20. Hukuk Dairesi 2019/2132 E. , 2019/4425 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı ... vekili Av. ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 25/06/2019 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacı ... ... vekili Av. ... ile diğer taraftan davalı Hazine vekili Av. ... geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 04/08/2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; ... ili, ...köyü 190 ada 19 parsel sayılı taşınmazın, dayanak tapuda davacı ... ve diğer hissedar adına kayıtlı iken kadastro tespiti sırasında parselin tamamının ... adına tespit edilmesi üzerine, tapu sahipleri ile birlikte kendisinin de kadastro tespitine itiraz davası açtığını, Marmaris Kadastro Mahkemesinin 2009/274 E. - 2010/280 K. sayılı dosyası ile açılan davanın reddine karar verildiğini ve bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, belirtilen mahkeme kararıyla müvekkilinin tapu kaydına güvenerek satın aldığı taşınmazın başkası adına tescilinin de kesinleştiğini, tapu sicilinin tutulması ve doğan zararlardan sorumluluğun Devlete ait olduğunu, davacının, taşınmaza ilişkin tapu kaydının düzgün tutulmaması nedeniyle zarar gördüğünü belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 300.000,00.-TL"nin tescil tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Yerel mahkemece tapu sicil memurlarının tapu sicilinin tutulmasında, davacının mülkiyet hakkının kaybında kusurlu veya kusursuz haksız bir eyleminin olmadığı, kadastro sırasında önceki zabıt defterine göre tapusu verilen taşınmaz, kadastro geçtikten sonra dava dışı kişi adına tescil edildiği, bu durumda tapu sicilinin hukuka aykırı tutulduğu iddiasının yetersiz olduğu, tespite itiraz davası sonucu da mülkiyet hakkını kazanamadığı hal böyleyken taşınmaz satım sözleşmesinin zapta karşı tekeffül hükümleri uyarınca varsa zararını dava dışı 3. kişilerden talep edebileceği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine bölge adliye mahkemesince; tapu işlemlerinin kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden sıralı işlemler olup tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan TMK"nın 1007. maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğu ancak Devletin sorumluluğu için öncelikle bir zararın bulunması ve bu zararın da tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı olması gerektiği, dava konusu yer için 3. kişi adına yapılan tespite karşı davacının kadastro tespitine itiraz ettiği, bu davada yeniden inceleme yapıldığı, davacının davasının reddine karar verildiği ve kesinleştiği, kesinleşen mahkeme kararının sicile yansıtılmasının
hata olarak görülemeyeceği, davacının, tespite karşı yasal hakkını kullandığı ve bu hususun Yargıtay denetiminden de geçerek kesinleştiği, dolayısıyla davacının korunabilecek bir hakkı bulunmadığı gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasıdır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, HMK"nın 302/5. ve 373. maddeleri uyarınca dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, temyiz isteminin duruşmalı yapılması nedeni ile Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 2037,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı Hazineye verilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına 25/06/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.