8. Hukuk Dairesi 2012/4094 E. , 2012/10829 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile ... ve dahili davalı ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Osmaneli Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 22.02.2012 gün ve 164/72 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, Hisarcık Köyündeki 115 ada, 86 parsel, 128 ada 26 (9), 116 ada 26, Sarıyazı Köyü 121 ada 2 parsel sayılı taşınmazların dedelerinden, 30.01.2009 tarihinde vefat eden ortak muris babalarına kaldığını, sulak ve değerli bu taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında davalının kendi üzerine yazdırıldığını, miras bırakanın üzerinde kalan yerlerin ise değersiz ve kurak taşınmazlar olduklarını, davalının böylece müvekkilinin miras hakkını engellediğini ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, dava konusu tapusuz taşınmazların muris tarafından müvekkiline bağışlandığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, taşınmazların davalı adına kayıtlı olup, hibe edildiklerinin saptandığı, bu itibarla davacı tarafın muris muvazaasına dayanamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava mülkiyetin aktarılmasına yönelik tapu kaydının iptali ile tescil isteğine ilişkindir.
Çekişme konusu 115 ada 86 parsel sayılı taşınmaz 17.10.2001 tarihinde kadastroca tespit edilmiş, 08.05.2002 tarihinde kesinleşmiş, 128 ada 26 parsel 03.12.2001 tarihinde tespit edilmiş, 09.05.2002 tarihinde kesinleşmiş, 116 ada 9 parsel 18.10.2001 tarihinde tespit edilmiş, 09.05.2002 tarihinde kesinleşmiş, 121 ada 2 parsel 31.08.2004 tarihinde tespit edilmiş, 31.12.2004 tarihinde kesinleşmiş, tümü senetsizden tespit görmüştür. Muris Mustafa 30.01.2009 tarihinde vefat etmiştir. Aksi sabit oluncaya kadar geçerli kadastro tutanaklarının edinme bölümlerine göre baba Mustafa’nın sağlığında davalı oğlu Muhammed’e bağışladığının şerh düşülmesine karşın mahkemece bu yön üzerinde durulmadığı gibi dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklara da bu hususun sorulmadığı belirlenmiştir. Muris tarafından sağlığında davalı ..."e yaptığı bir bağış-satış söz konusu değilse, davacının miras payı oranında iptal ve tescile karar verilmelidir.
Öte yandan, taşınmazlar kadastro öncesi tapusuz yerler olup, menkul mal niteliğinde bulunduklarından (TMK. md. 763) bunlarla ilgili muvazaa iddiası dinlenmez.
O halde, öncelikle davacının kadastrodan önceki hukuki sebeplere ve miras payına dayanarak iptal ve tescil istediği gözetilerek, dava konusu taşınmazların öncesini bilen yerel bilirkişilerin tespiti ile taşınmaz başında yeniden keşif yapılması, yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarının 6100 sayılı HMK. nun 243, 244, 259 ve 290/2. maddeleri gereğince, davetiye ile çağrılarak, taşınmaz başında dinlenilmeleri, dava konusu taşınmazlarla ilgili yukarıda belirtilen hususların sorularak açıklığa kavuşturulması, beyanlar arasında çelişki bulunduğu takdirde HMK. nun 261. maddesi uyarınca yerel bilirkişi ve tanıkların yüzleştirilerek çelişkinin giderilmesine çalışılması, babanın Muhammed’e bağış-satışı kanıtlanmazsa, davacının miras payı oranında iptal ve tescile karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla halen yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK. 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK. nun 388/4. (HMK. m.297/ç) ve HUMK. nun 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunabileceğine ve 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 20.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.