20. Hukuk Dairesi 2014/2936 E. , 2014/4878 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine ve davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Köyü 230 ada 21 ve 232 ada 4 parsel sayılı sırasıyla 1409 m2 ve 209 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı adına tesbit edilmiştir.
Davacı Hazine, davalının 1980 doğumlu olduğu, yaşı gözönünde bulundurulduğunda zilyedlik şartlarının oluşmadığı iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece, eklemeli zilyedlik bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine ve dava konusu parsellerin tesbit gibi davalı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 11/05/2011 gün 2011/2573 E. - 5917 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; " bilirkişi tarafından taşınmazların 1986 tarihli memleket haritasında açık alanda yer aldığı açıklanmışsa da 21 parselin koyu renkli bölümde bulunduğu ve bunun yanısıra eski tarihli resmi belgelerin incelenmediği anlaşılmaktadır. Hazine zilyedlik şartlarının oluşmadığını ileri sürdüğüne göre tesbit tarihinden geriye doğru 20 yıl önceki ve daha eski tarihlerdeki kullanım durumunu ve tasarruf sınırlarını karşılaştırmalı olarak göstermek üzere hem eski, hem yeni tarihli memleket haritaları ve hava fotoğrafları üzerinden araştırma yapılması, aynı şekilde komşu parsellerin niteliğinin ve çekişmeli taşınmaz yönünü ne olarak gösterdiğinin belirlenmesi gerekir. Komşu parsel tesbit tutanakları dosyaya getirtilmişse de kesinleşme durumları anlaşılamamaktadır.
O halde; mahkemece yeniden yapılacak keşifte, yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ve tesbit tarihinden 15 - 20 yıl önce çekilmiş steoroskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler dava konusu taşınmazlar ile çevresine uygulanıp, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, bu belgelere göre orman ya da 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesinde ifade edilen orman içi açıklık olup olmadığı belirlenmeli, komşu parsellere ait kadastro tapu kayıtları, tesbit dayanağı kayıt ve belgeler ve davalı iseler dava dosyaları getirtilerek çekişmeli taşınmazlar yönünü ne olarak gösterdikleri araştırılmalı, taşınmazda meşe ağaçları bulunduğuna göre, ormancılık bilimine göre meşe ağacı tohumlarının, ağır tohumlu ağaçlar grubu içerisinde yer aldığı ve tohum kanatlarının olmaması nedeni ile komşu ormandan rüzgar v.s. gibi etkenlerle taşınarak çimlenip yetişmesinin mümkün olamayacağı, dolayısıyla taşınmazın öncesi itibarıyla orman olduğunun kabulü gerekeceği düşünülmeli, bundan sonra toplanan delillere göre karar verilmelidir." denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra; davanın kısmen kabul kısmen reddine, 230 ada 21 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, 232 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tesbit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından 232 ada 4 sayılı parsele ve davalı ... tarafından 230 ada 21 sayılı parsele yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4.maddesi gereğince yapılıp 04/04/2006 - 04/05-2006 tarihleri arasında ilân edilen orman kadastrosu ve 15/08-2006 - 14/09/2006 tarihleri arasında ilân edilen arazi kadastrosu vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli 230 ada 21 parsel sayılı taşınmazın orman sayılan, 232 ada 4 parsel sayılı taşınmazın ise orman sayılmayan yerlerden olduğu, anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen davalı kişi yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdığı temyiz harcının istek halinde iadesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 21/04/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.