19. Hukuk Dairesi 2018/2868 E. , 2020/869 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında görülmekte olan itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesinde yapılan yargılaması sonunda verilen kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine Ankara BAM 21. Hukuk Dairesi tarafından verilen davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine ilişkin kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davacı banka ile dava dışı kredi müşterisi ... ve davalı müteselsil kefil ... arasında nakdi ve gayrinakti genel kredi sözleşmesi imzalandığını ve taksitli ticari kredi, şirket kredi kartı kredisi, gayrinakdi çek kredisi ve ticari mevduat hesaplarının kullanıldığını, kendilerine gönderilen ihtarnameye rağmen sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmemeleri üzerine başlatılan icra takibine davalının itirazının haksız olduğunu belirterek itirazın iptalini ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kredi sözleşmesinde davalının borçlu sıfatı ile değil kefil sıfatı ile taraf olduğunu, asıl borçlu olmadığını, kefalet sözleşmesi geçerli olmadığından davacıya borçlu olmadığını, temerrüt hükümlerine uygun ihtar çekilmediğinden temerrüde düşürülmediğini, davacı banka ile asıl borçlu arasında defalarca kredilerin yenilendiğini ve ödemeler yapılarak hesapların kapatıldığını belirterek davanın reddi ile kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı banka ile ... arasında genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi imzalandığı, davalının da bu sözleşmede müteselsil kefil sıfatıyla taraf olduğu, genel kredi sözleşmesine istinaden asıl borçluya kredili mevduat hesabı açıldığı ve ayrıca taksitli ticari kredi kullandırıldığı, takip tarihi itibariyle asıl borçlunun borcunun toplam 71.058,48 TL olduğu, davalının kefalet ilişkisini kabul edip kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladığı belirtildikten sonra 6098 sayılı BK"nın 583. maddesinde belirtilen şekil şartlarına uygun bir kefalet sözleşmesi bulunmadığını savunmasının iyi niyet kurallarına uygun olmadığı ve hakkın kötüye kullanılması şeklinde yorumlanması gerektiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile icra inkar tazminatına karar verilmiş, hükme karşı davalı vekilince istinafa başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince, istinaf aşamasında grafoloji bilirkişisinden alınan kök ve ek raporlarda, 24.07.2014 tarihli genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesinin 29. sayfasında ve 06.04.2015 tarihli limit artırım sözleşmesinin 30. sayfasındaki matbu "Kefalet Limiti", "Kefalet Türü" ve "Kefalet Tarihi" bölümlerinin karşılarında yazılı bulunan "105.000,00TL" "yüzbeşbintürklirası" "45.000,00 TL" "kırkbeşbintürklirası" "150.000,00 TL" "yüzellibintürklirası", "Müteselsil" "24.07.2014" ve "06.04.2015" tarihlerinin rakamlarının ve yazılarının dava dosyasındaki mevcut mukayese yazı ve rakamlarında tespit edilen farklılıklara kıyasen davalı ... elinden çıkmadığının tespit edildiği, bu hale göre dava konusu genel kredi sözleşmesinde kefalet tarihleri, kefalet türü ve kefalet miktarlarının sözleşmenin müteselsil kefili olarak imzası bulunan davalı ..."in eli ürünü olmadığı ve davalı ..."ın dava konusu sözleşmedeki kefaletinin geçersiz olduğu anlaşıldığı, şekil noksanlığını sonradan ileri sürmenin davalı yönünden hakkın kötüye kullanılması olarak nitelendirilemeyeceği, davacı bankanın ilk derece yargılaması sırasında sunmuş olduğu delillerle davalı kefilin şekil şartı yokluğunu bilerek davalının kredi kullandırma iradesini sakatlamak kastı ile şekil noksanlığını yarattığını ispatlayamadığı, tarafların kredi ilişkisindeki duruma göre, güçlü konumda olan ve basiretli davranma yükümlülüğünde olan davacı bankanın, davalının kefaletinin, kanundaki düzenleme çerçevesinde şekil şartlarına uygun olarak alınması gerektiğini ve buna aykırı düzenlenen kefaletin geçerli olmayacağını bilecek durumda olduğu, ilk derece mahkemesince davanın reddi yerine kabulüne yönelik verilen kararın yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine ve davalı lehine kötüniyet tazminatına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan hükmün ONANMASINA, dosyanın Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"ne gönderilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 08.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.