MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalılardan ...nun dul aylığı alan annesi ..."nun aylıklarını vekil sıfatıyla tahsil etmekte iken ilgilinin 10.12.2001 tarihinde vefatinden sonra da ölümünü bildirmeyerek 01.02.2002-30.04.2005 tarihleri arasında 13.319,29 TL dul aylığı ve 248,14 TL vergi iadesi olmak üzere toplam 13.567,43 TL yi haksız yere tahsil ettiğini, diğer davalı Bankanın ise yoklama belgesi almadan ödeme yapması nedeniyle sorumlu olduğunu ileri sürerek toplam 13.567,43 TL nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Banka davanın reddini istemiş, davalı ... ise davaya katılmamış, cevap da vermemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davalı gerçek kişinin usulsüz şekilde ölen annesine ait dul aylığını almaya devam ettiği ve diğer davalı bankanın da kusurlu eylemi nedeniyle kurumun zararına sebep olduğu iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, dava açıldıktan sonra dava konusu asıl alacak, davalı gerçek kişi tarafından davacıya ödendiğinden bu davalının, dava tarihinden sonraki ödemesi nedeniyle asıl alacağın dava tarihine kadar işlemiş 4529,60 TL faizi ile dava tarihinden ödeme tarihine kadar 1771,25 TL işlemiş
faizini ve fazla ödenen 248,14 TL vergi iadesi alacağından sorumlu olduğu, davalı bankanın da yoklama belgesi almaksızın ödeme yaptığından bahisle sorumlu olduğunu belirterek dava açmış ise de, davalı ..."nun murisinin ölmesine rağmen maaşları tahsile devam etmesi nedeniyle davacı kurumun zararın meydana gelişinde kusurlu ve sorumlu olduğu, davalı bankanın maaş sahibi ... ...u"nun doğum tarihi ve işlemin vekaletle yapılmış olması nedeniyle ayrıca çekilen maaş dönemine göre de zararın meydana gelişinde kusur ve sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle banka yönünden davanın reddi gerektiği kanaatine varılarak davalı gerçek kişi yönünden davanın kısmen kabulüne, davalı banka yönünden reddine karar verilmiştir. Ne var ki, mahkemenin kabul ettiği faiz miktarına nereden varıldığı dosya kapsamından anlaşılamadığı gibi 27.4.2009 tarihli bilirkişi raporunda davalı banka kusurlu bulunmuş, 4.3.2011 tarihli raporda ise bankanın kusursuzluğu kabul edilmiş olmasına rağmen taraf itirazlarını karşılamak üzere konusunda uzman bilirkişiler eliyle yeniden inceleme yapılmak suretiyle bankanın uyuşmazlıkta kusurunun bulunup bulunmadığı, faiz yönünden de BK. 84. maddesi göz önünde bulundurularak talep edilebilecek faiz miktarı tereddüte mahal vermeyecek şekilde belirlenip, bu çelişkiler giderilmeden, yazılı gerekçe ile eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün bozulmasına, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.4.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.