Mahkemesi:Tüketici Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili için yapılan ilamsız icra takibine itirazın iptâli ve takibin devamı istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüyle davalıların icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulmasına dair verilen karar, davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle davacı ile eser sözleşmesi ilişkisi davalıların murisinin aracı onarım için servise götürüp teslim etmesiyle kurulmuş olup, dava dışı sigorta şirketi ile davacı arasında akdî ilişki bulunmadığının anlaşılmasına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacı ile davalıların murisi arasında akdi ilişkinin varlığı sabit olup bedelde mutabakat bulunmadığından 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 481. maddesi gereğince iş bedelinin yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçleriyle hesaplanması gerekir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda hangi tarih itibariyle hesaplama yapıldığı konusunda net tarih bulunmamakta ise de birinci sayfadaki beyandan rapor tarihi itibariyle fiyatların belirlendiği anlaşılmaktadır.
Öte yandan sözleşmeden kaynaklanan alacaklarda temerrüt fazi talep edilebilmesi için alacağın muaccel olması yeterli olmayıp kararlaştırılan kesin vadede ya da alacaklının usulüne uygun ihtarına rağmen borcun ödenmemiş olması gerekir. İcra takibinde işlemiş faiz talep edilmiş ise de kesin vade olmadığı gibi borçluları temerrüde düşürecek nitelikte alacaklının keşide ettiği temerrüt ihtarı da bulunmamaktadır.Yine itirazın iptâli davalarında İcra İflas Kanunu"nun 67/II. maddesi hükmünce icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için alacağın likid ve borçlunun itirazında haksız olması gerekir. Dairemiz uygulamalarında alacağın varlığının yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporuyla belirlenmesi halinde alacağın likid olmadığı kabul edilmektedir. Bu durumda mahkemece hükme esas alınan raporu düzenleyen makine mühendisi bilirkişiden onarım işinin yapıldığı 2014 yılı mahalli piyasa rayiçleri ile, mahalli piyasa rayiçlerinin içerisinde yüklenici kârı ve KDV"de olacağından ayrıca bunlar eklenmeksizin bedeli konusunda gerekçeli ve denetime elverişli ek rapor alınıp bulunacak miktar üzerinden itirazın iptâline, kesin vade ve takipten önce temerrüt ihtarı bulunmadığından işlemiş faiz ile alacağın varlığı ile miktarı yargılama sonucu alınan bilirkişi raporu ile saptanmış olacağı ve alacak likid olmadığından icra inkâr tazminatı istemlerinin reddine karar verilmesi yerine eksik inceleme ile davanın kabulu doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalıların diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulüyle hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin ve Yargıtay başvurma harçlarının istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 18.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.