ve bütün masraflarını isteyebilir”. Bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlâli halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddî zararın türleri; masraflar, çalışma gücünün kısmen veya tamamen kaybından doğan zararlar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararlar şeklinde düzenlenmiştir. Borçlar Kanunu"nun 46. maddesinde belirtilen “bütün masraflar” deyimi çok geniş kapsamlıdır. Bu giderlere zarara uğrayanın katlanmak zorunda kaldığı bütün giderler dahildir.
    Sorumluluk hukukunun temel amacı, bir kimsenin malvarlığında iradesi dışında meydana gelen eksilmeleri aynen veya nakden gidererek zarar görenin zarar verici olay sonucunda malvarlığında eksilen değer yerine nitelik veya nicelik yönünden eş bir değer koymaktır. Zarar görenin malvarlığında eksilen değer yerine aynı nitelikte bir değer konulması mümkün olduğu takdirde bu değer; bu mümkün olmadığı takdirde, nicelik yönünden, yani para ile ona denk bir değer konulur ve zarar verenin yerine getirmek zorunda olduğu bu yükümlülüğe tazminat yükümlülüğü adı verilir. Tazminat yükümlülüğünün, bir diğer ifadeyle zarar verenin ödeyeceği tazminat miktarının tespit edilebilmesi için, öncelikle zararın hesaplanması gerekmektedir. Zarar görenin malvarlığının zarar verici olaydan sonraki durumu ile böyle bir olay meydana gelmeseydi göstereceği durum arasındaki farkı ifade eden zarar, eşyaya ilişkin olabileceği gibi kişiye ilişkin de olabilecektir. Vücut bütünlüğünün ihlalinden doğan zararların da kişiye ilişkin zarar kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Maddi zarar çeşitlerinden bir diğeri ise doğrudan doğruya zarar ve dolaylı zarardır. Zarar verici olayın uygun sonucu olan her zarar, doğrudan doğruya zarar, diğerleri ise dolaylı zarardır. Burada, genellikle borçlu veya failin, zarar görenin hukukça korunan bir varlığına yönelen ihlal fiilinden doğan ilk zarar ile buna bağlı olarak sonradan doğan zararlar sözkonusu olur. Yani doğrudan doğruya zararda, haksız fiil sonucu kişinin doğrudan uğradığı zararlar sözkonusu iken, buna bağlı olarak ortaya çıkan zararlar ise dolaylı zararlardır. Haksız eylem nedeniyle doğrudan doğruya zarar dışında, dolaylı zararlardan da sorumluluğun doğup doğmayacağı, illiyet bağı ve hukuka aykırılık bağı ile ilgili bir sorundur (..., Borçlar Hukuku Genel Hükümler, B. 16, Ankara 2014, s. 529; ... M., Borçlar Hukuku Genel Hükümler, B. 6, Ankara 2005, s. 210-211).
    Yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, davacı yanın meydana gelen kaza nedeni ile talep etmiş olduğu tedavi giderleri ve motosikletin değer kaybına ilişkin zararları doğrudan zararlarını oluştururken, gecikme cezası, ortağı olduğu şirketin sabit hizmet gideri, iki şirketin ihalelere katılamaması nedeniyle mahrum kaldıkları kazanç sonucu uğradığını iddia ettiği zararları ise dolaylı zararlarını oluşturmaktadır. Yukarıda
    da değenildiği gibi dolaylı zararlardan haksız fiil sorumlusunun sorumluluğu haksız fiil ile zarar arasındaki illiyet bağı ve hukuka aykırılık bağı kurulabilmesine bağlıdır. Burada hemen belirtilmesi gereken husus TBK m. 54 gereğince bedensel zarara uğrayan kişinin talep edebileceği zararlar sayılmış olup bu bakımdan davacının talep etmiş olduğu dolaylı zararlar ile hukuka aykırılık bağı kurulamadığı gibi sözkonusu dolaylı zararlar ile haksız fiil arasında da illiyet bağının bulunduğu söylenememektedir (YHGK., 08.06.1974 tarih, 970/T 59 esas, 744 karar).
    Bu bakımdan mahkemece davacının cezai şarta ilişkin taleplerinin tümden reddi gerekirken yazılı olduğu şekilde bir kısmının kabulü doğru görülmemiş ve açıklanan nedenlerle hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
    b-Yargılamaya hakim olan ilkelerden olan “taleple bağlılık ilkesi” 1086 sayılı HUMK"nın 74. maddesinde (6100 sayılı HMK m. 26) düzenlenmiş olup, hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır ve ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Somut olayda davacı dava dilekçesiyle % 80 kusurlu olarak kazaya sebebiyet verdiğini ileri sürerek bu kusur oranına göre talep etmiş olduğu halde mahkemece % 100 kusur oranına göre tazminata hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz nedenlerinin reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 127,30 TL fazla alınan peşin harcın temyiz eden davacıya geri verilmesine 29.01.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi