4. Hukuk Dairesi 2016/15307 E. , 2019/409 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 27/01/2016 gününde verilen dilekçe ile menfi tespit istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28/06/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı tarafından ... 3. İcra Müdürlüğünün 2012/5556 esas sayılı takip dosyasında dava dışı eşi hakkında icra takibi başlatıldığını, takip dosyasından gönderilen haciz ihbarnamelerine süresi içinde itiraz etmemesi üzerine borçlu konumuna düştüğünü, 3. haciz ihbarnamesinin tebliğinden sonra 15 günlük süreyi de geçirerek İİK’nun 89/3. maddesinde düzenlenen menfi tespit davasını açmadığını, takip borçlusu olan eşiyle aralarında bir alacak ilişkisi bulunmadığını, davalının kötüniyetli olarak kendisinin dava dışı eşine borçlu olmadığını bildiği halde gönderdiği haciz ihbarnameleri sonucu borcun zimmetinde sayılmasını sağladığını belirterek, takip alacaklısı olan davalıya borçlu olmadığının tespiti ile İİK’nun 72/5. maddesi uyarınca lehine tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Davalı, davacının usulüne uygun olarak gönderilen haciz ihbarnamelerine itiraz etmediğini, dava dışı takip borçlusunun alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla mal varlığını davacı eşine devrettiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, kendisine gönderilen ikinci haciz ihbarnamesine itiraz etmeyen davacının borçlu konumuna düştüğü, üçüncü haciz ihbarnamesinin tebliğinden sonra süresi içinde İİK’nun 89. maddesi uyarınca menfi tespit davasını açmadığı, davanın İİK’nun 72. maddesi uyarınca menfi tespit istemine yönelik olduğu, davalının cevap dilekçesinde ileri sürdüğü iddiaların soyut bulunduğu, davacı ile dava dışı takip borçlusunun eş olmasının davacıyı borçlu duruma düşürmesinin beklenemeyeceği gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacının takip dosyasından gönderilen haciz ihbarnamesi ile ilgili borçlu olmadığının tespitine, şartları oluşmayan tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
04/06/1958 gün ve 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da vurgulandığı gibi; bir davada maddi vakıaları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hâkime aittir. Başka bir deyişle mahkeme, olayların davacı tarafından yapılan hukuki tavsifi ile bağlı olmayıp, olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi tayin eder (6100 sayılı HMK m.33).
Her ne kadar davacı davasını dava dilekçesinde İİK’nun 72. maddesine dayandırmış ise de, davanın hukuki nitelendirmesi hâkime aittir. İİK’nun 72. maddesinde düzenlenen menfi tespit davası, takip borçlusunun takip alacaklısına karşı açacağı bir dava türü olup, somut olayda davacı takip borçlusu olmadığından, belirtilen kanun hükmünün uygulanması mümkün değildir. Takip kapsamında davacı tarafça yapılmış herhangi bir ödeme bulunmadığından, davaya istirdat davası olarak da devam edilemez.
Şu halde, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek genel hükümlere göre açılan menfi tespit davası kapsamında yapılan değerlendirme sonucu kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 04/02/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.