Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/6666 Esas 2016/3703 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/6666
Karar No: 2016/3703
Karar Tarihi: 14.03.2016

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/6666 Esas 2016/3703 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2015/6666 E.  ,  2016/3703 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili, dava dilekçesi ile; taşınmazın devri sırasında davalı kuruma taviz bedeli ödendiğin...sahih vakıf olduğunu, davalının sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek; ödenen 50.726.00 TL"nin dava tarihinden yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, cevap dilekçesi ile; vakfın sahih vakıf olduğunu, taviz bedeli alınmasının yasal olduğunu belirterek; davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; davanın kabulüne, 50.726.00 TL"nin dava tarihinden yasal faizi ile davalıdan alınmasına karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    5737 sayılı Vakıflar Kanunu 27.02.2008 tarihli Resmi Gazete de yayımlanmış ve aynı tarihte yürürlüğe girmiştir. Sözü edilen 5737 sayılı Vakıflar Kanunu"nun 18.maddesi hükmüne göre; icareteyn ve mukataalı vakıf şerhi bulunan gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde veya tasarrufundaki taşınmazlar taviz bedeline tabiidir.
    Kanunun 3.maddesinde yapılan tanıma göre de; mukataalı vakıf, zemini vakfa, üzerindeki yapı ve ağaçlar tasarruf edene ait olan ve kirası yıllık olarak alınan vakıf taşınmazlarını; icareteynli vakıf ise, değerine yakın peşin ücret ve ayrıca yıllık kira alınmak suretiyle süresiz olarak kiralanan vakıf taşınmazlarını ifade eder.
    Bu halde, somut uyuşmazlığın çözümü için “...mukataalı veya icareteynli vakıf olup olmadığının veya miri arazilerden mukataalı hayrata tahsis edilmeyenler ile aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlardan bulunup bulunmadığının yöntemince araştırılması gerekir.
    Vakfiye kapsamındaki her taşınmazın coğrafi konumu ve hukuki durumu farklı olacağından bu taşınmazların kadim köy, kasaba ya da şehir içindeki mülk topraklar içinde olup olmadığı keşfen ve uzman bilirkişiler marifetiyle saptanmalıdır.
    Bütün bunlardan anlaşılacağı üzere vakıf türünün belirlenmesi ve belirlenen vakıf türüne göre çekişmeli taşınmazda vakfın bir hakkının kalıp kalmadığının, taviz bedeli ödenip ödenmeyeceğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmadan saptanması bu tür davalarda önem kazanmaktadır.
    Hükme esas alınan bilirkişi raporu ise; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu hazırlanmıştır. Bu durumda, mahkemece; taşınmazın bulunduğu yerde keşif yapılarak; tapu kaydı ve dayanakları (kadastro tutanağı vd.) ile vakfiye örneği uzman bilirkişi kurulu aracılığı ile taşınmaza uygulanmalı ve sonra HMK.nun 266.maddesi uyarınca yukarıdaki ilkeleri kapsar biçimde uzman bilirkişi kuruluna rapor hazırlatılarak sonucuna uygun bir hüküm kurulmalıdır. Eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.