(Kapatılan)13. Ceza Dairesi 2011/20164 E. , 2013/1027 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme, işyeri dokunulmazlığın bozma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
A-Sanıklar hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde,
Sanıklar hakkında mala zarar verme suçundan hüküm kurulurken hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair değerlendirme yapıldığının anlaşılması karşısında tebliğnamede bu hususta bozma isteyen düşünce benimsenmemiştir.
Sanıkların şikayetçinin zararını karşılamak istemeleri durumunda şikayetçinin kabul etmemesi üzerine, sanıklar tarafından tevdi mahalli tayin ettirilerek şikayetçinin zararını karşılayacak bedeli tespit edilen yere yatırmaları durumunda ancak etkin pişmanlık hükümlerinin sanıklar lehine uygulanması gerektiği gözetilmeden, sanıklar hakkında mala zarar verme suçundan hüküm kurulurken şartları oluşmadığı halde 5237 sayılı TCK"nın 168. maddesinde yer alan etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
5237 sayılı TCK"nın 53/1. maddesinin (c) fıkrasındaki, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksunluğun koşullu salıverme tarihine kadar süreceğinin gözetilmemesi suretiyle aynı maddenin üçüncü fıkrasına aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ... ve ... müdafii ile sanık ..."un temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hükümler fıkrasından 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölüm çıkarılarak yerine ‘‘53/1. maddesinde belirtilen ve 53/3. maddesindeki kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışındaki haklardan sanıkların mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar; 53/3. maddesi gözetilerek 53/1-c maddesi uyarınca kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmalarına’’ cümlesinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B-Sanıklar hakkında işyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-08.02.2008 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasa"nın 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesi uyarınca ve bu maddenin 6. fıkrasına 25.07.2010 tarihinde yürürlüğe giren 6008 sayılı Yasa"nın 7. maddesi ile eklenen cümle de gözetilerek; hükmolunan cezanın tür ve süresine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2-Suçun birden fazla kişi tarafından birlikte işlendiğinin anlaşılması karşısında, sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK"nın 119/1-c maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
3-5237 sayılı TCK"nın 53/1. maddesinin (c) fıkrasındaki, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksunluğun koşullu salıverme tarihine kadar süreceğinin gözetilmemesi suretiyle aynı maddenin üçüncü fıkrasına aykırı davranılması,
4-Yargılama giderlerinin her bir sanığın sebep olduğu tutar kadar ayrı ayrı yükletilmesi gerektiği gözetilmeden, 5271 sayılı CMK’nın 326/2. maddesine aykırı olarak “müteselsilen” alınmasına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ... ve ... müdafii ile sanık ..."un temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK"un 326/son maddesi gereğince sanıkların ceza süresi yönünden kazanılmış haklarının gözetilmesine, 21.01.2013 tarihinde oy birliği ile karar verildi.