Esas No: 2016/21560
Karar No: 2021/647
Karar Tarihi: 02.02.2021
Danıştay 4. Daire 2016/21560 Esas 2021/647 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/21560
Karar No : 2021/647
TEMYİZ EDEN (DAVALI) :… Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Maden Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, … tarih ve … sayılı dilekçe ile davalı idareye yapılan başvurunun reddine dair … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; 02/11/2015 tarihinde yapılan ilk yoklamadan sonra davacı nezdinde başka bir yoklama yapılarak faaliyetinin bulunmadığı kesin ve somut verilerle ortaya konulmadığı, dolayısıyla yeterli araştırma ve tespit yapılmadığı anlaşıldığından, 30/09/2015 tarihi itibariyle mükellefiyetin resen terkin edilmesi işlemi ve mükellefiyet terkini işleminin nakil terk olarak düzeltilmesi talebiyle davalı idareye yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı adresinde yönetici nezdinde yapılan 02/11/2015 tarihli yoklamada, şirketin adresinde bulunmadığı, adreste başka bir firmanın olduğu, söz konusu adreste faaliyetine devam ettiği hususunda herhangi bir emareye rastlanmadığı gerekçesiyle 30/09/2015 tarihi itibariyle şirketin mükellefiyet kaydının re'sen terkin edildiği, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/02/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Davacı tarafından, hakkında uygulanan mükellefiyetin re'sen terkini işleminin kaldırılması ve ve mükellefiyet terkini işleminin nakil terk olarak düzeltimesi için … tarih ve … sayılı dilekçe ile davalı idareye yapılan başvurunun … tarih ve … sayılı redde ilişkin işlemin iptali istenilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 160/3. Maddesinde; ''İşi bırakma bildiriminde bulunmayan bir mükellefin işi bıraktığının tespit edilmesi veya yapılan araştırma ve yoklamalar sonucunda bilinen adreslerinde bulunamaması ve başka bir adreste faaliyetine devam ettiğine dair bilgi edinilememesi veya başkaca bir ticarî, ziraî ve meslekî faaliyeti olmadığı halde münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiğinin vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen rapor ile tespit edilmesi ve mükellefiyet kaydının devamına gerek görülmediğinin raporda belirtilmesi halinde, mükellef (matrahlı veya matrahsız beyanname verenler dahil) işi bırakmış addolunur ve mükellefiyet kaydı vergi dairesince terkin edilir. Bu durum, ilgili kamu kurum ve kuruluşu ile kamu kurumu niteliğindeki meslek üst kuruluşuna da bildirilir.'' hükümüne yer verilmiştir. Bu çerçevede belirli şartları taşıyan mükelleflerin mükellefiyet kayıtlarının vergi dairesince terkin edilmesi imkanı getirilmiştir. Verilen bu imkan şüphesiz ki idareye bu durumda olan mükelleflerin mükellefiyet terkin tarihini keyfi olarak belirleme yetkisi vermemekte, tam tersine belli şartlar dahilinde yapılması gereken işlemleri yapması ve yapılacak tespitlere göre mükellefiyetin re'sen terkini sorumluluğu getirmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; davacı şirket adresinde yönetici nezdinde yapılan 02/11/2015 tarihli yoklamada, şirketin adresinde bulunmadığı, adreste başka bir firmanın olduğu, söz konusu adreste faaliyetine devam ettiği hususunda herhangi bir emareye rastlanmadığı gerekçesiyle 30/09/2015 tarihi itibariyle şirketin mükellefiyet kaydının re'sen terkin edildiği, resen terk işleminin kaldırılması için idareye yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle de bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, işini terk ettiği yapılan yoklamalarla tespit edilen ancak işi terk keyfiyetini vergi dairesine bildirmeyen ve dosyasında işine devam ettiğine dair herhangi bir bilgi bulunmayan mükellefin mükellefiyet kaydının terkin edilmesinde ve davalı idarenin başvurunun reddine ilişkin davalı idare işleminde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Anılan nedenlerle, davalı idarenin temyiz talebi kabul edilerek mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşüyle, Dairemiz kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.