15. Ceza Dairesi Esas No: 2013/27871 Karar No: 2016/2172 Karar Tarihi: 25.02.2016
Güveni kötüye kullanma - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/27871 Esas 2016/2172 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, demir deposunda çalıştığı sırada 30.650 kg hurda demiri satmak için başka bir sanık ve nakliye firması ile anlaşmış, demirler satılmak üzere başka bir demir deposuna götürülmüş ve fatura, irsaliye ibraz edilmemesi üzerine durum şüphelenilerek jandarmaya bildirilmiştir. Asliye Ceza Mahkemesinde güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine karar verilmiştir. TCK'nın 155/2, 62, 52 ve 53 maddeleri uyarınca karar verilen davanın temyiz işlemi sonucunda, TCK'nın 53. maddesi uyarınca 1. bendin \"c\" alt bendi kapsamında yargılama yapılmış ve hükme eklenmiştir.
15. Ceza Dairesi 2013/27871 E. , 2016/2172 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Güveni kötüye kullanma HÜKÜM : 5237 sayılı TCK 155/2, 62, 52, 53 maddeleri uyarınca mahkumiyet
Güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Müşteki ...’e ait olan ... ..... San. Tic. Ltd. Şti.’de demir deposu sorumlusu olarak çalışmakta olan sanık ...’ın depoda bulunan 30.650 kg hurda demiri satmak için daha önce aynı iş yerinde çalışmış olan sanık ... ile irtibata geçtiği, sanık ...’ın demirleri taşımak için kendisine ait olan tır ile nakliyecilik yapan sanık ...’la anlaştığı, sanık ...’ın talimatıyla tıra yüklenen demirlerin satılmak üzere .....’ye ait olan demir deposuna götürüldüğü ancak kendisine fatura ve irsaliye gösterilmemesi üzerine durumdan şüphelenen .....’nin müşteki ve jandarmaya bildirdiği olayda; dosya kapsamı, tanık beyanları ve sanık ...’ın samimi ikrarı dikkate alındığında eylemin güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. 5237 sayılı TCK.nın 53.maddesinin (1), (2), ve (4) numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi"nin verdiği 08.10.2015 tarihli ve E.2014/140, K.2015/85 sayılı kısmi iptal kararının, 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girdiğinden koşulları oluşması halinde infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; kararın usul ve yasaya aykırı bir şekilde verildiğine ilişkin sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki "velayet hakkından; vesayetten ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun"" sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılanmayı gerektirmeyen bu hususta, aynı kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hüküm fıkrasından 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkarılıp yerine, "TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın c bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" ibaresinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 25/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.