Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2017/465
Karar No: 2021/435

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/465 Esas 2021/435 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2017/465 E.  ,  2021/435 K.

    "İçtihat Metni"


    Kararı Veren
    Yargıtay Dairesi : (Kapatılan) 17. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Asliye Ceza
    Sayısı : 529-78
    Sanıklar ... ve ..."ın nitelikli hırsızlık suçundan ayrı ayrı olmak üzere TCK"nın 142/2-g, 39, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına ve mahsuba ilişkin Sandıklı Asliye Ceza Mahkemesince verilen 17.03.2015 tarihli ve 81-231 sayılı hükümlerin, katılan ve sanıklar tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 17. Ceza Dairesince 15.09.2015 tarih ve 23541-5932 sayı ile;
    "...1- Sanık ..."ın, sanık ..."nin, köyün dışına kadar sürdüğü suça konu hayvanları, kendisine ait kamyonla alıp götürmesi ve bir adet hayvanı Çayırbağı hayvan pazarında tanık ..."a satması şeklinde gerçekleşen eyleminin TCK"nın 165. maddesine mümas suç eşyasının satın alınması suçuna uyduğu gözetilmeden, sanığın atılı hırsızlık suçuna diğer sanık ... ile birlikte iştirak ettiğine dair yeterli delil bulunmadığı hâlde yardım eden olarak kabulü ile sanık hakkında aynı Kanun"un 142/2-g ve 39. maddelerinin tatbiki suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi,
    2- Sanık ..."ın atılı suçlamayı kabul etmediği, diğer sanıkları tanıdığı ancak hırsızlık olayı ile bir ilgisinin olmadığını savunduğu, sanığın, suça konu hayvanları satarken yakalanmadığı gibi suça konu hayvanların bu sanıktan ele de geçmediğinin anlaşılması karşısında, sanık ..."ın yüklenen suçu işlediğine ilişkin, aynı eylem nedeniyle birlikte yargılandığı sanık ..."ın, suç atma niteliğinde kalan ve sanık tarafından kabul edilmeyen çelişkili anlatımları dışında, hükümlülüğüne yeterli, hukuka uygun, kuşkudan uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı kanıt bulunmadığı gözetilmeden, beraati yerine yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi," isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Yerel Mahkeme ise 26.01.2016 tarih ve 529-78 sayı ile; "Sanık ... yönünden Yargıtay bozma ilamında, mahkememizin önceki hükmüne esas tespit olunan oluşa dair çok sayıda çelişkili beyanlarının mevcudiyeti, olay günü olay saatinde ve mahallinde diğer sanıklarla yapmış olduğu telefon görüşmeleri ve buna dair HTS kayıtlarının mevcudiyeti, duruşma sırasında mahkememizce bizzat gözlemlenen hal ve tavırları, bununla birlikte diğer sanık ..."ın, bu sanık hakkındaki beyanları ve bu beyanların da HTS kayıtları uyumlu olduğuna dair sübuta yönelik delillerin yüksek dairece dikkate alınmadığı, bu yönde bozma gerekçesinde bir değerlendirme de yapılmadığı, bu surette mahkememiz gerekçesindeki bütün sübuta yönelik deliller bakımından değerlendirme yapılmaksızın sırf inkara yönelik çelişkili savunmaya itibarla ve delil yetersizliğine dayalı olarak hükmolunan bozma kararına direnmek gerekmiştir.
    Sanık ... yönünden Yargıtay bozma ilamında, mahkememizin önceki hükmüne esas tespit olunan oluşa dair çok sayıda çelişkili beyanlarının mevcudiyeti, olay günü olay saatinde ve mahallinde diğer sanıklarla yapmış olduğu telefon görüşmeleri ve buna dair HTS kayıtlarının mevcudiyeti, sanığın tevil yollu ikrarları, olay günü kamyoneti ile çalınan hayvanları almak üzere gitmiş olduğuna yerde araca ait lastik izlerinin mevcudiyeti, duruşma sırasında mahkememizce bizzat gözlemlenen hal ve tavırları, bununla birlikte diğer sanık ..."ın, bu sanık hakkındaki beyanları ve bu beyanların da HTS kayıtları uyumlu olduğuna dair sübuta yönelik delillerin yüksek dairece dikkate alınmadığı, bu yönde bozma gerekçesinde bir değerlendirme de yapılmadığı, bu surette mahkememiz gerekçesindeki bütün sübuta yönelik deliller bakımından değerlendirme yapılmaksızın sırf inkara yönelik çelişkili savunmaya itibarla ve delil yetersizliğine dayalı olarak suç niteliğinin değiştiğine dair hükmolunan bozma kararına direnmek gerekmiştir." şeklindeki gerekçeler ile bozmaya direnerek önceki hükümler gibi sanıkların cezalandırılmasına karar verilmiştir.
    Bu hükümlerin de sanıklar tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17.04.2016 tarihli ve 142095 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca 14.12.2016 tarih ve 653-1447 sayı ile; 6763 sayılı Kanun"un 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen Geçici 10. madde uyarınca, Yargıtay (Kapatılan) 17. Ceza Dairesine gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Özel Dairece 15.03.2017 tarih ve 194-3009 sayı ile; direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    İnceleme dışı sanık ... hakkında atılı suçtan verilen mahkûmiyet hükmü Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup direnmenin ve temyizin kapsamına göre inceleme sanıklar ... ve ... hakkında kurulan hükümlerle sınırlı olarak yapılmıştır.
    Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlıklar;
    1- Sanık ...’ın eyleminin nitelikli hırsızlığa yardım eden sıfatıyla iştirak suçunu mu yoksa suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunu mu oluşturduğu,
    2- Sanık ...’a atılı nitelikli hırsızlık suçunun sabit olup olmadığı,
    Hususlarının belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Katılan ...’in, 13.11.2014 tarihinde otlaması için araziye başıboş bir şekilde bıraktığı dört adet büyükbaş hayvanının geri gelmediğini, tüm aramalara rağmen hayvanlarını bulamadığını beyan ederek 15.11.2014 tarihinde kolluğa müracaatta bulunması üzerine soruşturmaya başlanıldığı,
    Yakalama tutanağında; katılan ...’in, 19.11.2014 tarihinde jandarma ihbar hattını arayarak daha önce dört adet büyükbaş hayvanının 13.11.2014 tarihinde çalındığını beyanla müracaatta bulunmuş olduğunu, kendi imkanları ile çevre köylerde yaptığı araştırma sonucunda, çalınan hayvanlarından olan montofon cinsi TR030000710230 kulak küpe numaralı ineğini Çayırbağ Beldesinde kurulan hayvan pazarında gördüğünü ihbar etmesi üzerine bahse konu yere gidildiği, ... isimli şahsın, ineğin sahibi olduğunu, ineği satmak amacıyla pazara getirdiğini ve ...’a 2300 TL karşılığında sattığını söylediği, yapılan incelemede ineğin kulak küpe numarasının TR031643814 olduğunun tespit edildiği, katılanın, ineğin kendisine ait olduğunu, ancak TR030000710230 olan küpe numarasının değiştirildiğini ileri sürdüğü, bunun üzerine ...’ın ineği Şuhut hayvan pazarından ismini bilmediği ancak 5318910934 numaralı telefonu kullanan şahıstan satın aldığını beyan ettiği, ele geçirilen ineğin, Cumhuriyet savcısının talimatları doğrultusunda, asıl sahibi olduğunu söyleyen ...’e teslim edildiği, ... ve ... isimli şahısların ise yakalandığı bilgilerine yer verildiği,
    Olay yeri görgü tespit tutanağında; katılanın Çiğiltepe Köyü ile Ekinhisar Köyü arasından geçmekte olan tren yolunun yakınlarında bulunan metruk binada hayvan dışkıları olduğunu beyanla müracaat etmesi üzerine bahse konu yere gidilerek yapılan incelemede, binanın, Devlet Demir Yollarına ait eski, kullanılmayan bir yer olduğu, binanın içerisinde çeşitli yerlerde hayvan dışkılarının bulunduğu, binanın etrafındaki zemininin kurumuş otlarla kaplı olup otların üzerinde araç lastik izine benzeyen birbirine paralel uzanan izler görüldüğü ancak herhangi bir araç lastik izine rastlanılmadığının bildirildiği,
    Katılan tarafından, çalınan hayvanların küpe numaraları, doğum tarihleri ve cinsiyetlerini içeren bilgilerin bulunduğu işletme kaydı örneğinin dosyaya sunulduğu,
    Arama tutanağında; inceleme dışı sanık ...’ın ikametinde 20.11.2014 tarihinde yapılan aramada herhangi bir suç unsuruna rastlanılmadığının bildirildiği,
    Telekomünikasyon İletişim Başkanlığınca gönderilen HTS kayıtlarının incelenmesinde;
    Sanık ...’ın adına kayıtlı olan ... numaralı hat ile suç tarihinden önce 538 6545665 numaralı hattı kullanan sanık ... ile çok sayıda görüşmelerinin bulunduğu, suç tarihi olan 13.11.2014 tarihinde saat 12.05 te sanık ...’ın sanık ...’ı aradığı, yapılan görüşmede Kızık Kasabası baz istasyonunun kullanıldığı, sanıkların aynı gün saat 13.40, 16.06, 16.47, 16.55 ve 18.28 saatlerinde de görüşme kayıtlarının bulunduğu, bu görüşmelerde de Sandıklı ve Kızık baz istasyonundan sinyal alındığı; sanık ...’in, aynı gün saat 18.17 ve 18.25’te inceleme dışı sanık ... tarafından Sandıklı ve Kızık baz istasyonu kullanılarak arandığı; suç tarihinden sonra 14.11.2014 tarihinde sanık ... ile iki, inceleme dışı sanık ... ile beş kez; 15.11.2014 tarihinde inceleme dışı sanık ... ile beş kez; 16.11.2014 tarihinde sanık ... ve inceleme dışı sanık ... ile bir kez; 17.11.2014 tarihinde inceleme dışı sanık ... ile üç kez; 19.11.2014 tarihinde sanık ... ile bir, inceleme dışı sanık ... ile iki kez görüşme yaptığı,
    İnceleme dışı sanık ...’ın adına kayıtlı olan ... numaralı hat ile suç tarihinden önce 538 6545665 numaralı hattı kullanan sanık ... ile çok sayıda görüşmelerinin bulunduğu, suç tarihi olan 13.11.2014 tarihinde saat 14.00 ve 14.07’de sanık ...’nın, inceleme dışı sanık ...’yi aradığı, bu görüşmelerde Çiğiltepe baz istasyonundan sinyal alındığı, bu görüşmeler haricinde aynı gün on altı görüşme daha yaptıkları, bu görüşmelerde de Sandıklı baz istasyonunun kullanıldığı, inceleme dışı sanık ...’nin suç tarihinde saat 18.16’da sanık Muammeri aradığı, aynı gün saat 18.17 ve 18.25’te sanık ... tarafından arandığı, görüşmelerin, Kızık Köyü baz istasyonundan sinyal verdiği, 14.11.2014 tarihinde sanık ... ile sekiz kez görüştükleri, 15.11.2014 tarihinde sanık ... ile altı kez görüşme kayıtlarının bulunduğu, inceleme dışı sanık ...’nin yakalandığı gün olan 19.11.2014 tarihinde saat 14.39’da sanık ... tarafından arandığı, aynı gün on iki kez görüşme yaptıkları,
    Anlaşılmıştır.
    Katılan aşamalarda; Çiğiltepe Köyü’nde oturduğunu, beş adet büyükbaş hayvanının olduğunu, otlanmaları amacıyla köyün arazisine başıboş bir şekilde bıraktığı hayvanlarının akşam olduğunda kendiliğinden eve geldiğini, 13.11.2014 tarihinde saat 10.00 sıralarında hayvanlarını aynı şekilde köyün arazisine bıraktığını, aynı gün akşam saat 17.00 sıralarında birinin eve geri döndüğünü, diğer dört hayvanın gelmediğini fark edince araziye aramaya gittiğini, ancak bulamadığını, köydekilere de haber verdiğini, kendi imkanlarıyla köyde ve civar köylerde arama yaptığı sırada köylerinin üst tarafından geçmekte olan tren yolunun yakınlarında hayvan dışkıları ve araç lastik izleri olduğunu gördüğünü, hayvanlarının çalınmış olabileceğini düşünerek jandarmaya müracaat ettiğini, olay nedeniyle 10.000 TL zararının bulunduğunu,
    Tanık ... aşamalarda; geçimini hayvancılık yaparak sağladığını, 15.11.2014 tarihinde Şuhut ilçesinde kurulu hayvan pazarında dolaşırken sanık ...’ı gördüğünü, sanığın yanında birisi inek, birisi dişi buzağı ve diğeri erkek buzağı olmak üzere üç adet büyükbaş hayvan bulunduğunu, ineğin fiyatını sorduğunda “2300 T’ye aldım. İstersen sana 2350 TL’ye bırakırım.” dediğini, pazarlık sonucunda 2320 TL’ye anlaştıklarını, hayvanı alarak evine götürdüğünü, 19.11.2014 tarihinde satmak amacıyla Çayırbağ Beldesindeki hayvan pazarına getirdiğini, ... isimli bir şahsa 2500 TL’ye sattığını, aynı gün ...’ın yanına gelerek hayvanın hırsızlık malı çıktığını söyleyip parasını geri istediğini, 2500 TL’yi iade edip hayvanın yanına gittiklerinde öncesinden tanıdığı katılanı gördüğünü, katılanın, hayvanlarının çalındığını, bu hayvanın da kendisine ait olduğunu anlattığını, bunun üzerine suça konu hayvanı satın aldığı sanık ...’ı pazarda arayarak bulduğunu ve jandarmaya haber verdiklerini,
    Tanık ... aşamalarda; inceleme dışı sanık ...’ı daha önceden kendisine ait lokantada çalışması nedeniyle tanıdığını, ...’nin hayvancılık işi ile uğraştığını, bir hafta kadar önce kendisini arayarak bir arkadaşının inek satmak istediğini söyleyip alıp almayacağını sorduğunu, kendisinin de alabileceğini söylemesi üzerine Sandıklı’da buluştuklarını, ...’nin kasası branda ile örtülü bir kamyonette getirdiği ineği kendisine gösterdiğini, pazarlık sonucunda 4000 TL’ye anlaştıklarını, ineği eve götürmesini söyleyerek 50 TL de nakliye ücreti verdiğini, olayın anlattığı şekilde gerçekleştiğini, ... ile birlikte sanık ...’in evine gitmediğini, ineği değerinde satın aldığını, çalıntı olduğunu bilmediğini,
    Tanık ... aşamalarda; sanık ...’ın üvey babası olduğunu, 13.11.2014 tarihinde Şuhut hayvan pazarında babasının inceleme dışı sanık ...’tan bir adet hayvan satın aldığını, pazarlık sırasında kendisinin de orada bulunduğunu, ...’nin hayvanın pasaportunu daha sonra getireceğini söylediğini, 2300 TL’ye anlaştıklarını, yarım saat kadar sonra da aynı hayvanı tanık ...’a sattıklarını, ...’ın beyanının doğru olmadığını, kendisiyle buluşup dört adet ineği teslim almadıklarını,
    İnceleme dışı sanık ... soruşturma aşamasında 19.11.2014 tarihli ifadesinde; sanık ...’ı tanıdığını, ancak herhangi bir samimiyetinin bulunmadığını, kendisine hayvan satmadığını,
    Aynı tarihte yeniden dinlenmesinde; korktuğu için yanlış ifade verdiğini, 13.11.2014 tarihinde öğlen saatlerinde arkadaşı olan sanık ...’i telefonla arayarak elinde dört adet çalıntı hayvan bulunduğunu söyleyip alıp almayacağını sorduğunu, onun da alacağını söylemesi üzerine aynı gün akşamüstü katılana ait hayvanları önüne katarak Ekinhisar Köyü’nün üst tarafında bulunan tren yolunun yakınlarına getirdiğini, sanık ...’in ve oğlunun burada kendisini beklemekte olduklarını, ...’in hayvanları açık kasa bir kamyonete yükleyerek Sandıklı ilçesine doğru hareket ettiğini, parayı hayvanları kestirince vereceğini söylediğini, sonrasında ne olduğunu bilmediğini,
    Cumhuriyet savcılığında 20.11.2014 tarihinde dinlenmesinde; katılan ile aynı köylü olduklarını, 13.11.2014 tarihinde öğlen saatlerinde mantar toplamak amacıyla araziye çıktığını, dolaştığı sırada başıboş bir şekilde dört adet inek gördüğünü, inekleri çalmaya karar verdiğini, önüne kattığı inekleri Kızık Köyü’ne doğru sürdüğünü, bu esnada sanık ...’i arayarak dört tane inek bulduğunu, ineklerin kendisine ait olmadığını söyleyip alıp almayacağını sorduğunu, sanık ...’in alacağını söylemesi üzerine köyün üst tarafında bulunan tren yolu yakınlarında buluştuklarını, sanık ...’in inekleri kapalı kasa kamyonetine yüklediğini, hayvanları kestirdikten sonra kendisine 2000-3000 TL vereceğini söyleyerek oradan ayrıldığını, iki gün sonra sanık ... ile Sandıklı’da bir parkta buluştuklarını, ...’in, hayvanlardan birini sattığını söylediğini, bu esnada, daha önceden kendisine satılık hayvan olup olmadığını soran tanık ...’u aradığını, elinde satılık hayvan olduğunu söyleyerek alıp almayacağını sorduğunu, tanık ...’in alabileceğini söylemesi üzerine sanık ...’in evinde buluştuklarını, sanık ... ve tanık ...’in pazarlık yaptığını, 4000 TL’ye anlaştıklarını, sanık ...’in evinin ahırında bulunan ineklerden birini kamyonete yükleyerek tanık ...’in evine götürdüklerini, sanık ...’in beyanlarının doğru olmadığını, Şuhut pazarına giderek kimseye hayvan satmadığını, sanık ...’i hırsızlık olayından önce iki kez hayvan pazarında görmesi nedeniyle tanıdığını, katılana ait hayvanları çaldığı tarihten birkaç gün önce karşılaştıklarında telefon numarasını almış olduğunu, herhangi bir samimiyetinin bulunmadığını,
    Sorgu hâkimliğinde önceki beyanlarından farklı olarak; hırsızlık tarihinden iki gün sonra suça konu hayvanlardan bir tanesini tanık ...’a sattıklarını, birkaç gün sonra sanık ... ile karşılaşmaları üzerine diğer hayvanları ne yaptığını sorduğunda, sanık ...’in üç hayvanı da kestiğini söylediğini, daha sonra jandarmanın kendisini araması üzerine hayvanlardan birinin pazarda satılırken yakalandığını öğrendiğini,
    Cumhuriyet savcılığında 15.12.2014 tarihli ifadesinde; önceki beyanlarının doğru olmadığını, olay nedeniyle yakalandığı 19.11.2014 tarihinde sanık ...’ın kendisini arayarak ismini vermemesi hâlinde kendisine ve ailesine bakacağını söylemesi nedeniyle doğruyu anlatmadığını, 13.11.2014 tarihinde çobanları olan sanık ...’nın kendisini arayıp iki adet büyükbaş hayvan olduğunu söyleyip hayvanları alıp almayacağını sorduğunu, kendisinin de alacağını söylemesi üzerine köyün üst tarafında bulunan, köye yaklaşık on kilometre mesafede olan yayla evine gittiğini, burada sanık ... ile buluşup pazarlık neticesinde iki adet büyükbaş hayvanı 6500 TL’ye satın aldığını, annesine ait olan ve sanık ...’nın gütmekte olduğu hayvanlar ile satın aldığı iki adet büyükbaş hayvanı önüne katarak köye getirdiğini, yayla evine giderken veya köye dönüşte kimseye rast gelmediğini, hayvanları o gece köy evindeki ahırda tuttuğunu, ertesi gün sabah saat 07.00 sıralarında kime ait olduğunu bilmediği bir araca hayvanları tek başına yüklediğini ve satmak amacıyla Şuhut pazarına götürdüğünü,
    Aynı tarihli ifadesinin devamında; hayvanları sanık ...’e ait araçla pazara götürdüğünü, aracı sanık ...’in kullandığını, pazarda sanık ...’in hayvanlardan birini satın almak istediğini söylediğini, ...’e 3500 TL’ye bir adet inek sattığını, ineklerden birini de pazarda gördüğü tanık ...’a 4000 TL’ye sattığını, önceki beyanlarında belirttiği gibi hayvanları arazide başıboş bulmadığını, sanık ...’dan satın aldığını, sanık ...’nın ceza evinde kendisini ziyaret ederek ismini vermemesi hâlinde kendisine 10.000 TL vereceğini ve avukat tutacağını söylediğini, ancak bu teklifi kabul etmediğini, sanık ... ile akraba olmadıklarını, ceza evine girerken vermiş olduğu üç kişilik görüş listesine onun da adını yazmış olduğunu, bu şekilde herhangi bir izin almadan sanık ...’nın kendisini ziyaret edebildiğini,
    Cumhuriyet savcılığında 22.01.2015 tarihli ifadesinde önceki beyanlarından farklı olarak; olay tarihinde öğleden sonra sanık ...’nın kendisini aradığını, nerede olduğunu sorup görüşmeleri gerektiğini söylediğini, o saatlerde çok sayıda görüşmeleri olduğunu ancak ne konuştuklarını hatırlamadığını, Çiğiltepe Köyü’ne on kilometre mesafede bulunan yayla evinde buluştuklarını, elinde iki adet büyükbaş hayvan olduğunu, hayvanları satmak istediğini söylediğini, bu hususu telefonda neden anlatmadığını, yağmurlu havada neden kendisini iki saat yürüttüğünü sormadığını, sanık ...’nın ahırdan getirdiği hayvanları gösterip “Bunları sana satayım.” dediğini, 6500 TL’ye hayvanları satın aldığını, sanık ...’nın kendisine diğer hayvanları satıp satamayacağını sorduğunu, satabileceğini söylemesi üzerine yanındayken sanık ...’ı aradığını, bir süre sonra sanık ...’in kamyonetiyle yanlarına geldiğini, sanık ...’e 3000 TL karşılığında bir adet inek sattığını, elden 500 TL aldığını, sonrasında tanık ...’u arayarak hayvan alıp almayacağını sorduğunu, onun da alacağını söylemesi üzerine hem tanık ...’a hem de sanık ...’e sattığı hayvanları ...’in kamyonetine yükleyerek Sandıklı’ya doğru yola çıktıklarını, kendisinin tali yolda inerek yayan bir şekilde köyüne gittiğini, o gece sanık ...’nın kendisini birkaç kez daha arayıp oğlunun kız kaçırdığını, işinin olduğunu, koyunlarına bakmasını istediğini söylediğini, bu nedenle gece sanık ...’nın yayla evine gidip orada kaldığını, ahırda çok sayıda hayvan bulunduğunu, herhangi bir durumdan şüphelenmediğini, ertesi gün tanık ...’u arayarak hayvanının sanık ...’in ahırında olduğunu söylediğini, tanık ... ile buluşarak sanık ...’in evine gidip ...’in kamyonetine hayvanı yüklediklerini, hayvanı Şuhut pazarında sattığı hususunun doğru olmadığını, sanık ...’nın tehditlerinden korktuğu için bu şekilde beyanda bulunduğunu, sanık ...’i hayvan alışverişini kimseye söylememesi hususunda tehdit etmediğini, sanık ...’in hayvanları neden 2300 TL’ye satın aldığını söylediğini bilmediğini, halbuki hayvanı kendisine 3000 TL’ye satmış olduğunu,
    Kovuşturma aşamasında önceki beyanlarından farklı olarak; sanık ...’nın on yedi tane büyükbaş hayvanı olduğunu, durumu müsait olmadığı için kendisine satmak istediği iki adet hayvanı alamayacağını söylediğini, ancak 6500 TL’ye alma hususunda aralarında anlaştıklarını, kendisinin parası olmadığı için hemen orada hayvanları başkalarına satmaya karar vererek sanık ...’i ve tanık ...’u aradıklarını, sanık ...’i daha önceden tanımadığını, o gün tanıştığı ... ile sonradan çok kez görüşme yaptıklarını,
    Beyan etmişlerdir.
    Sanık ... soruşturma aşamasında 19.11.2014 tarihli ifadesinde; hayvan alım-satım işi yaptığını, 15.11.2014 tarihinde Şuhut hayvan pazarında dolaştığı sırada elinde bir adet büyükbaş hayvan bulunan bir şahıs gördüğünü, yanına giderek fiyatını sorduğunu, adının ... olduğunu söyleyen şahsın 3000 TL istediğini, pazarlık sonucunda 2300 TL’ye anlaştıklarını, birbirlerine telefon numaralarını verdiklerini, bu alışverişe ilişkin herhangi bir görgü tanığının bulunmadığını, daha sonra satın aldığı hayvanı elinde tutarken birkaç müşterinin gelip fiyat sorduklarını, öncesinden tanıdığı tanık ... ile 2320 TL’ye anlaştıklarını, 19.11.2014 tarihinde Çayırbağ Beldesindeki hayvan pazarında dolaştığı sırada tanık ...’un yanına gelerek “Sattığın inek hırsızlık malı çıktı. Kimden aldıysan o şahsı bul. Bu işi çözelim.” dediğini, bu esnada jandarma görevlilerinin kendilerini yakaladığını, ... isimli şahsın yeşil gözlü, saçsız, orta boylu birisi olduğunu ve ... numaralı hattı kullandığını, kendisini daha önceden tanımadığını,
    Cumhuriyet savcılığında 22.01.2015 tarihli ifadesinde önceki beyanından farklı olarak; hatırlamadığı bir tarihte sanık ...’ın kendisini arayarak elinde satılık koyun olduğunu söylediğini, daha önceden de Ziya’dan hayvan satın aldığı için herhangi bir durumdan şüphelenmediğini, kendisine ait kamyonetle sanık ...’nın Kızık Kasabasındaki evine gittiğini, evde daha önceden tanımadığı inceleme dışı sanık ...’ı gördüğünü, kendisine evin avlusunda bulunan bir adet inek gösterdiklerini, sanık ...’nın aracılık ettiğini, inceleme dışı sanık ... ile pazarlık yaparak 2300 TL karşılığında ineği satın aldığını, parayı inceleme dışı sanık ...’ye verdiğini, ...’nin “Bu alışverişten kimseye bahsetme. Yoksa başına her şey gelebilir.” dediğini, neden bu şekilde konuştuğunu sormadığını, ineğin hırsızlık ürünü olduğunu düşünemediğini, ineği bir gün sonra Şuhut pazarında tanık ...’a 2320 TL’ye sattığını, ineğin işletme kayıt belgesini almak için inceleme dışı sanık ...’yi aradığını, sanık ... ile de hayvan alışverişi hususunda görüşmelerinin olduğunu,
    Kovuşturma aşamasında önceki beyanlarına ilaveten; borcu olduğu için 2300 TL’ye satın aldığı ineği 2320 TL’ye satmak zorunda kaldığını, Şuhut hayvan pazarına oğlunun da iki adet inek getirdiğini, böylelikle üç adet ineği satmak amacıyla pazara götürdüklerini,
    Sanık ... Cumhuriyet savcılığında 22.01.2015 tarihli ifadesinde; hayvancılık yaparak geçimini sağladığını, inceleme dışı sanık ...’ı tanıdığını, ...’nin iki adet büyükbaş hayvanını 400 TL karşılığında 2014 yılının Nisan ayından Ekim ayına kadar güttüğünü, Ekim ayında hayvanları teslim ettiğini, ancak parasını alamadığını, Çiğiltepe Köyü’nden başka şahıslara ait hayvanların da çobanlığını yaptığını, iki adet hayvanı köyün dışında bulunan yayla evinde inceleme dışı sanık ...’ye teslim ettiği hususunun doğru olduğunu ancak bu hayvanların, çobanlığını yapması için Nisan ayında teslim aldığı hayvanlar olduğunu, hırsızlık olayı ile bir ilgisinin bulunmadığını,
    Aynı tarihli ifadesinde yeniden dinlenmesinde; sanık ...’i hayvan alışverişi yapması nedeniyle tanıdığını, satılık hayvanları olduğu için olay tarihinde öğlen saatlerinde sanık ...’i aradığını,
    HTS kayıtlarına göre ilk kez sanık ...’in kendisini aradığı hususunun hatırlatılarak sorulması üzerine; olayı, önce kendisinin aradığı şeklinde hatırladığını, sanık ...’e elinde beş adet kuzu olduğunu söyleyip alıp almayacağını sorduğunu, sanık ...’in saat 14.00 sıralarında motosikletiyle yayla evine çıkıp geldiğini, ancak fiyatta anlaşamadıkları için gittiğini, fiyatta pazarlık etmek için yeniden sanık ...’i aradığını, kuzuları vermek istediğini söylediğini, sanık ...’in şimdi gelemeyeceğini belirttiğini, bu nedenle olay tarihinde çok sayıda görüşmelerinin bulunduğunu, sanık ... yayla evine geldiğinde yalnız olduklarını, inceleme dışı sanık ...’nin bulunmadığını, ...’nin köylüsü olması nedeniyle sık sık görüşmelerinin olduğunu, hırsızlık olayının gerçekleştiği gün oğlunun kız kaçırdığını, telaşlı olduğu için koyunlarının başında durması amacıyla ...’yi aradığını, o gün çok sayıda telefon görüşmelerinin olduğunu, paraya ihtiyacı olması nedeniyle koyunları satmak istediğini, ...’nin piyasaya yüklü miktarda borcunun bulunduğunu, hayvan alacak parası olmadığı için ...’ye hayvan satmayacağını, kimseyi tehdit etmediğini,
    Sorgu hâkimliğinde ve kovuşturma aşamasında önceki beyanlarından farklı olarak; olay tarihinde öğlen saatlerinde kendisine ait beş adet kuzuyu satmak amacıyla sanık ...’i aradığını, sanık ...’in saat 14.00 sıralarında yayla evine gelip hayvanlara baktığını, ancak fiyatta anlaşamadıkları için geri döndüğünü, daha sonra babasının kendisini arayarak oğlunun kız kaçırdığını söylediğini, bunun üzerine para lazım olacağı için tekrar sanık ...’i arayarak “Oğlum kız kaçırmış, istediğin fiyattan kuzulara sana vereyim.” dediğini, ...’in geç olduğunu, bugün gelemeyeceğini söylediğini, daha sonra inceleme dışı sanık ...’nin kendisini arayarak “Dört tane hayvan ayırdım. Bunları 6000 TL’ye satacağım.” dediğini, kendisinin de alamayacağını söylediğini, “O zaman bunları satacak birini bul.” şeklinde karşılık verdiğini, bunun üzerine ...’ye, sanık ...’in telefon numarasını verdiğini, aynı gün akşam saatlerinde ...’nin arayarak “... ile anlaşamadık, bizi anlaştır.” dediğini, arayı bulmak için sanık ...’i aradığını, sonradan öğrendiği kadarıyla ...’in dört adet hayvanı almış olduğunu, olay tarihinde yayla evinde olduğunu, inceleme dışı sanık ...’nin evine hiç gelmediğini, saat 11.00 sıralarında kuzuları almak için sanık ...’in geldiğini, olay gününde oğlunun kız kaçırması nedeniyle telaş içinde olduğunu ancak diğer sanıklara yardımcı olmak adına her ikisini de çok sayıda aradığını, ... ile samimi olmadıklarını, ziyaretçi listesini adını yazınca ceza evinde kendisini ziyarete gittiğini,
    Savunmuşlardır.
    Uyuşmazlık konularının sırasıyla ele alınmasında fayda bulunmaktadır.
    I- Sanık ...’ın eyleminin nitelikli hırsızlığa yardım eden sıfatıyla iştirak suçunu mu yoksa suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunu mu oluşturduğuna ilişkin uyuşmazlık konusunun değerlendirilmesinde;
    5237 sayılı TCK"nın 141. maddesinde yer alan "Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir." şeklindeki düzenleme ile hırsızlık suçunun basit hâli hüküm altına alınmış, aynı Kanun"un 142. maddesinde ise suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâlleri sayılmıştır. Hırsızlık suçunun basit hâlinin oluşması için, başkasına ait taşınabilir eşyanın suçun nitelikli hâllerinde belirtilen şekiller dışında çalınması gerekmektedir.
    Suç ve karar tarihi itibarıyla uyuşmazlık konusuyla ilgili 5237 sayılı TCK"nın 142. maddesinin ikinci fıkrasının (g) bendi hırsızlık suçunun;
    “Barınak yerlerinde, sürüde veya açık yerlerde bulunan büyük veya küçükbaş hayvan hakkında,
    İşlenmesi hâlinde, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.” şeklinde iken, 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 62. maddesiyle “üç yıldan yedi yıla kadar hapis” şeklindeki yaptırım “beş yıldan on yıla kadar hapis” olarak değiştirilmiş ve bentte yer alan “Barınak yerlerinde, sürüde veya açık yerlerde bulunan” ibareleri madde metninden çıkarılmıştır.
    Hırsızlık suçunun manevi unsuru kasttır. Fail, bilerek ve isteyerek başkasına ait taşınır bir malı, zilyedinin rızasına aykırı olarak bulunduğu yerden almalıdır. Suçun oluşabilmesi için genel kastın yanında failin ayrıca “kendisine veya başkasına bir yarar sağlama maksadı” ile (özel kast) hareket etmiş olması gerekmektedir.
    Hırsızlık suçunun oluşabilmesi için genel kast yanında bulunması gereken “yararlanma” özel kastı, suça konu eşyadan doğrudan veya dolaylı şekilde istifade edilmesi şeklinde olabileceği gibi maddi ya da manevi nitelikte de bulunabilir. Başka bir ifadeyle failin elde etmeyi umduğu her türlü tatmin ve haz, yarar kavramının içinde değerlendirilir (Nur Centel, Hamide Zafer, Özlem Çakmut, Kişilere Karşı İşlenen Suçlar, ..., 2007, s; 302).
    Uyuşmazlık konusuyla ilgili diğer suç olan suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçu ise TCK’nın 165. maddesinde ise; "Bir suçun işlenmesiyle elde edilen eşyayı veya diğer mal varlığı değerini, bu suçun işlenmesine iştirak etmeksizin, satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır." şeklinde düzenlenmiştir.
    Kanun koyucunun bu suçu ihdas etmesinin sebebi, suç işlemek suretiyle elde edilen menfaatlerin piyasada tedavüle konulmasının ve suç işlemenin bir menfaat temini açısından cazip bir yol olarak görülmesinin önüne geçmektir. Suçun konusu, başka bir suçtan doğrudan veya dolaylı olarak elde edilen her türlü ekonomik değer, yani mal varlığı değeridir. Konusu suç oluşturmayan veya suç olmaktan çıkarılmış ya da suç işlenmek suretiyle elde edilmeyen eşyanın satın alınması veya kabul edilmesi bu suçu oluşturmayacaktır.
    Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçu, seçimlik hareketli bir suç olup daha önce işlenmiş olan suçtan elde edilen eşyanın kabul edilmesi veya satın alınması, söz konusu suçun oluşması için gerekli ve yeterlidir. Bu suç, doğrudan kastla işlenebileceği gibi olası kastla da işlenebilir.
    Uyuşmazlık konusunda sağlıklı bir çözüme ulaşılabilmesi bakımından suça iştirak, faillik ve şeriklik kavramları üzerinde de durulmalıdır.
    TCK’nın 37. maddesindeki;
    "(1) Suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her biri, fail olarak sorumlu olur.
    (2) Suçun işlenmesinde bir başkasını araç olarak kullanan kişi de fail olarak sorumlu tutulur. Kusur yeteneği olmayanları suçun işlenmesinde araç olarak kullanan kişinin cezası, üçte birden yarısına kadar artırılır." şeklindeki hüküm ile maddenin birinci fıkrasında müşterek faillik, ikinci fıkrasında ise dolaylı faillik düzenlenmiştir.
    Kanun’da suç olarak tanımlanan fiilin, birden fazla suç ortağı tarafından iştirak hâlinde gerçekleştirilmesi durumunda TCK’nın 37/1. maddesinde düzenlenen müşterek faillik söz konusu olacaktır.
    Öğretideki görüşler de dikkate alındığında müşterek faillik için iki şartın birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir:
    1- Failler arasında birlikte suç işleme kararı bulunmalıdır.
    2- Suçun işlenişi üzerinde birlikte hâkimiyet kurulmalıdır.
    Müşterek faillikte, birlikte suç işleme kararının yanı sıra fiil üzerinde ortak hâkimiyet kurulduğu için her bir suç ortağı “fail” konumundadır. Fiil üzerinde ortak hâkimiyetin kurulup kurulmadığının belirlenmesinde suç ortaklarının suçun icrasında üstlendikleri rolleri ve katkılarının taşıdığı önem göz önünde bulundurulmalıdır.
    "Yardım etme" ise TCK"nın 39. maddesinde;
    "(1) Suçun işlenmesine yardım eden kişiye, işlenen suçun ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirmesi hâlinde, onbeş yıldan yirmi yıla; müebbet hapis cezasını gerektirmesi hâlinde, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde cezanın yarısı indirilir. Ancak, bu durumda verilecek ceza sekiz yılı geçemez.
    (2) Aşağıdaki hâllerde kişi işlenen suçtan dolayı yardım eden sıfatıyla sorumlu olur:
    a) Suç işlemeye teşvik etmek veya suç işleme kararını kuvvetlendirmek veya fiilin işlenmesinden sonra yardımda bulunacağını vaat etmek.
    b) Suçun nasıl işleneceği hususunda yol göstermek veya fiilin işlenmesinde kullanılan araçları sağlamak.
    c) Suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak" şeklinde,
    "Bağlılık kuralı" da aynı Kanun"un 40. maddesinde;
    "(1) Suça iştirak için kasten ve hukuka aykırı işlenmiş bir fiilin varlığı yeterlidir. Suçun işlenişine iştirak eden her kişi, diğerinin cezalandırılmasını önleyen kişisel nedenler göz önünde bulundurulmaksızın kendi kusurlu fiiline göre cezalandırılır.
    (2) Özgü suçlarda, ancak özel faillik niteliğini taşıyan kişi fail olabilir. Bu suçların işlenişine iştirak eden diğer kişiler ise azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulur.
    (3) Suça iştirakten dolayı sorumlu tutulabilmek için ilgili suçun en azından teşebbüs aşamasına varmış olması gerekir." biçiminde düzenlenmiştir.
    Suçun icrasına iştirak etmekle birlikte, işlenişine bulunduğu katkının niteliği gereği kanuni tanımdaki fiili gerçekleştirmeyen diğer suç ortaklarına “şerik” denilmekte olup TCK’da şeriklik, azmettirme ve yardım etme olarak iki farklı şekilde düzenlenmiştir. Buna göre, kanuni tanımdaki fiili gerçekleştirmeyen veya özel faillik vasfını taşımadığı için fail olamayan bir suç ortağı, gerçekleşen fiilden TCK’nın 40. maddesinde düzenlenen bağlılık kuralı uyarınca sorumlu olmaktadır.
    TCK’nın 39/2. maddesindeki düzenlemeye göre, yardım etme; maddi yardım ve manevi yardım olarak ikiye ayrılmaktadır.
    1- Bir suçun işlenmesine maddi yardımda bulunma çok çeşitli şekillerde ortaya çıkmakla birlikte anılan maddede maddi yardım;
    a) Suçun işlenmesinde kullanılan araçları temin etmek,
    b) Suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında maddi yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak,
    Olarak sayılmıştır.
    2- Manevi yardım ise;
    a) Suç işlemeye teşvik etmek,
    b) Suç işleme kararını kuvvetlendirmek,
    c) Suçun işlenmesinden sonra yardımda bulunmayı vaad etmek,
    d) Suçun nasıl işleneceği konusunda yol göstermek,
    Şeklinde belirtilmiştir.
    Kişinin eyleminin, bir suçun katılma aşamasına ulaşıp ulaşmadığı, ulaşmışsa da suça katılma düzeyinin belirlenmesi için, eylemin bir aşamasındaki durumun değil, eylemin yapılması için verilen kararın, bu kararın icra ediliş biçiminin, olay öncesi, sırası ve sonrasındaki davranışların da dikkate alınıp, tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi gerekir. Zira "yardım etme"yi müşterek faillikten ayıran en önemli unsur, kişinin suçun işlenişi sırasında fiil üzerinde ortak hâkimiyetinin bulunmamasıdır.
    Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    Katılana ait dört adet büyükbaş hayvanın 13.11.2014 tarihinde çalındığı, katılanın 19.11.2014 tarihinde çalınan hayvanlarından bir tanesini Çayırbağ Beldesi’nde kurulan hayvan pazarında görmesi üzerine kolluğu arayarak ihbarda bulunduğu, pazar yerine gelen güvenlik görevlilerince, suça konu hayvanın sahibi olduğunu ve satmak amacıyla pazara getirdiğini söyleyen sanık ...’ın yakalandığı olayda;
    Sanığın, yakalanması üzerine alınan ilk ifadesinde, suça konu hayvanı 15.11.2014 tarihinde Şuhut hayvan pazarında soy ismini bilmediği, eşkal bilgilerini verdiği ve ... numaralı telefonu kullanan ... isimli bir şahıstan 2300 TL’ye satın aldığını, aynı gün 2320 TL’ye tanık ...’a sattığını, 19.11.2014 tarihinde Çayırbağ Beldesi’ndeki hayvan pazarında dolaştığı sırada tanık ...’un kendisini görerek yanına gelip sattığı hayvanın çalıntı olduğunu söylediğini; kovuşturma aşamasında ise önceki beyanından farklı olarak, sanık ...’ın kendisini arayarak elinde satılık koyun olduğunu söylediğini, kendisine ait kamyonetle sanık ...’nın Kızık Kasabasındaki evine gittiğini, evde daha önceden tanımadığı inceleme dışı sanık ...’ı gördüğünü, kendisine evin avlusunda bulunan bir adet inek gösterdiklerini, sanık ...’nın aracılık ettiğini, inceleme dışı sanık ... ile pazarlık yaparak 2300 TL karşılığında ineği satın aldığını, bir gün sonra Şuhut pazarında tanık ...’a 2320 TL’ye sattığını savunması,
    İnceleme dışı sanık ...’ın soruşturma aşamasında, katılan ile aynı köylü olduklarını, 13.11.2014 tarihinde öğlen saatlerinde arazide dolaştığı sırada başıboş bir şekilde dört adet büyükbaş hayvan gördüğünü, çalmaya karar verdiği hayvanları Kızık Köyü’ne doğru sürdüğünü, daha sonra sanık ...’i arayarak dört tane inek bulduğunu, ineklerin kendisine ait olmadığını söyleyip alıp almayacağını sorduğunu, sanık ...’in alacağını söylemesi üzerine köyün üst tarafında bulunan tren yolu yakınlarında buluştuklarını, sanık ...’in inekleri kapalı kasa kamyonetine yüklediğini, hayvanları kestirdikten sonra kendisine 2000-3000 TL vereceğini söyleyip oradan ayrıldığını beyan ettiği, kovuşturma aşamasında ise önceki beyanından dönerek olay tarihinde sanık ...’ın kendisini arayıp elinde iki adet büyükbaş hayvan olduğunu, hayvanları satmak istediğini söylediğini, bunun üzerine sanık ...’nın yayla evine giderek pazarlık sonucunda 6500 TL’ye iki adet hayvan satın aldığını, sanık ...’nın kendisine diğer hayvanları da satıp satamayacağını sorması üzerine sanık ...’ı aradığını, bir süre sonra sanık ...’in kamyonetiyle yanlarına geldiğini, sanık ...’e 3000 TL karşılığında bir adet inek sattığını, hayvanlardan birini de tanık ...’a satmış olduğunu ifade etmesi,
    Sanık ...’ın ise aşamalarda, olay tarihinde inceleme dışı sanık ...’nin kendisini arayıp elinde satılık hayvan olduğunu söylediğini, kendisinin de alamayacağı şeklinde karşılık vermesi üzerine hayvanı satın alabilecek başka bir şahıs tanıyıp tanımadığını sorduğunu, sanık ...’in telefon numarasını vererek onlar arasındaki pazarlığa aracılık ettiğini beyan etmesi karşısında,
    İnceleme dışı sanık ...’ın aşamalarda birbiriyle örtüşmeyen beyanlarda bulunduğu anlaşılmakla birlikte, 19.11.2014 tarihinde yakalanması üzerine Cumhuriyet savcılığında ve 20.11.2014 tarihinde müdafisi huzurunda sorgu hâkimliğinde dinlenmesinde, katılan ile aynı köylü olduklarını, olay tarihinde öğleden sonra bir vakitte katılana ait hayvanları arazide başıboş bir şekilde otlarken görünce çalmaya karar verip köyün üst tarafına doğru sürdüğünü, yolda giderken sanık ...’ı aradığını, elinde çalıntı hayvan olduğunu söyleyerek hayvanları satın alıp almayacağını sorduğunu, sanık ...’in satın alabileceği şeklinde cevap vermesi üzerine köylerinin üst tarafında bulunan ve Devlet Demir Yollarına ait metruk binada buluştuklarını, sanık ...’in dört adet büyükbaş hayvanı kendisine ait kamyonete yükleyerek buradan ayrıldığı yolundaki beyanının, olay tarihinde saat 18.17’de Sandıklı baz istasyonunu kullanarak sanık ...’i aradığına ilişkin HTS kayıtları ile suç yeri olan Çiğiltepe Köyü ile Ekinhisar Köyü arasından geçmekte olan tren yolunun yakınlarında bulunan metruk bina içerisinde hayvan dışkılarının bulunduğuna ve binanın etrafındaki zemin üzerinde araç lastik izine benzeyen izler olduğunun tespit edildiğine dair olay yeri inceleme tutanağı da dikkate alınarak, dosya kapsamına ve hayatın olağan akışına uygun düştüğü ve bu beyana itibar edilmesi gerektiği, nitekim, tanık ...’un, 15.11.2014 tarihinde Şuhut ilçesinde kurulu hayvan pazarında dolaşırken sanık ...’ı gördüğü, sanığın yanında üç adet büyükbaş hayvan bulunduğu, hayvanlardan birini 2320 TL’ye sanık ...’den satın aldığı, daha sonra bu hayvanın katılana ait olduğunun anlaşıldığı yönündeki beyanının da yakalama tutanağı içeriği ile doğrulandığı hususları göz önünde bulundurulup,
    İnceleme dışı sanık ...’ın suça konu hayvanları çalmaya karar vererek bulundukları araziden başka bir yöne doğru sürüp olay yerinden uzaklaşması suretiyle hırsızlık suçunu tamamlaması karşısında, sanığın sonradan hayvanları kamyonetine yükleyerek alıp götürmesinin, suçun işlenmesinde kullanılan araçları temin etmek ya da suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında maddi yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak suretiyle hırsızlık suçuna yardım eden sıfatıyla iştirak ettiğine dair kabule yeterli olmadığı, sanığın, inceleme dışı sanık ...’yi katılanın hayvanlarını çalmaya teşvik ettiği, bu kararı kuvvetlendirdiği, hırsızlık suçundan sonra yardımda bulunmayı vaad ettiği veyahut suçun nasıl işleneceği konusunda yol gösterdiğine dair herhangi bir iddia ileri sürülmediği gibi bu yönde bir delil de bulunmadığı anlaşılmakla, sanık ...’ın, inceleme dışı sanık ... tarafından çalınarak başka bir yere götürülen hırsızlık suçuna konu dört adet hayvanı, hırsızlık malı olduğunu bilerek kamyonetine yükleyip götürmesi ve hayvan pazarında satması şeklinde gerçekleşen eyleminin suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir.
    Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
    Uyuşmazlık konusunda çoğunluk görüşüne katılmayan bir Ceza Genel Kurulu Üyesi; sanık ..."ın eyleminin yardım eden sıfatıyla nitelikli hırsızlığa iştirak suçunu oluşturduğu düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.
    II- Sanık ...’a atılı nitelikli hırsızlık suçunun sabit olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık konusunun değerlendirilmesinde;
    Amacı somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden birisi de, insan haklarına dayalı, demokratik rejimle yönetilen ülkelerin hukuk sistemlerinde bulunması gereken, öğreti ve uygulamada; "suçsuzluk" ya da "masumiyet karinesi" şeklinde, Latincede ise "in dubio pro reo" olarak ifade edilen "şüpheden sanık yararlanır" ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi açısından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlak surette sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği ya da gerçekleştiriliş şekli hususunda herhangi bir şüphe belirmesi hâlinde uygulanabileceği gibi, suç niteliğinin belirlenmesi bakımından da geçerlidir. Ceza mahkûmiyeti, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer kısmı göz ardı edilerek ulaşılan kanaate veya herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkan vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.
    Birinci uyuşmazlık konusunda yapılan açıklamalar da dikkate alınarak somut olay değerlendirildiğinde;
    Sanık ...’ın, 13.11.2014 tarihinde katılana ait dört adet büyükbaş hayvanın çalınmasına yardım eden sıfatıyla iştirak ettiğinin kabul edildiği olayda;
    Sanığın aşamalarda, olay tarihinde inceleme dışı sanık ...’nin kendisini arayıp elinde satılık hayvan olduğunu söylediğini, kendisinin de alamayacağı şeklinde karşılık vermesi üzerine hayvanı satın alabilecek başka bir şahıs tanıyıp tanımadığını sorduğunu, bunun üzerine sanık ...’in telefon numarasını vererek onlar arasındaki pazarlığa aracılık ettiğini, ayrıca olay günü oğlunun kız kaçırması nedeniyle paraya ihtiyacının olduğu, bu nedenle öncesinden hayvan alım-satımı yaptığı sanık ... ile çok sayıda görüşmelerinin bulunduğu, yayla evindeki hayvanlarını beklemesi için de aynı zamanda köylüsü olan inceleme dışı sanık ... ile çok sayıda görüştüklerini savunması karşısında,
    Sanık ... ve inceleme dışı sanık ...’nin yakalanmaları üzerine alınan ilk ifadelerinde sanık ...’a ilişkin bir anlatımlarının bulunmaması, olay yerinde yapılan incelemede, sanık ...’ya ait herhangi bir delile ulaşılamaması, suça konu hayvanların sanık ...’dan ele geçirilmemesi, hayvanlardan birinin inceleme dışı sanık ... tarafından tanık ..."a; diğerinin ise sanık ... tarafından tanık ..."a satılmış olması hususları göz önünde bulundurulup,
    HTS kayıtlarının incelenmesinde, suç tarihi olan 13.11.2014 tarihinde saat 14.00 ve 14.07’de sanık ...’nın, inceleme dışı sanık ...’yi aradığı, bu görüşmelerde Çiğiltepe baz istasyonundan sinyal alındığı, bu görüşmeler haricinde aynı gün on altı görüşme daha yaptıkları, bu görüşmelerde de Sandıklı baz istasyonunun kullanıldığı, inceleme dışı sanık ...’nin suç tarihinde saat 18.16’ da sanık Muammeri aradığı, aynı gün saat 18.17 ve 18.25’te sanık ... tarafından arandığı, görüşmelerin, Kızık Köyü baz istasyonundan sinyal verdiği, sanık ...’ın suç tarihi olan 13.11.2014 tarihinde saat 12.05 te sanık ...’ı aradığı, yapılan görüşmede Kızık Kasabası baz istasyonunun kullanıldığı, sanıkların aynı gün saat 13.40, 16.06, 16.47, 16.55 ve 18.28 saatlerinde de görüşme kayıtlarının bulunduğu, bu görüşmelerde de Sandıklı ve Kızık baz istasyonundan sinyal alındığı, suç tarihi sonrasında da çok sayıda görüşme kayıtlarının bulunduğu anlaşılmış ise de, sanık ...’ın aşamalarda, olay günü oğlunun kız kaçırması nedeniyle paraya ihtiyacı olduğundan küçükbaş hayvanlarını satmak amacıyla sanık ... ile çok sayıda görüşmelerinin bulunduğu, aynı gün inceleme dışı sanık ...’nin de kendisini arayarak hayvan satacağını söylediği, hayvan alabilecek durumda olmadığını anlatınca satın alabilecek birisini olup olmadığını sorduğu, ...’ye, sanık ...’in numarasını verdiği, akşam saatlerinde ...’nin ... ile anlaşamadıklarını belirtip arayı bulmasını istemesi nedeniyle diğer sanıkları aradığı, ayrıca kendisinin Sandıklı’ya gittiği için köylüsü olan inceleme dışı sanık ...’nin akşam yayla evine gelerek hayvanlarına göz kulak olduğu şeklinde görüşme kayıtlarını açıklayıcı nitelikte beyanda bulunduğu, kaldı ki, iletişimin tespitine ilişkin bir karar olmadığından görüşme içeriklerinin tespit edilemeyeceği anlaşıldığından, inceleme dışı sanık ...’ın suça konu hayvanları sanık ...’ın çalmış olabileceği, kendisinin bu hayvanların sanık ...’e satılmasına aracılık ettiği yönündeki aşamalarda değişkenlik gösteren ve suç atma niteliğinde kalabilecek beyanı dışında herhangi bir delil bulunmadığı, ayrıca sanık ...’ın kovuşturma aşamasında önceki beyanından dönerek kendisine ait kamyonetle sanık ...’nın Kızık Kasabasındaki evine gittiği, evde daha önceden tanımadığı inceleme dışı sanık ...’ı gördüğü, kendisine evin avlusunda bulunan bir adet inek gösterdikleri, sanık ...’nın aracılık ettiği, inceleme dışı sanık ... ile pazarlık yaparak 2300 TL karşılığında ineği satın aldığı, parayı inceleme dışı sanık ...’ye verdiği yönündeki beyanının doğruluğu bir an için kabul edilse dahi adı geçen sanık tarafından, pazarlığın inceleme dışı sanık ... ile yapılarak paranın da ona verildiğinin ileri sürülmesi nedeniyle sanık ...’ın katılana ait hayvanları çaldığına veya çalınmasına yardım eden sıfatıyla iştirak ettiğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından beraati yerine, dosya kapsamına uygun olmayan gerekçelerle mahkûmiyetine karar verilmesi kanuna aykırıdır.
    Bu itibarla, bu uyuşmazlık konusu yönünden de isabetli bulunmayan Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
    Bu uyuşmazlık konusunda da çoğunluk görüşüne katılmayan iki Ceza Genel Kurulu Üyesi; sanık ..."a atılı nitelikli hırsızlık suçunun sabit olduğu düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Sandıklı Asliye Ceza Mahkemesinin 26.01.2016 tarihli ve 529-78 sayılı direnme kararına konu hükümlerinin,
    a- Sanık ...’ın eyleminin suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde yardım eden sıfatıyla nitelikli hırsızlık suçuna iştirakten mahkûmiyetine karar verilmesi,
    b- Sanık ...’ın üzerine atılı nitelikli hırsızlık suçunu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi,
    İsabetsizliklerinden BOZULMASINA,
    2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 30.09.2021 tarihinde yapılan müzakerede her iki uyuşmazlık bakımından oy çokluğuyla karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi