5. Ceza Dairesi 2017/458 E. , 2019/2016 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Zincirleme tefecilik
HÜKÜM : Tefecilik suçundan mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelendi;
Katılan Hazine vekilinin temyizinin münhasıran vekalet ücretine yönelik olduğu gözetilerek, incelemenin sanık müdafin mahkumiyet hükmüne, katılan vekilinin ise vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
1-Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26/04/2016 gün ve 2014/118-2016/208 sayılı Kararında da belirtildiği üzere, tefecilik suçu ile korunan hukuki yarar ve suçun TCK"nın topluma karşı suçlar bölümünde düzenlenmesi karşısında, bu suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamı, diğer bir ifadeyle kamu olduğu, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerektiği, bu bağlamda TCK"nın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçunun kazanç elde etmek amacıyla borç para verilmesiyle oluşacağı, bunu meslek haline getirmenin suçun unsurları içerisinde yer almadığı, değişik zamanlarda ve/veya farklı kişilere karşı tefecilik eylemini zincirleme olarak işleyen sanık hakkında TCK"nın 43. maddesinin uygulanması gerektiği, zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günün suç tarihi olduğu, bu itibarla hukuki kesinti oluşturan iddianame tarihinden evvel tüm eylemlerin teselsülün içerisinde değerlendirilmesi, iddianame tarihinden sonraki eylemlerin ise gerçek içtima hükümleri ve varsa kendi içinde teselsül hükümleri değerlendirilmek suretiyle karara bağlanması gerekeceği nazara alındığında; dosya içeriği ve UYAP kayıtlarına göre, sanık hakkında aynı suçtan 10/01/2011 tarihli iddianameyle dava açıldığı ve Sungurlu Asliye Ceza
.../...
-2-
Mahkemesinin 14/06/2012 gün ve 2011/14 Esas, 2012/356 Karar sayılı ilamıyla sanığın tefecilik suçundan mahkumiyetine karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 27/04/2015 gün ve 2013/7709 Esas, 2015/10653 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği anlaşılmakla, söz konusu dosyanın onaylı suretinin dosya içine konulmasından sonra suç ve iddianame tarihlerine göre eylemler arasında hukuki kesinti oluşup oluşmadığının ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı ile mükerrer dava olup olmadığının saptanması, ayrıca zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin belirlenmesi halinde sanığa TCK"nın 241. maddesi gereğince verilecek cezadan aynı Kanunun 43/1. maddesi uyarınca artırım yapıldıktan sonra kesinleşen dava dosyasından verilen cezanın mahsubu ile oluşur ise aradaki fark kadar cezaya hükmedilmesi, hukuki kesintinin gerçekleşmesi halinde ise ayrı ceza verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda birden fazla kez ödünç para verdiği kabul edilen sanık hakkında TCK"nın 43/1. maddesinin uygulanmaması,
3-Sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulmuş olması karşısında, kamu davasında kendisini vekille temsil ettiren katılan Hazine yararına hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, katılan vekili ile sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca hükmün BOZULMASINA, 14/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.