Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/15310
Karar No: 2015/1091
Karar Tarihi: 27.01.2015

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/15310 Esas 2015/1091 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2013/15310 E.  ,  2015/1091 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacılar vekili, davalılardan ..."ye trafik sigortalı olup müvekkillerinin babası ..."nın sevk ve idaresinde bulunan aracın, yolun sağ banketinde park halinde bulunan ve davalılardan ..."ye trafik sigortalı olan kamyona arkadan çarpması neticesinde araçta yolcu olarak bulunan anneleri ..."nın yaşamını yitirdiğini, müvekkillerinin annelerinin vefatı nedeniyle desteğinden yoksun kaldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla her bir davacı için 100.00"er TL olmak üzere toplam 200.00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı ..."den temerrüt tarihi olan 25.07.2011 tarihinden, davalı ..."den ise 26.07.2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 15.02.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle tazminat miktarını 29.501,01 TL"ye yükselttiklerini bildirmiştir.
    Davalı ... vekili, müvekkilinin poliçeden kaynaklanan sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve teminat limitiyle sınırlı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... vekili, davacılardan ..."nın meydana gelen kaza nedeniyle maluliyetinden kaynaklanan zararının tazmini için ayrı bir dava açılmış olup adı geçen davacının tüm zararlarının giderildiğini, fer"ileriyle birlikte toplam 132.000,00 TL ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları doğrultusunda, davanın kabulü ile davacı ... yönünden 6.590,01 TL, ... yönünden 22.911,00 TL olmak üzere toplam 29.501,01 TL maddi tazminatın, davalı ... yönünden 25.07.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, davalı ... yönünden 26.07.2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
    Davacılar vekili, müvekkillerinin anneleri ..."nın trafik kazası neticesinde vefat etmesi nedeniyle onun desteğinden yoksun kalan müvekkilleri için destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuş; mahkemece, kusur ve hasar uzmanı bilirkişi ... ile hukukçu-aktüer bilirkişi Av. ..."ten aldırılan 10.02.2013 tarihli raporda, kazanın oluşumunda davacılar murisi sürücü ..."nın %80 oranında, dava dışı kamyon sürücüsü ..."ın ise %20 oranında kusurlu olduğu görüşü bildirmiş, bunun üzerine mahkemece, bahsi geçen raporda belirlenen kusur oranları esas alınmak suretiyle yapılan hesaplama kabul edilerek hüküm kurulmuştur. Ancak tüm dosya kapsamından, aynı kazaya ilişkin olarak davacı ..."nın maluliyetinden kaynaklanan zararının tazmini istemiyle davalı ..."ye karşı açılan ... Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2011/380 Esas 2011/81 Karar sayılı dosyasında, davacılar murisi sürücü ..."nın %70 oranında, dava dışı kamyon sürücüsü ..."ın ise %30 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek karar verildiği, tarafların temyiz etmemesi üzerine hükmün kesinleştiği, taraflar arasında yapılan anlaşma uyarınca davalı ... tarafından davacıya ödeme yapıldığı ve davacı ... vekilince yapılan ödeme nedeniyle 16.03.2012 tarihli ibranamenin imzalandığı anlaşılmaktadır. Bahsi geçen mahkeme kararı, taraflarca temyiz edilmeyip kesinleşmiş olduğundan belirlenen kusur oranları eldeki davada da mahkeme için bağlayıcı niteliktedir.
    Davalı ...A.Ş davacılar desteğinin içinde yolcu olarak bulunduğu aracın ZMSS"i, davalı ... A.Ş ise diğer aracın ZMSS"i olup davalı ...A.Ş"nin %80, diğer davalının %20 oranında kusurlu olduklarına ilişkin temyiz konusu karar davacılar tarafından temyiz edilmemiştir.
    Bu durumda esasen bir davalının diğer davalı lehine verilmiş olan hükmü o davalı aleyhine temyiz etme hakkı yok ise de; davalıların sorumluluğu yasadan kaynaklanan müteselsil sorumluluk ve aralarındaki münasebetle ihtiyari dava arkadaşlığıdır. Müteselsil borçluluk niteliği itibariyle bölünebilen bir edimin birden fazla borçlusundan her birinin edimin tamamını ifa etmekle yükümlü olduğu bir borçluluk türü olup, borçlulardan birinin edimin tümünü ifa ederek alacaklıyı tatmin etmesi halinde, evvelce mevcut olmasa dahi ifayı gerçekleştiren borçlu ile diğer borçlular arasında bir hukuki ilişki doğacaktır. Alacaklıyı tatmin eden bir borçlu, kendisine isabet eden paydan daha fazla bir ödemede bulunduğu takdirde bu fazlalık ölçüsünde diğer borçlulara başvurabilecektir. Bu durum bir borçlunun alacaklıyı tatmin etmesi halinde diğer borçlularında alacaklı karşısında alacaklının tatmin edilmesi ölçüsünde borçtan kurtulmalarının (BK 145/1md.) doğal bir sonucudur. Buna bağlı olarak yasa koyucu da alacaklıyı tatmin eden borçlunun kendi payından fazla ödemede bulunması durumunda bu fazlalık ölçüsünde diğer borçlulara başvurabileceğini açıkça düzenlemiştir. (BK 146/1md.) Bu şekilde belirlenen hak o borçlunun rücu hakkıdır. Yasa koyucu kendi payından fazla ödemede bulunan bir borçluya tanıdığı rücu hakkını kuvvetlendirmek amacıyla (BK 146/1md) halefiyete de yer vermiştir. Açıklanan maddi hukuk hükümleri usul hukukunda dava olarak tezahür etmektedir. Müteselsil borçlular arasındaki ihtiyari dava arkadaşlığı nedeniyle hükmü temyiz etmeyenler hakkında lehe yada aleyhe verilen kararın kesinleştiği düşünülebilirse de, kesinleşme sorumluluk davasına ilişkin olup, ardından görülecek rücu davası yönünden, yani borçlular arasındaki iç ilişki yönünden hüküm ifade etmez. Rücu davası dikkate alındığında temyiz eden davalı ...A.Ş"nin diğer davalı ... A.Ş hakkındaki hükmü temyizde hukuki yararı bulunduğu aşikardır.
    Zira sorumluluk davasındaki karar kesin hüküm oluşturmaz ise de rücu davası yönünden sorumluluk davasının kararı güçlü delil oluşturmaktadır. Hakkında güçlü delil oluşan davalının rücu davası yönünden sorumluluk davası hükmünü diğer müteselsil borçlu aleyhine temyiz etmesinde hukuki yararı vardır. İhtiyari dava arkadaşlarının sonradan birbirlerine karşı açacakları rücu davasında, esas alınacak mahkeme kararı, ihtilaf henüz önünde iken doğru olarak oluşmalı ve mahkeme davalıların ne oranda sorumlu tutulup tutulmayacaklarını sorumluluk davası sırasında halletmelidir. Bu kabul tarzı rücu davasında haksız yere temyiz edenler aleyhine güçlü delil oluşturmaması yönünden doğru olduğu gibi, usul ekonomisi yönünden de tarafları tatmin edecektir. Temyiz etmeyen tarafların usulü müktesep hakları da mahkemece icrai nitelikte bir hüküm kurulmayacağı, bozma sonrası kararın gerekçesinde, haklarındaki karar temyiz edilmediğinden kesinleşen davalılarında sorumluluk derecesinin tespit edilmesiyle yetinileceği dikkate alındığında ihlal edilmemiş olacaktır. (Yargıtay HGK 2009/16-428-483 sayılı ilamı)
    Yukarıdaki açıklamalar göz önüne alınarak somut olaya bakıldığında; davacı maddi tazminatın müteselsil sorumluluk hükümlerine göre davalılardan tahsili istemiyle işbu davayı açmış olup, mahkemece davalı ... A.Ş"nin %20 kusuru oranında tazminata karar verilmiş, bu davalı hakkındaki hüküm davacı yanca temyiz edilmeyip sadece müteselsil sorumlu diğer davalı ...A.Ş tarafından temyiz edilmiş olup hükmü temyize gelmeyen davacı ile davalı ... A.Ş yönünden hüküm kesinleşmiş ve davalı ... A.Ş lehine usuli muktesep hak oluşmuş ise de temyiz eden davalı ...A.Ş davalı ... A.Ş"den aralarındaki iç ilişkiye göre gerçek kusur oranında bunu rücu edebilir.
    Açıklanan nedenlerle, rücu davası ile borçlular arasındaki iç ilişki ve usul ekonomisi dikkate alındığında kararın temyizinde davalı ...A.Ş"nin hukuki yararının bulunduğunun kabulü zorunlu olduğu gibi, hakkındaki karar kesinleşen diğer davalı sigorta şirketinin hükmedilen maddi tazminat yönünden sorumluluğuna ilişkin değerlendirme yapılarak ve taraflar arasındaki iç ilişkide geçerli olmak üzere; mahkemece (... A.Ş yönünden usuli kazanılmış hakkın ihlal edilmemesi gerektiğinden) davalı ... A.Ş yönünden icrai nitelikte bir hüküm kurulmayarak, sadece, %30 kusuru oranında sorumlu olduğu hususunun tespitine yönelik hüküm kurulması gerektiğinden, hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...A.Ş"ne geri verilmesine 27/01/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi