Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/3925
Karar No: 2013/9527
Karar Tarihi: 15.4.2013

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/3925 Esas 2013/9527 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2013/3925 E.  ,  2013/9527 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacılar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılar vekili Avukat ... ile davalılardan ... Tedavi vekili Avukat ... ve ... ile ... vekili Avukat ... ve ... vekili Avukat ...nin gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacılar,davacı ..."in Bayındır Hastanesi Kavaklıdere Şubesinde, davalı ..."in gözetiminde hamilelik süresi geçirdiğini, 07/06/2008 tarihinde hem kontrol günü olması nedeni ile ve hemde nişan gelmesi şikayeti ile Bayındır Hastanesi Kavaklıdere Şubesine başvurduğunu, yatışının yapıldığını, doğum sürecinin başladığını, hemşirelerin doktora ulaşmaya çalıştığını, ancak ulaşamadıklarını, davalılar tarafından, doğumhaneye alındığını, doktorların geç gelmesi, zamanında müdahale yapılmaması nedeni ile, çocuğunun, doğumda oksijensiz kaldığını, bu nedenle solunumm ünitesine bağlı kaldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, 10.000,00 TL maddi tazminat ile 220,000,00 TL manevi tazminatın haksız eylem tarihi 07/06/2008 tarihinden itibaren yasal faiz ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
    Mahkemece, Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 16 Ağustos 2010 tarihli rapora göre; davalılar Dr...., ... ve Teknisyen ..."ın eylemlerinin, tıp kurallarına uygun olduğu, davalılara yüklenebilecek atfı kabil herhangi bir kusurları bulunmadığı belirtildiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacılar, davacı ..."in doğumuna davalıların geç müdahale etmesi nedeniyle davacı ...ın doğum sırasında oksijensiz kaldığını bu nedenle solunum cihazına bağlı kalmak zorunda kaldığını ileri sürerek maddi ve manevi tazminat istemi ile eldeki davayı açmışlardır.Davalılar, davanın reddinidilemişlerdir. Mahkemece, Adli Tıp kurumundan alınan raporlar gereği davalıların eyleminin tıp kurallarına uygun olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Vekil vekalet görevine konu işi görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı işlemlerin, eylemlerin ve davranışların özenli olmayışından doğan zararlardan dolayı sorumludur. (BK 386-390 maddeleri) Vekilin sorumluluğu genel olarak işçinin sorumluluğuna ilişkin kurallara bağlıdır. Vekil işçi gibi özenle davranmak zorunda olup, en hafif kusurundan bile sorumludur. (BK.321/1 md.) O nedenle ... memuru ve hastanenin meslek alanı içinde olan bütün kusurları, hafifte olsa, sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir.
    Vekil, hastasının zarar görmemesi için, mesleki tüm şartları yerine getirmek, hastanın durumunu tıbbi açıdan zamanında ve gecikmeksizin saptayıp, somut durumun gerektirdiği önlemleri eksiksiz biçimde almak, uygun tedaviyi de yine gecikmeden belirleyip uygulamak zorundadır. Asgari düzeyde dahi olsa, bir tereddüt doğuran durumlar da, bu tereddüdünü ortadan kaldıracak araştırmalar yapmak ve bu arada da, koruyucu tedbirleri almakla yükümlüdür. Çeşitli tedavi yöntemleri arasında bir seçim yapılırken, hastanın ve hastalığın özellikleri göz önünde tutulmak, onu risk altına sokacak tutum ve davranışlardan kaçınılmak ve en emin yol seçilmesi gerekir. Gerçekten de müvekkil (hasta), mesleki bir iş gören vekilden, tedavinin bütün aşamalarında titiz bir ihtimam ve dikkat göstermesini beklemek hakkına sahiptir. Gereken özeni göstermeyen vekil, BK.nun 394/1 maddesi hükmü uyarınca, vekaleti gereği gibi ifa etmemiş sayılmalıdır.
    Yine 4.4.1997 tarihinde imzalanan ve 9.12.2003 tarih ve 25311 sayılı Resmi Gazetede yayımlanıp yürürlüğe giren Avrupa Biyotıp Sözleşmesi de iç hukukumuzun bir parçası haline gelmiş olup, sözleşmenin amaç başlıklı 1.maddesi bu sözleşmenin tarafları tüm insanların hayatını ve kimliğini koruyacak ve biyoloji ve tıbbın uygulanmasında, ayırım yapmadan herkesin, vücut bütünlüğüne ve diğer hak ve özgürlüklerine saygı gösterilmesini güvence altına almakla yükümlüdürler , yine 4. maddesinde ise, “araştırma dahil, ... alanında herhangi bir müdahalenin ilgili mesleki yükümlülükler ve standartlara uygun olarak yapılması gerekir” düzenlemesi mevcuttur. Avrupa Biyotıp Sözleşmesi yazılı olan veya yazılı olmayan meslek kurallarına uygun müdahaleyi güvence altına almaktadır. Ayrıca, uygulamanın tedavi yada yaşam kalitesinin artırılmasına yönelmesi zorunlu olduğu belirtilmektedir.
    Mahkemece, yargılama aşamasında alınan Adli Tıp Kurumu raporuna itibar edilerek, davalıların kusurlarının bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, Adli Tıp Kurumu raporunun uyuşmazlığı çözecek nitelikte bulunmadığı, eksik ve yetersiz raporun bu haliyle hükme dayanak alınamayacağı anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece üniversitelerde görevli nöroloji uzmanı ile kadın hastalıkları ve doğum uzmanlarından oluşturulacak bilirkişi kurulundan, doğumun usulüne uygun yapılıp yapılmadığı, zamanında müdahale yapılıp yapılmadığı, bebeğin solunum cihazına bağlanmasında doğum sırasındaki ihmallerin sebep olup olmadığı, hususuda taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekir. Mahkemenin değinilen bu yönleri gözardı ederek eksik ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanarak yazılı şekilde karar vermiş olması usul ve yasaya aykırıdır. bozmayı gerektirir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacılar yararına bozulmasına 990,00 TL duruşma avukatlık parasının davalılardan alınarak davacılara ödenmesine, peşin alınan 15,40 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.4.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi