Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1878
Karar No: 2020/2255

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2019/1878 Esas 2020/2255 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2019/1878 E.  ,  2020/2255 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    2007 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında, ... ili, ... ilçesi, ... köyü, 102 ada 151 parsel 4456,27 m2 , 103 ada 5 parsel 43.044,42 m2, 103 ada 11 parsel 450,58 m2, 103 ada 48 parsel 24033,89 m2,103 ada 63 parsel 4304,91 m2 yüzölçümü, 103 ada 32 parsel 38514,97 m2, 103 ada 82 parsel 2630,66 m2 yüzölçümü, 104 ada 7 parsel 122.333,95 m2, 104 ada 32 parsel 5088,36 m2, 105 ada 18 parsel 59.538,09 m2 yüzölçümü, 105 ada 39 parsel 2729,54 m2, 105 ada 52 parsel 31.878, 39 m2 yüzölçümü,120 ada 5 parsel 7376,16 m2 yüzölçümleri ve tarla niteliğiyle ... ve arkadaşları adına, 103 ada 36 parsel ise 621,07 m2 yüzölçümü ve tarla niteliğiyle ... oğlu... adına tespit edilmiştir.
    Davacı Hazine vekili, ... köyünde 3402 sayılı Kanun uyarınca yapılan çalışmalar sonucu, 103 ada 5, 32, 48, 63, 104 ada 7, 105 ada 18, 52 ve 120 ada 5 numaralı tarla vasıflı taşınmazların Hazine adına tespiti gerekirken senetsizden ve hiçbir belgeye dayanmaksızın davalılar adına tespitinin yapıldığını, bu tescil işleminin yersiz olup açıkça hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek yapılan tespit işleminin iptali ile dava konusu taşınmazların Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini ayrı ayrı dava ve talep etmiştir.
    Birleştirilen 2008/6 (son esası 2011/3) Esas sayılı dosya davacıları ... ve ... ise 22/01/2008 tarihli dava dilekçesi ile: ... ili Merkez... köyünde kadastro çalışması yapılıp 31/12/2007 tarihi itibariyle askıya çıkarıldığını, askı üzerinde yapmış oldukları incelemede yıllarca müşterek olarak ekip biçtikleri 14 parsel arsa üzerinde hisselerinin görülmediğini, bu nedenle 102 ada 151 parsel, 103 ada 5, 11, 36, 32, 48, 63, 82, 104 ada 7, 32, 105 ada 18, 39, 52 ve 120 ada 5 parsellerde Hazine adına yapılan tespit işlemlerinin iptali ile hisseleri oranında tapuya tesciline karar verilmesini dava ve talep etmişlerdir.
    Mahkemece yapılan yargılama sonucu: birleştirilen 2008/6 Esas sayılı dosyada davalı Hazine hakkında 103 ada 11, 36, 32, 82 parseller, 105 ada 39 parsel, 102 ada 151 parsellere açılan davanın husumetten reddi ile,
    a)-... ili, Merkez ilçesi, ... köyü Astar mevkii 103 ada 36 parsel sayılı 621.07 m2 miktarlı taşınmazın ... oğlu ... adına tapuya tesciline,
    b)-... ili, Merkez ilçesi, ... köyü Astar mevkii 103 ada 11 parsel, 104 ada 32 parsel sayılı, 103 ada 82, 105 ada 39, 102 ada 151 parsel sayılı, 103 ada 48, 103 ada 63, 103 ada 5, 104 ada 7, 105 ada 52, 103 ada 32, 105 ada 18 parsel sayılı taşınmazların 42.940.800 pay
    kabul edilerek davalı ... ve arkadaşları adına hisseleri oranında, 120 ada 5 parsel sayılı, 7376,16 m² miktarındaki taşınmazın 39.312.000 pay kabul edilerek davalı ... ve arkadaşları adına hisseleri oranında tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
    Yörede 06/06/1977 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B çalışmaları bulunmaktadır.
    Kural olarak; kadastro davaları lehine tespiti yapılan ya da kadastro komisyonlarınca adlarına tespite karar verilen gerçek veya tüzel kişilere karşı açılır. Birleşen davada, davacı gerçek kişiler husumeti Hazineye yöneltmişlerse de, dava konusu 102 ada 151 parsel, 103 ada 5, 11, 36, 32, 48, 63, 82, 104 ada 7, 32, 105 ada 18, 39, 52 ve 120 ada 5 parsel sayılı taşınmazlar gerçek kişiler adına tespit edilmiş olduğundan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş olması doğrudur. Ancak davaya konu 103 ada 36 parselde tespit maliki ... oğlu ... olduğu halde, mahkemece ölü olduğundan bahisle başkaca mirasçıları da bulunduğu halde oğlu ... adına tesciline karar verilmiş olması doğru değildir. Yine dava konusu 102 ada 151 parsel, 103 ada 5, 11, 32, 48, 63, 82, 104 ada 7, 32, 105 ada 18, 39, 52 ve 120 ada 5 parsellerde davanın husumetten reddine karar verildiği halde, tespit malikleri yanında davacılara da hisse verilmiş olması hatalıdır.
    Davacı Hazine tarafından 103 ada 5, 32, 48, 63, 104 ada 7, 105 ada 18, 52 ve 120 ada 5 parseller yönünden açılan davada ise tespit maliki oğlu ... sağ olduğu halde taraf olarak yer almamış, davanın reddine karar verildiği halde tutanakta yazılı hissesinin adına tesciline karar verilmemiştir. Davada taraf teşkili davanın görülebilme şartı olup, mahkemece re"sen gözetilmelidir. Tüm tespit maliklerinin davadan haberdar edilmek suretiyle taraf teşkili sağlanıp gösterecekleri deliller toplanıp oluşacak sonuç çerçevesinde işin esası hakkında karar verilmesi gerekmektedir.
    Ayrıca dava konusu taşınmazların orman sayılan yerlerden olup olmadığı konusunda yapılan araştırma ve zilyetlik araştırması da yeterli değildir. Eksik araştırmaya dayalı hüküm kurulamaz.
    Mahkemece taraf teşkili sağlandıktan sonra, öncelikle çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede tespit tarihinden önce yapılan orman kadastrosuna ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği, çekişmeli taşınmazların tümünü ve yakın çevresinde bulunan taşınmazlarla birlikte geniş çevresini bir arada gösterir şekilde orijinal kadastro paftasının bir sureti ile en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ile dava tarihinden 20 yıl öncesine ait (1988-1998 yılları) memleket haritası ve hava fotoğrafları ve amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek iki orman mühendisi, iki ziraat mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E-K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E-K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E-K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; orman kadastrosundaki konumu belirlenip orman kadastrosu ile irtibatlı kroki düzenlettirilmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritalarının ve hava fotoğraflarının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ve hava fotoğlarları ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine
    alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte hava fotoğrafları ve memleket haritaları üzerinde gösterecekleri ve yine hava fotoğraflarının stereoskop aleti aracılığıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak dava konusu taşınmazların niteliği ile üzerinde bitki örtüsü, varsa üzerindeki ağaçların cinsi, yaşı, sayısı, dağılımı ile tasarruf sınırlarının bulunup bulunmadığı ve kullanılan yerlerden olup olmadıkları konularında açıklayıcı yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
    Açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşulları araştırılarak, yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendislerine inceleme yaptırılıp, taşınmazların zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadıkları belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmazlar başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar davalılara yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; mahalli bilirkişi ve tanık sözleri taşınmazın hava fotoğraflarındaki konumu ile denetlenmeli 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davalılara adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalı, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 30/06/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi