Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/258
Karar No: 2014/4851

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/258 Esas 2014/4851 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2014/258 E.  ,  2014/4851 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Arapgir Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 03/10/2013
    NUMARASI : 2012/20-2013/85

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Yörede 1999 yılında yapılıp 06/03/200 ilâ 05/04/2000 tarihleri arasında ilân edilen kadastro sırasında, S...Köyü ..ada 29 parsel sayılı 376 hektar 4349,16 m² yüzölçümündeki taşınmaz orman niteliğiyle davalı Hazine adına tesbit ve itirazsız kesinleşerek tapuya tescil edilmiştir.
    Davacı G.. Y.. ve arkadaşları vekili 18/09/2009 havale tarihli dilekçeyle; müvekkillerinin .. ada 28 sayılı parseli 1971 yılında satın aldıklarını, ancak, 1999 yılında yapılan kadastroda satın almak suretiyle malik oldukları taşınmazın 37643,00 m² yüzölçümündeki bölümünün.. ada 29 sayılı orman parseli içinde tesbit ve tescil edildiğini iddia ederek, zilyetlik ve Eylül 1971 tarih 1 sıra numaralı tapu kaydına dayanarak .. ada 29 sayılı parsel içinde yer alan 37643,00 m² yüzölçümündeki bölümün tapu kaydının iptali ve müvekkilleri adına tescili istemiyle dava açmışlardır.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; davacı gerçek kişiler vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 28/05/2012 tarih ve 2012/6613 - 2012/8054 sayılı kararı ile hüküm bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “dayanılan tapu kayıtları ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ile birlikte getirtilmediği, revizyon gördüğü parsellerin sorulmadığı, ayrıca, yeterli tapu kaydı uygulaması yapılarak tapu kaydının kapsamı belirlenmediği belirtilerek; davacıların dayanağı tapu kayıtları, ilk oluştuğu günden itibaren tüm gittileriyle birlikte ve revizyon gördüğü parseller varsa bu parsellere ilişkin kadastro tesbit tutanak örnekleri, davalı ise, dava dosyaları ile dava konusu 29 nolu orman parselinin davaya konu bölümünün yakın komşularını bir arada gösterir kadastro paftası örneği getirtilmesi ve bundan sonra fen bilirkişi aracılığı ile yeniden yapılacak keşifte; tapu kayıtları, yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen mahalli bilirkişi ve tanıklar aracılığı ile zemine uygulanarak tapu kaydının miktarı ile geçerli kapsamı belirlenmesi, fen bilirkişiye tapu kaydının miktarı ile geçerli kapsamını gösterir irtibatlı kroki düzenlettirilmesi, davacılar adına tesbit ve tapuya tescil edilen .. ada 28 sayılı parselin bu tapu kaydı kapsamında kalıp kalmadığı uygulamada kesin olarak belirlenmesi ve böylesi yapılacak araştırma ve uygulama sonucu taşınmazın tapu kaydı kapsamında bulunan bölümleri var ise bu bölümlerinin 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi kapsamında orman içi açıklığı niteliğinde orman sayılan yerlerden olduğunun kabul edilemeyeceği gözetilmesi, tapu kaydının uymadığının anlaşılması halinde, şimdi olduğu gibi 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi gereğince taşınmazın orman içi açıklığı niteliğinde olduğu ve bu tür yerlerin zilyetlikle kazanılamayacağı ve özel kişiler adına tapuya tescil edilemeyeceği kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne ve S.. Köyünde bulunan .. ada 29 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi L..A.. tarafından tanzim olunan 18/07/2013 havale tarihli rapora ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 27200,00 m² yüzölçümündeki bölümün tapu kaydının iptali ile bu bölümün tarla vasfıyla kararda gösterilen payları oranında davacı gerçek kişiler adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, on yıllık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli taşınmaz orman alanı içinde bırakılmıştır.
    Mahkemece bozma kararına uyulmuştur. Kural olarak, bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda, lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için zorunluluk doğar.
    Ne var ki; bozma kararına uyulduğu halde, gerekleri yerine getirilmemiştir. Özellikle hükmüne uyulan bozma kararında; “davacıların dayandığı Eylül 1971 tarih, 1 sıra numaralı 8 dönüm miktarındaki tapu kaydının miktarı ile geçerli kapsamı belirlenmesi, fen bilirkişiye tapu kaydının miktarı ile geçerli kapsamını gösterir irtibatlı kroki düzenlettirilmesi, davacılar adına tesbit ve tapuya tescil edilen .. ada 28 sayılı parselin bu tapu kaydı kapsamında kalıp kalmadığı uygulamada kesin olarak belirlenmesi” gereğine değinilmesine rağmen, mahkemece, bozma kararında anlatılan şekilde bir araştırma yapılmamış, tapu kaydının ne hudutları ne de miktarı ile geçerli kapsamı belirlenmediği gibi davacılar adına tesbit edilen 101 ada 28 sayılı parselin, dayanak tapu kaydı kapsamında kalıp kalmadığı hususu da tesbit edilmemiş, keşifte görev alan fen bilirkişinin dayanak tapu kaydının sınırlarını ne hudutlarıyla itibariyle, ne de miktarı itibariyle göstermeyen yetersiz krokisi dosya arasına alındıktan sonra bozma sonrasında zilyetlik yönünden yeni bir araştırma da yapılmadığı halde, davacılar lehine 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu gerekçesine dayanılarak davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Oysa, uyulan bozma kararında “tapu kaydının taşınmaza uymadığının anlaşılması halinde, şimdi olduğu gibi 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi gereğince taşınmazın orman içi açıklığı niteliğinde olduğu ve bu tür yerlerin zilyetlikle kazanılamayacağı ve özel kişiler adına tapuya tescil edilemeyeceği kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi” gerektiği ifade edilmiştir.
    Bu hale göre, davacıların dayandığı tapu kaydının, kayıtta tarif edilen sınır yerleri uzman bilirkişi haritasında yöntemine uygun şekilde gösterilmediği ve kaydın miktarı ile geçerli kapsamı da belirlenmediğinden keşfi izleme, bilirkişi sözlerini denetleme olanağı da bulunamamıştır. Mahkemece, bozma kararı gerekleri yerine getirilmeksizin bozma kapsamı dışına çıkılarak hüküm kurulması doğru olmamıştır.
    Yukarıda da vurgulandığı gibi bozma kararına uymakla orada açıklanan biçimde araştırma yapılması ve yine orada benimsenen hukukî esaslar uyarınca karar verilmesi konusunda taraflar lehine usulî kazanılmış hak doğar. Usûle ilişkin kazanılmış hak kurumu ise, usûl hukukunun dayandığı temel bir ilke olup kamu düzeniyle ilgilidir. Mahkemece, bozma kararında yazılı hususlar dışında artık zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşup oluşmadığı gerekçesine dayanılamaz. Aksinin kabulü davalılar Hazine ve Orman Yönetimi yararına doğmuş usulî hakkın ortadan kaldırılması sonucunu doğurur.
    O halde; sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için; yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız yerel bilirkişi ile uzman harita mühendisi bulunamadığı takdirde fen bilirkişi ve tarafların aynı yöntemle gösterecekleri tanıklar hazır olduğu halde taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, davacı tarafın dayandığı tapu kaydı yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi marifetiyle 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20. maddesi hükmü uyarınca yöntemine uygun şekilde yerine uygulanmalı, kayıtta tarif edilen sınır yerleri, uzman bilirkişiye düzenlettirilecek haritada ayrı ayrı işaret ettirilmeli, tapu kaydında tarif edilen sınır yerlerinden yerel bilirkişice bilinemeyen sınır yerleri bulunduğu takdirde taraflara bu konuda tanık dinletme olanağı sağlanmalı, uzman bilirkişiden keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye imkan verecek şekilde ayrıntılı ve dayanak tapu kaydının hem hudutları hem de 3402 sayılı Kanunun 20/C ve 32/3 maddeleri gereğince miktarı ile geçerli kapsamını gösterir krokili ve gerekçeli rapor alınmalı, dayanak tapu kaydının hudut itibariyle davacı gerçek kişiler adına tesbit edilen ..ada 28 sayılı parseli kapsadığı belirlendiği takdirde, davacıların dayanak Eylül 1971 tarih 1 sıra numaralı 8 dönümlük tapu kaydının miktarından fazla miktardaki yeri (11406,79 m²) adlarına tesbit edilen .. ada 28 sayılı parsel ile aldıkları gözetilerek davacıların davasının reddine karar verilmelidir. Şayet davacılar adına tesbit edilen .. ada 28 sayılı parselin hudut itibariyle dayanak Eylül 1971 tarih 1 sıra numaralı tapu kaydı kapsamının dışında olduğu (tapu kaydının hudutları itibariyle .. ada 28 sayılı parseli kapsamadığı) tesbit edildiği takdirde ise, dayanak Eylül 1971 tarih 1 sıra numaralı 8 dönümlük tapu kaydının 3402 sayılı Kanunun 20/C ve 21. maddeleri gereğince sabit sınırdan başlanarak miktarı kadar (8 dönüm) kapsadığı yer dava edilen yerden ifraz edilmeli ve miktar fazlasının sınırda bulunan ormandan açma yapılarak kazanıldığı kabul edilmeli ve davacıların davasının dayanak kaydın miktarı kadar yer yönünden kabulüne, fazlaya ilişkin talebin ise reddine karar verilmelidir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 21/04/2014 günü oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi