9. Hukuk Dairesi 2014/17944 E. , 2015/31810 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL 3. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/03/2014
NUMARASI : 2013/252-2014/126
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı-karşı davalı isteminin özeti:
Davacı vekili, davacı-karşı davalı işçinin genel olarak 09:00-18:00 saatleri arasında çalıştığını, işlemlerin yürütülmesi ile ilgili evrak ve tutanakların tutulması gibi işler için genelde bu saatleri aşarak çalıştığını, dolayısı ile genelde akşan 20:00 hatta 21:00’a kadar çalıştığını, genelde ayda 3 Cumartesi günü de çalıştığını, davalının son aylarda hiçbir sebep yokken baskı ve zorlamalar yaptığını, buna rağmen davacı işçinin çalışmaya devam ettiğini, davalı-karşı davalı işverenin son zamanlarda zorla izin kullandırmaya çalıştığını ve 07/05/2013 tarihinde artık işe gelmemesinin, işten çıkarıldığının, haklarının ödeneceğinin belirtildiğini, bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yapılmayan zamlardan kaynaklanan ücret, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, asgari geçim indirimi alacaklarını istemiştir.
B)Davalı-karşı davacı cevabının özeti:
Davalı vekili, davacı-karşı davalı işçinin baskı ve zor gördüğü, istifaya zorlandığı iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacı-karşı davalı işçinin işten ayrılmadan bir süre önce çalıştığı depo işini beğenmemeye başladığını, bu yöndeki sıkıntılarını arkadaşlarına bildirdiğini, akabinde haricen edinilen bilgiye göre yeni iş bulduğunu, izinden sonra davalı–karşı davacı işverenlikteki işine dönmeyerek davacı-karşı davalı işçinin işi kendisinin bıraktığını, devamsızlığı nedeni ile iş aktini davalı-karşı davacı işverenin feshettiğini, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı vekili karşı davada ihbar tazminatı talep etmiştir.
C)Yerel Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacı-karşı davalı işçinin 07/05/2013 tarihinde işten davalı işverence çıkarıldığına ilişkin 20/05/2013 tarihinde noter aracılığı ile ihtar çekerek alacaklarını talep ettiği, bunun üzerine davalı-karşı davacının 21/05/2013 tarihinde davacı-karşı davalı işçiye noter vasıtası ile ihtarname göndererek 16-17-20 Mayıs 2013 günleri işe devamı bildirilerek iş sözleşmesinin 4857/25-II (f) fıkrasına göre sona erdirildiği, davalı işveren tarafından davacı işçinin iş sözleşmesinin devamsızlık nedeniyle tazminatsız olarak sona erdirildiği savunulmasına karşın SGK’na yapılan bildirimde davacının istifa nedeni ile işten ayrıldığının bildirildiği, davalı işverenliğin savunmalarının, noterlik ihtarnamesi, davacının gönderdiği ihtarnameden sonra devamsızlık tutanakları düzenlenmesinin sonuca bir etkisi olmayacağı, davacı işçinin ücretlerini talep etmesi nedeniyle eylemli olarak işten çıkarılmış olması; savunma ve sigorta bildiriminin çelişmesi nedeniyle davacı –karşı davalı işçinin kıdem ve ihbar tazminatı almaya hak kazandığı, dinlenen tanık beyanlarından davacının fazla mesai yaptığı ve hafta tatillerinde çalıştığı anlaşıldığından davacı fazla mesai ve hafta tatili ücretine hak kazandığı, bilirkişi raporunda alacakların hesaplandığı, Mahkeme tarafından fazla mesai ücreti alacağı ve hafta tatili ücreti alacağı fahiş bulunduğundan %40 oranında hakkaniyet indirim yapıldığı, iş aktinin davalı işveren tarafından feshedildiği anlaşılmakla davalı işverenin ihbar tazminatı isteminin yerinde olmadığı gerekçesi ile karar verilmiştir.
D)Temyiz:
Karar süresi içinde davalı-karşı davacı işveren vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E)Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı-karşı davacı işverenin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- İşçiye, işyerinde çalıştığı sırada verilen ara dinlenmesi süresinde taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
İşçinin günlük iş süresi içinde kesintisiz olarak hiç ara vermeden çalışması beklenemez. Gün içinde işçinin yemek, çay, sigara gibi ihtiyaçlar sebebiyle ya da dinlenmek için belli bir zamana ihtiyacı vardır.
