16. Hukuk Dairesi 2014/136 E. , 2014/2169 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan 102 ada 33, 206 ve 113 ada 1 parsel sayılı sırasıyla 5293,59, 479,10 ve 303,20 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, miras yoluyla gelen hak, paylaşma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine vekili, dava konusu taşınmazların kaçak ve yitik kişilerden Hazine"ye intikal eden yerlerden olduğunu iddia ederek ve tapu kaydına dayanarak Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda 113 ada 1 ve 102 ada 33 parsel sayılı taşınmazlara yönelik açılan davanın reddine, taşınmazların tespit gibi tesciline, 102 ada 206 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile mera niteliği ile sınırlandırılarak özel siciline tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- 113 ada 1 ve 102 ada 33 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle bu taşınmazlara yönelik usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
2- 102 ada 206 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarına gelince; mahkemece, çekişmeli taşınmazın 4753 sayılı Kanun uyarınca yapılan çalışmalar sonucunda oluşturulan tevzii haritasında mera olarak bırakılan kısımda kaldığı kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli olmadığı gibi dosyada bulunan delillerin takdirinde de yanılgıya düşülmüştür. Çekişmeli taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak davalı adına tespit edildiği, davacı Hazine tarafından 4753 sayılı Kanun ile ek ve tadilleri uyarınca Hazine adına oluşan tapu kayıtları kapsamında kaldığı gerekçesiyle dava açıldığı anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 46/1. maddesi, "4753 sayılı Kanun ile ek ve tadilleri uyarınca Hazine adına kaydedilen taşınmaz mallar bu Kanun hükümlerine göre doğan iktisap şartlarına istinaden zilyetleri adına tespit ve tescil olunur." hükmünü içermektedir. Buna göre, 4753 sayılı Yasa uyarınca Hazine adına tapuya tescil edilen taşınmazların, öncesi itibariyle özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden bulunması ve tescil tarihi itibariyle zilyetleri yararına bu Yasa uyarınca (3402 sayılı yasa 14 vd. maddeleri) kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının gerçekleştiğinin anlaşılması halinde zilyetleri adına tescil edilmeleri gerekmektedir. Ne var ki, mahkemece çekişmeli taşınmazın toprak tevzi çalışmaları sırasında mera olarak bırakılan bölümler içinde kaldığı kabul edilmiş ise de, toprak tevzii çalışmalarına kadar söz konusu bölümlerin kadim mera olarak kullanılıp kulllanılmadığı, kulllanılmamışsa, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 46/1. maddesi koşullarının davacı lehine gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmamıştır. Eksik inceleme ve araştırma ile karar verilemez. O halde, doğru sonuca varabilmek için, çekişmeli taşınmazın komisyon haritasına göre mera parseli içerisinde kaldığı iddia edildiğine göre menfaati bulunmayan komşu köylerden seçilecek üç kişilik bilirkişi kurulu, zirai bilirkişi, fen bilirkişisi, hayatta iseler belirtmelik tutanağında imzaları bulunan bilirkişiler, taraf tanıkları ve kadastro tespit bilirkişilerinin huzuru ile yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşif sırasında bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmazın öncesinin ne olduğu, kime ait bulunduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim ya da kimler tarafından hangi tarihten itibaren ve ne şekilde kullanıldığı, öncesinin kadim mera olup olmadığı, mera haritasına alınıp, tahsis edildiği tarihten geriye doğru davacı ya da maliki evvellerinin 20 yılı aşkın zilyetliğinin bulunup bulunmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık beyanları komşu parsellere ait kadastro tutanakları ve tespit dayanakları olan belgelerle denetlenmeli, zirai bilirkişiden çekişmeli taşınmazların bitişiğinde bulunan 102 ada 3 parsel nolu taşınmazın fiilen ne şekilde kullanıldığı, mera olması halinde çekişmeli taşınmaz ile arasında doğal ya da yapay ayırıcı sınır bulunup bulunmadığı hususlarını da içeren taşınmazların değişik yönlerden gösteren fotoğrafları da eklenmek suretiyle ayrıntılı, denetlemeye elverişli rapor istenmeli, fen bilirkişisine keşfi izlemeye elverişli harita düzenletirilmeli, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmeli, Toprak Tevzi Komisyonu tarafından yapılan mera sınırlandırma tarihine kadar, Kadastro Kanununun 46/1, 14 ve devamı maddelerinde, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının davalı taraf lehine gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılmalı ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, yukarıda açıklanan şekilde inceleme, araştırma ve değerlendirme yapılmaksızın, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile 102 ada 206 parsel sayılı taşınmaza yönelik hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalıya iadesine, 06.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.