15. Ceza Dairesi Esas No: 2013/26817 Karar No: 2016/2174 Karar Tarihi: 25.02.2016
Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/26817 Esas 2016/2174 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, dolandırıcılık suçundan mahkum edilmiştir. Müşteki bir şirketin yetkili temsilcisi olarak, sanık avukatın altında müşterek bir dolandırıcılık amacı güderek şirketin davasını çözmek için para talep etmiştir. Şirket yetkilileri, müşterek dolandırıcılığı gerçekleştiren sanık avukatı aracılığı ile 5.000 TL göndermiştir. Ancak idari davanın sonuçlanması dolandırıcılığın açığa çıkmasına sebep olmuştur ve sanık paranın iadesini yapmamıştır. Mahkeme eylemin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna karar vermiştir. Hüküm TCK 157/1 ve 52/2 maddelerine göre verilmiştir. TCK 53.maddesinin (1), (2), ve (4) numaralı fıkraları ise Anayasa Mahkemesi tarafından kısmen iptal edilmiştir ve infaz aşamasında gözetilmesi önerilmektedir.
15. Ceza Dairesi 2013/26817 E. , 2016/2174 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : TCK 157/1, 52/2 maddeleri uyarınca mahkumiyet
Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Müşteki ...’in ...... Ürünleri Dağıtım Ltd. Şti.’nin yetkili temsilcisi olduğu, şirketin pazarladığı bazı ürünlerle ilgili olarak .... Bakanlığı’nca yasaklama kararı verildiği, şirket yetkililerince bu yasaklama kararının kaldırılması için idari yargıda yürütmeyi durdurma talepli dava açıldığı ancak davanın zaman alması nedeniyle şirket yetkilerinin arayışlara girdiği, bu bağlamda şirketin .... distribütörü olan tanık ...’ı ticari ilişkiler sırasında tanıyan sanık ...’un ...’dan olayın mahiyetini sorup öğrenmesinden sonra avukat olarak bahsettiği sanık ...’u tavsiye ettiği, tanık ...’la sanık ...’u bir araya getirdiği, tanık ...’ın bir araya geldiklerinde şirketin sorunlarını sanık ...’a anlattığı, sanık ...’un kendisini avukat olarak tanıttığı, davayı lehe sonuçlandırabileceğini bildirdiği ve bunun için 5.000 TL ücret talep ettiği, bunun üzerine tanık ...’ın sanık ...’u şirket yetkilisi müşteki ... ile görüştürdüğü ve sanığın müştekiye aynı yönde taahhütte bulunması üzerine müşteki ... tarafından sanık ...’a iletilmek üzere sanık ...’un hesabına havale yoluyla 5.000 TL gönderildiği ve sanık ...’un bu parayı çekerek sanık ...’a verdiği ancak idari davanın sonuçlanmasında sanık ...’un avukat olmamasından dolayı herhangi bir katkısının bulunmadığı, müştekinin şirketinin .....ile olan anlaşmazlığının doğal süreç içerisinde kendiliğinden çözüldüğü, sanık ...’un almış olduğu parayı müştekiye iade etmediği olayda; dosya kapsamı ve tanık beyanları dikkate alındığında eylemin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. 5237 sayılı TCK.nın 53.maddesinin (1), (2), ve (4) numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi"nin verdiği 08.10.2015 tarihli ve E.2014/140, K.2015/85 sayılı kısmi iptal kararının, 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girdiğinden koşulları oluşması halinde infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın savunma hakkı kısıtlanarak eksik kovuştuma ile lehe hükümler uygulanmadan karar verildiğine ilişkin ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 25/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.