14. Hukuk Dairesi 2020/3727 E. , 2020/7321 K.
"İçtihat Metni" 14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 21/11/2011 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 14/03/2019 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Talep, mirasın hükmen reddine ilişkindir.
Davacılar vekili, muris ..."in terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller neticesinde davacıların mirası hükmen ret etme haklarının olmadığı, borcu kabul ettiklerine dair eylemde bulundukları ve davanın ispat edilememesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacılar vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 11.06.2015 tarihli 2015/1933 Esas, 2015/6464 Karar sayılı ilamı ile "Türkiye Halk Bankasındaki murise ait kredi borcunun kimin tarafından taksitlendirilip ödendiği araştırılmadığı gibi ... dışındaki davacıların terekeyi sahiplendiğine ilişkin davranışlarının neler olduğu da gerekçeli kararda açıklanmamıştır. Mahkemece, belirtilen hususlar üzerinde durulmadan ayrıca murisin ölüm tarihi itibariyle terekesinin borca batık olup olmadığı usulüne uygun şekilde araştırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir." gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davacılardan ... yönünden davanın reddine, davacılar ..., ..., ..., ..., ... ve ... yönünden davanın kabulü ile muris ...’in terekesi borca batık olduğundan mirasın hükmen reddinin tespitine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, murisin ölüm tarihi itibariyle terekesinin açıkça borca batık olup olmadığının ve mirasçıların terekeyi kabul anlamına gelen işlemler yapıp yapmadıklarının araştırılması gerekmektedir. Türk Medeni Kanununun 605/2 maddesi hükmü gereğince mirasın hükmen reddine (terekenin borca batık olduğunun tespitine) ilişkin talepler, süreye tabi olmayıp mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca TMK"nın Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına ilişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması zorunludur.
Somut olayda; davacı ...’in icra tehdidi altında murisi ... ile birlikte paydaşı olduğu 60 KK 632 plaka sayılı kamyonet üzerindeki haciz ve yakalama işlemlerini kaldırmak amacıyla Erbaa İcra Müdürlüğünün 2008/5353 Esas ve 2009/920 Esas sayılı icra dosyalarında icra tehdidi altında taahhütte bulunduğu ve her iki icra dosyasına yapılan ödemelerin ... mirasçıları tarafından haricen ödendiği anlaşıldığından, icra tehdidi altında yapılan taahhüt ve ödemelerin mirası kabul anlamında yorumlanamayacağı, davacı ... yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, davacı ...’in terekeyi sahiplendiği gerekçesiyle davacı ... yönünden davanın reddi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.11.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.