11. Ceza Dairesi 2017/6511 E. , 2020/6090 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Özel Belgede Sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet, hükmün açıklanmasının geri bırakılması
I- Sanık ... hakkında verilen karara yönelik katılan vekilinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar 5271 sayılı CMK"nin 231/12. maddesi uyarınca temyiz değil itiraz kanun yoluna tabi olduğundan, katılan vekilinin temyiz talebinin 5271 sayılı CMK"nin 264/2. maddesi uyarınca itiraz olarak değerlendirilip, gereğinin merciince takdir ve ifası için dosyanın mahalline İADESİNE,
II- Sanık ... hakkında 18/04/2008 tarihinde düzenlenen abonelik sözleşmesi ile ilgili kurulan hükme yönelik katılan vekili ve sanık ... müdafinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Sanığa yüklenen “özel belgede sahtecilik” suçunun TCK’nin 207/1. maddesindeki cezasının üst sınırına göre 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, suç tarihi olan “18/04/2008” tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, katılan vekili ve sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, aynı Kanun"un 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak, sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK"nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,
III- Sanık ... hakkında 29.08.2009 ve 25.08.2009 tarihinde düzenlenen abonelik sözleşmeleri ile ilgili kurulan hükümlere yönelik katılan vekili ve sanık ... müdafinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
1- Sanığın, katılan adına kendi iş yerinden 0538 625 15 93 ve 0545 594 18 92 numaralı hatlara ilişkin sahte abonelik sözleşmesi ile GSM hattı çıkartıp, yine katılanın kaybettiği kimliğini diğer sanık ...’a vererek sanık ...’ın katılan adına sahte bir abonelik sözleşmesi tanzim edip GSM hattı almasını istediği ve bu şekilde katılan adına...numaralı hattın alınmasını sağladığı ve yüklenen özel belgede sahtecilik suçunu işlediği iddia edilen olayda, sanık tarafından işletilen iş yerince 0538 625 15 93 ve 0545 594 18 92 nolu hatlara ilişkin sözleşme düzenlendiğinden abone sözleşmelerindeki imzaların sanığa ait olmasa bile, elde edilen menfaat sanığa ait olacağı, bu nedenle öncelikle abonelik sözleşmesindeki imzalarının katılana aidiyeti hususunda bilirkişi raporu aldırılması, imzaların katılana ait çıkmaması halinde suçların oluşacağı,...nolu hatta ilişkin olarak da tanık beyanları gözetildiğinde söz konusu hattın çıkarılmasına ilişkin katılana ait nüfus cüzdanının sanık tarafından verildiği ve bu sözleşmeye ilişkin olarak da suçun oluştuğu gözetilerek; hükümden önce 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu"nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki "Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz" ve 5. fıkrasındaki "Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz" hükmü karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununun 56. maddesindeki düzenleme de gözetilip, ön ödeme önerisinde bulunularak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayininde zorunluluk bulunması,
2- Kabule göre de;
a) 5809 sayılı Kanuna muhalefet suçunda, hükümden sonra, 19/08/2020 tarihinde 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi"nin 25/06/2020 tarih ve 2020/16 esas, 2020/33 sayılı kararı ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na 17/10/2019 tarihli 7188 sayılı Kanunu’nun 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddesinin (d) bendinde yer alan “kovuşturma evresine geçilmiş” ibaresinin, aynı bentte yer alan “basit yargılama usulü” ibaresi bakımından Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiş olması nedeniyle, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
b) Sanığın eylemlerinin bütün halinde TCK"nin 207/1, 43 maddelerinde yazılı zincirleme şekilde işlenmiş sahtecilik suçunu oluşturacağı gözetilmeden, eylemlerin 2 ayrı suç oluşturduğunun kabulü ile ayrı ayrı iki kez hüküm kurulması,
c) Hüküm fıkralarında suç adı olarak “özel belgede sahtecilik” yerine “resmi belgede sahtecilik” yazılması,
d) Kendisini vekili ile temsil ettiren katılan lehine Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
e) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
IV- Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik katılan vekilinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Sanığın UYAP aracılığı ile MERNİS üzerinden temin edilen nüfus kaydında, hükümden sonra 24/09/2014 tarihinde vefat ettiği belirtildiğinden, bu durumun kesin olarak tespiti halinde 5237 sayılı TCK’nin 64. maddesi uyarınca kamu davasının düşürülmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin ve sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, sanık ... hakkında diğer yönleri incelenmeyen hükmün, sanık ... hakkında ise bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA,
21/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.