17. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/21268 Karar No: 2015/1041 Karar Tarihi: 27.1.2015
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/21268 Esas 2015/1041 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2014/21268 E. , 2015/1041 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamında özetle; davanın 6183 Sayılı AATÜHK"nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, bu tür davaların dinlenebilmesi için borçlu hakkında yapılmış icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılması, gerçek bir alacağın bulunmasının gerektiği, eğer dava İİK"nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış ise bu üç koşula ilaveten borçlu hakkında düzenlenmiş kat"i (İİk 143.madde) veya geçiçi aciz (İİK 105.madde) belgesinin bulunması da gerektiği, aciz belgesinin varlığının sadece İİK"nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali davaları için önkoşul olduğu, 6183 Sayılı Yasanın 24 ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali davaları için ibraz edilmesi zorunluluğu bulunmadığı, varlığı zorunlu bulunan icra takibinin, dava tarihinden önce yapılmış olması bir zorunluluk olmadığından icra takibinin dava tarihinden sonra yapılmasının bir önemi olmadığı, önemli olanın yargılama aşamasında borçlu hakkında icra takibinin varlığı olduğu, (... nun 28.3.2012 gün ve 2012/17-25,11/241 sayılı kararı ve ...18.11.2003 T.5510E-5515 K.sayılı kararlarıda aynı doğrultudadır.) somut olayda, davadan önce borçlu şirket yetkilisi ... hakkında yapılmış bir icra takibi yok ise de yargılama sırasında davacı tarafından bu eksikliğin giderilmesi için borçlu şirket yetkilisi davalı ... hakkında 213 sayılı VUK"nun 10.ve 6183 Sayılı yasanın 35 maddesi gereğince takip başlatıldığı ve adı geçen borçluya 25.11.2009 tarihli ödeme emirlerinin 27.12.2010 tarihinde tebliğ edildiği ve borçlu hakkındaki takibin kesinleşmiş olduğu anlaşılmakla dava önkoşulunun gerçekleştiği kabul edilerek toplanan delillere göre davanın esasına girilerek mevcut delillere göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesisinin isabetli olmadığı gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda iddia, savunma, toplanan delillere göre,davalı borçlunun 14.2.2006 tarihinde aldığı taşınmazı on beş gün sonra daha yüksel bir bedelle devretmesinde yasaya aykırı bir durum olmadığı, taraflar arasında akrabalık, arkadaşlık ve ticari ilişki gibi bir münasebetin tespit edilemediği,6183 Sayılı Yasanın 27,28,29 ve 30.maddeleri kapsamında tasarrufun iptali nedenleri bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değer arasında misli fark bulunmamasına, davalı 3.ve 4.kişinin borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olduğunun ispatlanamamasına göre, davacı vekilinin yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve 492 sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi uyarınca davacıdan harç alınmamasına 27.1.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.