Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
7201 Sayılı Tebligat Kanunun 35/son maddesi hükmüne göre (...kamu kurum ve kuruluşları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına ve ticaret sicillerine...) bildirilen adreslere gönderilen tebliğ işlemlerinin yapılmaması halinde, değiştirilen adres bu yerlere bildirilmediği takdirde muhataba doğrudan bu adrese 35. madde uygulanarak tebligat yapılabilir.
Somut olayda borçlunun nüfus kayıt örneğinde yazılı “..................... ” adresine çıkartılan ödeme emri tebligatının, bila tebliğ iade olunması üzerine, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 35.maddesine göre bu adresin kapısına asılmak suretiyle 03.06.2009 "da tebliğ edildiği görülmüştür. Borçlu, vekili vasıtasıyla tebligatın kendisiyle ilgisi olmayan adrese çıkartıldığını, durumdan 24.07.2009 tarihinden haberdar olunduğunu, tebligatın usulsüzlüğünün ve öğrenme tarihinin tesbitini talep etmiştir. Mahkemece tebligatın nüfus idaresince bildirilen adrese çıkartıldığı ve bila tebliğ iade edilince Tebligat Kanunu"nun 35.maddesine göre usulüne uygun olarak tebliğ edildiği gerekçesiyle şikayet reddedilmiştir.
Sarıyer İlçe Nüfus Müdürlüğü" nün 17.05.2010 tarihli İcra Mahkemesine hitaplı yazılarında, tebligatın yapıldığı adresin Türkiye İstatistik Kurumu tarafından elektronik ortama kaydedildiği, borçlunun ise 06.04.2009 tarihinde müdürlüklerine müracaat ederek “.....................” adresini beyan etmiş olduğunun bildirildiği görülmektedir. Borçlunun Nüfus Müdürlüğüne beyen ettiği bu adres yerine Türkiye İstatistik Kurumunca belirlenen adrese T.K.nun 35. Maddesine göre yapılan tebligat geçerli değildir.
O halde mahkemece, Nüfus Müdürlüğüne borçlu tarafında bildirilmeyen adrese 7201 Sayılı Tebligat Kanunun 35.maddesine göre yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğunun kabulü ile öğrenme tarihinin tesbitine karar verilmesi yerine, yazılı gerekçe ile istemin reddine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 29.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.