MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kilitlenmek suretiyle muhafaza altına alınan eşya hakkında hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanıkların, inşaat şantiyesinde adet, tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılan inşaat malzemelerini çaldıklarının anlaşılması karşısında, sanıklar hakkında hatalı nitelendirme ile 5237 sayılı TCK"nın 142/1. maddesinin “e” bendi yerine, aynı yasanın “b” bendi ile uygulama yapılması, sonuca etkili görülmediğinden; kararın gerekçe bölümünde açıklandığı gibi, sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK"nın 43/1. maddesinin uygulanması gerekirken, hüküm fıkrasında uygulanmayarak eksik cezaya hükmolunması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedenleri yapılmamış; kasıtlı bir suç nedeniyle mahkum olan sanıklar hakkında, 5237 sayılı TCK"nın 53/1. maddesinde belirtilen güvenlik tedbirlerine hükmolunmamış ise de, bu hususun infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş; suç tarihinin hatalı olarak 03/04/2009 şeklinde gösterilmesi ise, mahallinde düzeltilebilir bir yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Mahkemece, 5237 sayılı TCK"nın 58/6-7. maddeleri gereğince cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, infazı kısıtlar şekilde denetim süresinin herhangi bir yükümlülük belirlenmeden geçirilmesine karar verilmesi ;
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ..."nun temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “herhangi bir yükümlülük öngörülmemesine” şeklindeki kısmın çıkarılması suretiyle, eleştiriler dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17.01.2013 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.