Ara dinlenme 4857 sayılı İş Kanununun 68 inci maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükümde ara dinlenme süresi, günlük çalışma süresine göre kademeli bir şekilde belirlenmiştir. Buna göre dört saat veya daha kısa süreli günlük çalışmalarda ara dinlenmesi en az onbeş dakika, dört saatten fazla ve yedibuçuk saatten az çalışmalar için en az yarım saat ve günlük yedibuçuk saati aşan çalışmalar bakımından ise en az bir saat ara dinlenmesi verilmelidir. Uygulamada yedibuçuk saatlik çalışma süresinin çok fazla aşıldığı günlük çalışma sürelerine de rastlanılmaktadır. İş Kanununun 63 üncü maddesi hükmüne göre, günlük çalışma süresi onbir saati aşamayacağından, 68 inci maddenin belirlediği yedibuçuk saati aşan çalışmalar yönünden en az bir saatlik ara dinlenmesi süresinin, günlük en çok onbir saate kadar olan çalışmalarla ilgili olduğu kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla günde onbir saate kadar olan (onbir saat dahil) çalışmalar için ara dinlenmesi en az bir saat, onbir saatten fazla çalışmalarda ise en az birbuçuk saat olarak verilmelidir.
İşçi, ara dinlenme saatinde tamamen serbesttir. Bu süreyi işyeri içinde ya da dışında geçirebilir. İşyerinde geçirmesi ve bu süre içinde çalışmaya devam etmesi durumunda ara dinlenmesi verilmemiş sayılır. Ancak işçi işyerinde kalsa bile, ara dinlenmesi süresini serbestçe kullanabilir, bu süre içinde çalışmaya zorlanamaz.
Ara dinlenmesi için ücret ödenmesi gerekmez. Ancak, bu süre işçiye dinlenme zamanı olarak tanınmamışsa, işçinin normal ücretinin ödenmesi gerekir. Bu sürenin haftalık 45 saati aşan kısmını oluşturması halinde ise, zamlı ücret ödenmelidir.
Ara dinlenme süreleri kural olarak aralıksız olarak kullandırılır. Ara dinlenmesinin kullandırılması zorunlu ise de, bunun kullanılacağı zamanı belirlemek işverenin yönetim hakkıyla ilgilidir. İşçilerin tamamı aynı anda ara dinlenme zamanını kullanılabileceği gibi, belli bir plan dahilinde sırayla kullanmaları da mümkündür. Ancak ara dinlenme süresinin, işe, ara dinlenme süresi kadar geç başlama veya aynı süreyle erken bırakma şeklinde kullandırılması doğru olmaz. Ara dinlenme süresinin günlük çalışma içinde belli bir zamanda amaca uygun şekilde kullandırılması gerekir (Yargıtay 9.HD. 17.11.2008 gün 2007/35281 E, 2008/30985 K.).
İş Kanununa İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliğinin 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında, ara dinlenmelerinin iklim, mevsim, yöredeki gelenekler ve işin niteliğine göre yirmidört saat içinde kesintisiz oniki saat dinlenme süresi dikkate alınarak verileceği hükme bağlanmıştır. Değinilen maddenin birinci fıkrasında ise, ara dinlenme süresinin çalışma süresinden sayılmayacağı açıklanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının haftada 5 gün 09:00-18:00 saatleri arasında çalıştığı, haftada ortalama 2 gün saat 21:00’e kadar çalıştığı kabul edilerek haftada 6 saat fazla mesai yaptığı hesaplanmış ve davacı vekili bu çalışma gün ve saatlerini temyiz etmemiştir. Bu nedenle yeniden alınacak bilirkişi raporunda çalışma gün ve saatleri aynı şekilde kabul edilmelidir. Bununla birlikte, bilirkişi tarafından kabul edilen ara dinlenme süresi yukardaki yasal düzenleme ve ilke kararına uygun değildir.
Yukardaki ilke kararına göre 09:00-18:00 saatleri arasındaki süre 9 saat olup, 9 saatten 1 saat ara dinlenmesi düşülmesi gerekmektedir. 09:00-21:00 saatleri arasındaki süre ise 12 saat olup 1,5 saat ara dinlenmesi düşülmelidir.
Açıklanan şekilde ara dinlenmesi süreleri düşüldükten sonra varsa fazla mesai süresi hesaplanarak aynı oranda taktiri indirim yapılarak hüküm altına alınmalıdır.
F)Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.