20. Hukuk Dairesi 2014/1318 E. , 2014/4827 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ile Halil Ünsallar ve arkadaşları tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi 21.06.2010 günlü dilekçesinde; ... Köyü 311 sayılı parselin davalılar adına tapuda kayıtlı olduğu, asliye hukuk mahkemesinin 2009/141-253 sayılı dosyasındaki bilirkişi raporlarında (1) ile gösterilen 7094.534 m² ve (E) harfi ile gösterilen 934.75 m2 olmak üzere toplam 8029.284 m² bölümün yörede 1944 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı ve orman sayılan yerlerden olduğu halde, yolsuz olarak davalı gerçek kişiler adına tapu kaydı oluşturulduğu iddiası ile tapu kaydının iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tescilini, davalıların elatmasının önlenmesini, tapudaki şerhlerin silinmesini istemiştir.
Mahkemece, Hazine aleyhine açılan davanın husumetten reddine, gerçek kişiler aleyhine açılan davanın kabulüne, 22.11.2010 tarihli müşterek bilirkişi krokisinde (1) ve (E) harfi ile gösterilen bölümlerin davalılar murisi adına olan tapu kaydının iptaline ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline, Hazine dışındaki davalıların taşınmaza elatmalarının önlenmesine karar verilmiş, hüküm, davalı gerçek kişiler vekili, davalı Hazine ve davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmekle Dairece kısmen bozulmuştur.
Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 13/09/2011 gün ve 2011/6141-9688 sayılı kararında “1) İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve kesinleşmiş orman kadastrosunun uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporuyla çekişmeli parselin ekli krokisinde (A) harfi ile işaretli 1704,66 m2, (B) harfi ile işaretli, 1231,17 m2 ve (C) harfi ile işaretli 1737,35 m2 yüzölçümündeki bölümlerin orman sayılmayan alanda, (D) harfi ile gösterilen 750,562 m2 bölümün ve (F) harfi ile gösterilen 3039,464 m2 bölümünün 2/B uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan sahasında kaldığı, aynı krokide (1) ile gösterilen 7094,534 m2 ve (E) harfi ile gösterilen 934,75 m2 bölümleri ise 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı belirlenip, (1) ve (E) ile gösterilen bölümlerine ilişkin davanın kabulüyle, bu bölümlerin tapu kayıtlarının iptaline ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline, parselin diğer bölümlerine ilişkin davanın ise reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, davacı ... Yönetiminin tüm, davalı Hazine ve davalı gerçek kişilerin aşağıda ikinci bentde söz edilenler dışındaki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2) Davalı Hazine ile ... mirasçılarının diğer temyiz itiralarına gelince; çekişmeli ... Köyü 311 sayılı parselin ölü ... adına tapu kayıtlı olduğu, tapuda henüz mirasçılarına intikal işlemi yapılmadığı, bu nedenle tüm mirasçılarının davalı sıfatlarının bulunduğu gibi, Hazine tarafından açılan tapu iptal tescil davasının kısmen kabulüne ilişkin asliye hukuk mahkemesinin 23.10.2003 gün ve 2002/357-386 sayılı kesinleşmiş kararı nedeniyle Hazinenin davalı sıfatı bulunduğu gözetilmeden, Hazine aleyhine açılan davanın husumetten reddine karar verilmesi, yine 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile getirilen 3402 sayılı Kanunun 36/A maddesinde “Kadastro işlemi ile oluşan tesbit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” ve 17. maddesi ile eklenen geçici 11. maddesine göre; “Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” hükmü gereğince davalılar aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi usûl ve kanuna aykırı” olduğuna değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra; davacının davasının kabulüyle, çekişmeli 311 parsel sayılı taşınmazın 22.11.2010 tarihli rapor ve rapora ekli krokide (1) rakamı ile kahverengi boyalı 7094.534 m² olarak gösterilen yer ile (E) harfi ile gösterilen kahverengi boyalı 934.75 m² yüzölçümlü bölümün davalılar murisi adına olan tapusunun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına kayıt ve tesciline, davalı Hazine aleyhine açılan davanın husumetten reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... Ünsallar ve arkadaşları vekili tarafından esasa, davalı Hazine tarafından vekâlet ücretine yönelik temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan tapu kaydının iptal ve tesciline, elatmanın önlenmesine, tapudaki davalı gerçek kişiler yararına olun şerhlerin silinmesine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1944 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1944 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırlarının aplikasyonu, herhangi bir nedenle sınırlama dışında kalmış ormanların kadastrosu ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 631 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması 07.04.1988 tarihinde ilân edilip, 08.10.1988 tarihinde kesinleşmiştir.
Dosya kapsamına, mahkemece uyulan bozma kararı uyarınca işlem yapılıp, hüküm kurulmuş olmasına ve bozmanın kapsamının dışında kesinleşmiş yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak, Hazineye yönelik dava reddedilmiş olmasına rağmen Hazine yararına vekâlet ücreti takdir edilmemiş olması doğu değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasına 6 numaralı bent olarak “ Davalı Hazine davada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T göre hesap ve takdir edilen 1320.- TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı Hazineye verilmesine” ibaresi yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi göndermesiyle H.U.M.K."nun 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 21/04/2014 günü oy birliği ile karar verildi.