12. Ceza Dairesi 2013/19346 E. , 2014/1075 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : 12 - 2012/198590
Mahkemesi : Datça Asliye Ceza Mahkemesi
Karar tarihi : 21/03/2012
Numarası : 2011/78 - 2012/57
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm katılan vekili ile mahalli Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Cumhuriyet savcılarının nezdinde görev yaptıkları Asliye Ceza Mahkemesi kararlarına karşı, 5271 sayılı CMK"nın 260/2 ve 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 310. maddesi uyarınca tefhimden itibaren bir hafta içinde kanun yollarına başvuru hakkı mevcut iken, 14.04.2011 tarihinde yürülüğe giren 6217 sayılı Kanun"un 26. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen Geçici 3. maddesi ile 01.01.2014 tarihine kadar Asliye Ceza Mahkemesinde yapılan duruşmalara Cumhuriyet Savcısının bulunmayacağı, ancak verilen hükümlere karşı kanun yollarına başvurabilmesi amacıyla dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderileceği hüküm altına alınmıştır. Bu açık yasal düzenlemeler uyarınca, Cumhuriyet Savcılarının nezdinde görev yaptıkları asliye ceza mahkemesi kararlarına karşı hükümlerin Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği tarihten itibaren bir hafta içinde kanun yollarına başvuru haklarının bulunduğunun kabulünde zorunluluk bulunmaktadır. Bu itibarla, Datça Asliye Ceza Mahkemesince verilen 21/03/2012 tarihli hükmün 20/04/2012 tarihinde görüldüsünü yapan Cumhuriyet Savcısının aynı tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek, tebliğnamede temyiz isteminin süreden reddini öneren görüşe iştirak edilmemiş olup, ayrıca katılan Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu vekili tarafından, temyiz isteminde bulunduktan sonra 03/04/2012 havale tarihli dilekçe ile, sanığın beraatine ilişkin hükmün temyizinden vazgeçtiklerinin bildirmesi karşısında mahalli Cumhuriyet Savcısının temyiz istemine hasren yapılan incelemede;
Yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Suç tarihinde, sanık tarafından, Datça İlçesi, Cumalı Köyü, Gurma Mevkii, 112 ada, 38 parsel sayılı olup İzmir II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu"nun 14/02/1996 tarihli ve 5576 sayılı kararı ile belirlenen 2. derece doğal sit alanı içerisinde yer alan ve daha önceden depo olarak kullanılan yapının etrafının yaklaşık 2 metre genişletildiği ve bu yapının yanında bulunan kümesin de yıkılarak yeniden tuğla ile örmek suretiyle inşai faaliyette bulunulduğu, söz konusu uygulamalar için Kuruldan izin alınmadığı gibi inşaat ruhsatının da olmadığı hususlarının tespit edildiği, mahkemece icra edilen keşfe katılan inşaat mühendisi bilirkişisi tarafından düzenlenen rapor ile dava konusu taşınmazın 2. derece doğal sit alanında kaldığının, taşınmaz üzerinde projelendirmeden ve ruhsat işlemleri olmadan yaklaşık 63,00 m2 taban alanına sahip betonarme olarak 1 adet yapı inşa edildiğinin, yapının sabit olup, sökülüp takılabilir nitelikte olmadığının, yapının halihazırda kullanılmakta olduğunun, izinsiz olarak yapılan inşai müdahalenin 2863 sayılı Kanuna aykırılık oluşturduğunun belirlendiği,
08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesine göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edileceği; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı, belirtilen değişiklik öncesinde işlenen suçlar bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği, bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, sanık S.. K.."ın eşi olan, temyize gelmeyen sanık Ö.. K.."ın maliki olduğu taşınmazın tapu kaydında dava konusu yerin sit alanı içerisinde olduğuna dair bir şerhin bulunmaması, sanığın aşamalarda alınan savunmasında, suça konu yerin sit alanında bulunduğunu bilmediğini beyan etmesi karşısında, mahkemece dava onusu yerin 2. derece doğal sit alanı olarak tespit ve tesciline ilişkin İzmir II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu"nun 14/02/1996 tarihli ve 5576 sayılı kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediği, bu şekilde sanığın savunmasının doğru olup olmadığı araştırılmaksızın, “sanığın yaşı ve taşınmazın eşi adına tapuya kayıtlı olması dikkate alındığında inşaat yapmadan önce izin alınması gerektiğini bilecek durumda olmadığı” şeklinde eksik kovuşturmaya dayalı gerekçe ile beraat kararı verilmesi,
Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 21/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.