16. Hukuk Dairesi 2016/8158 E. , 2020/5796 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamlarında özetle; “ Çekişmeli taşınmazların evveliyatında kök muris ..."dan kaldığının kabulü gerekeceği, bu hale göre taraflar arasındaki uyuşmazlığın ortak miras bırakan ..."nın ölüm gününden sonra mirasçıları arasında yöntemine uygun şekilde bir paylaşmanın yapılıp yapılmadığı yönünde toplandığı belirtilerek bu durumun tespiti bakımından öncelikle ortak miras bırakanın terekesine dahil dava dışı, başka taşınmaz mallar bulunup bulunmadığının araştırılması, varsa sözü edilen taşınmazların, kadastro tespit tutanakları ve dayanakları belgeler, davalı iseler dava dosyalarının da getirtilmesi, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, tespit bilirkişileri ve taraf tanıklarının katılımıyla yeniden keşif yapılması, yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından kök muris ...’dan intikal eden taşınmazların tüm mirasçıların katılımı ile paylaşılıp paylaşılmadığı ve paylaşılmış ise paylaşımın ne zaman yapıldığı, çekişmeli taşınmazların paylaşıma konu olup olmadığı, olmuş ise kime düştüğü, paylaşımda her bir mirasçıya yer verilip verilmediği, kadastro tespit tarihine kadar taksimin bozulup bozulmadığı, paylaşımdan sonra taşınmazları kimin kullandığı hususlarının maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, taksime dair beyanların dosyaya getirtilecek olan murise ait taşınmazların tutanakları ile denetlenmesi, mirasçılar arasında görülmekte olan başkaca dava ya da davalar varsa, davalardan biri hakkında verilecek hükmün, aynı nitelikteki diğer davanın sonucunu etkileyeceği göz önüne alınarak dava dosyalarının birleştirilmesi gerektiğinin düşünülmesi, sonuçlanan ve kesin hükme bağlanan davalar varsa, deliller değerlendirilirken, sözü edilen taşınmazlarla ilgili olarak, yerel mahkemesinden verilen ve kesinleşen hükümlerin de göz önüne alınması ve sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak ve dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın açılmamış sayılmasına, çekişmeli çekişmeli 102 ada 115 parsel sayılı taşınmazın komisyon kararı gibi tesciline, 101 ada 6, 7, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 40, 76, 102 ada 2, 29, 30, 31, 101, 103 ada 20, 105 ada 18, 117 ada 1, 32, 33, 34, 59, 60, 61, 62, 67, 91, 92, 111, 114, 115, 131, 132, 137, 142, 145, 123 ada 1, 11, 17, 124 ada 14, 15, 46, 49, 129 ada 30, 33, 130 ada 3, 4, 136 ada 21, 140 ada 9, 141 ada 6, 7, 145 ada 9, 11, 20, 25, 26, 27, 147 ada 310, 148 ada 1, 152 ada 4, 158 ada 3, 7, 10, 22 ve 166 ada 10 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, verilen kesin süre içerisinde davacı tarafça eksik harç miktarı tamamlanmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmediği gibi, yapılan değerlendirme de usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Harçlar Kanunu"nun 30. maddesinde; "... muhakeme sırasında tespit olunan değerin dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa yalnız o celse için muhakemeye devam olunur; takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz." düzenlemesine yer verilmiş olmakla birlikte, eksik harcın tamamlanmasına ilişkin ara kararın, her türlü yanlış anlaşılmayı önleyecek biçimde açık ve eksiksiz yazılması, ara kararda tamamlanması gereken harç miktarının açık ve anlaşılır şekilde gösterilmesi gerekir. Bunun yanında, harcın tamamlanması için verilen sürenin yeterli olması, ayrıca süreye uyulmamasının sonuçlarının hakim tarafından açıkça anlatılması ve bu konuda tarafların uyarılması da zorunludur.
Somut olayda; Mahkemece, verilen süre içerisinde harcın yatırılmamasının yaptırımı doğru şekilde gösterilmediğinden, verilen kesin sürenin usulüne uygun olduğundan söz edilemez. Usulüne uygun şekilde verilmeyen kesin süreye sonuç bağlanarak, verilen süre içerisinde eksik harç miktarı tamamlanmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli olmadığı gibi, kabule göre de; Mahkemece, harcın tamamlanmaması durumunda 492 sayılı Harçlar Yasası"nın 30. maddesi yollaması ile 6100 sayılı HMK"nın 150. maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılması ve şartlar oluştuğu takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, doğrudan davanın açılmamış sayılmasına kararı verilmesi dahi isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.