Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/3872
Karar No: 2012/10827
Karar Tarihi: 20.11.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/3872 Esas 2012/10827 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2012/3872 E.  ,  2012/10827 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

    ... ve ... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair İskilip Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 30.03.2010 gün ve 354/164 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacılar vekili dava dilekçesinde, 119 ada 82 sayılı parselin vekil edenlerine ait olduğunu, ancak kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına hatalı olarak tespit ve tescil edildiğini açıklayarak anılan parselin tapu kaydının iptali ile vekil edenleri adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiş, yapılan keşifte davacılar dava konusu parselin babaları Mehmet Cüce’den intikal ettiğini bildirmişlerdir.
    Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde, yapılan kadastro tespitinin doğru olduğunu, taşınmazın Devlete ait yerlerden olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, mirasçılar arasında taksimin yapılmadığını, başka mirasçıların da bulunduğunu, bu nedenle davacı tarafın aktif dava açma ehliyetinin olmadığını gerekçe göstermek suretiyle dava koşulunda davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
    Mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş ise de, keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında terekenin paylaşımı konusunda çelişki bulunduğu halde, bu çelişki giderilmediği gibi yapılan araştırma ve incelemede hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacılar vekili dava dilekçesinde dava konusu parselin davacılara ait olduğunu bildirmiş, keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar, dava konusu taşınmazların davacıların babası muris ...’de kaldığını bildirmişler, ancak; bunlardan bir kısmı mirasçılar arasında terekenin paylaşıldığını, bir kısmının ise terekenin mirasçılar arasında paylaşılmadığını bildirmişler, mahkemece bu çelişki üzerinde durulmamıştır.
    Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davacıların miras bırakanı 31.01.1989 tarihinde ölmüş olup, terekesi TMK.nun 701 ve 702. maddeleri uyarınca elbirliği mülkiyet hükümlerine tabidir. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin payı taşınmazın tamamı üzerinde söz konusudur. Dosya arasında bulunan murisin nüfus aile kayıt tablosuna göre davacılar dışında başka mirasçıların da olduğu anlaşılmaktadır. Terekeye dahil bir taşınmaz için bir veya birkaç mirasçının tek başına üçüncü kişi durumunda bulunan Hazineye karşı aktif dava açma sıfat ve hukuki ehliyeti bulunmamaktadır. TMK.nun 702. maddesi uyarınca tasarrufi işlemlerde oybirliği aranır. Davada bir tasarrufi işlem olup tüm mirasçıların birlikte üçüncü kişilere karşı dava açması gerekir.
    O halde öncelikle murise ait veraset belgesinin alınıp dosyaya sunulması için davacı tarafa süre ve imkan tanınması, dava konusu taşınmazın yapılan paylaşım, satış veya bağış yoluyla davacılara kalıp kalmadığının belirlenmesi, bu yollardan biriyle davacılara kalmış ise, davanın bulunduğu bu haliyle yürütülmesi ve aşağıda belirtilecek eksikliklerin yerine getirilmesi, açıklanan yollardan biriyle davacılara kalmadığının saptanması halinde ise, şimdiki gibi davanın reddine karar verilmesi düşünülmelidir.
    Yargılama tutanakları üzerinde yapılan incelemede, tarafların tanık ve delillerini bildirmeleri konusunda mahkemece, herhangi bir süre ve imkan verilmediği, verilen keşif ara kararında yerel bilirkişi ve tanıkların ne şekilde dinleneceği konusunda bir açıklamanın yapılmadığı, vazgeçme olmadığı halde mahkemece herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin davacı tarafın tanıklarından iki tanesinin dinlenilmediği ve tutanak bilirkişilerin kendiliğinden dinlenildiği belirlenmiştir. Bu nedenle tarafların tanık ve delillerini bildirmesi konusunda kendilerine süre ve imkan tanınması HMK.nun 243, 244 ve 259. maddeleri uyarınca yerel bilirkişi ve tanıkların davetiye ile keşif yerine çağrılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle anılan madde hükümleri gereğince keşif yerinde dinlenmeleri, beyanları arasında çelişki bulunduğu takdirde HMK.nun 261. maddesi uyarınca çelişkinin giderilmesi, taşınmazın murise ait olup olmadığı, davacılara ne şekilde intikal ettiği hususlarının yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, ondan sonra toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Kabule göre de genel mahkemelerde açılan davalar, taraflarca hazırlama prensibine tabi olup, hakim tarafların bildirdiği tanıklar ve delillerle bağlı olduğundan, kendiliğinden tespit bilirkişilerini çağırıp dinlenme olanağına sahip değildir.
    Davacılar vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 20.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi