12. Ceza Dairesi 2013/14974 E. , 2014/1069 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 4 - 2011/355421
Mahkemesi : Bodrum 3. Asliye Ceza Mahkemesi
Karar tarihi : 26/04/2011
Numarası : 2010/121 - 2011/240
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suç tarihinde, sanık tarafından, Muğla ili, Bodrum İlçesi, Turgutreis Beldesi, A.bköyü, T.Mevkiinde bulunan ve İzmir II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu"nun 18/12/1991 tarih ve 2363 sayılı kararı ile belirlenen 3. derece arkeolojik sit alanı içerisinde yer alan dava konusu taşınmazda, onaylı projesine aykırı ve ruhsatsız olarak, 7.80x10.40 metre ebatlarında bodrum kat, binanın ön cephesine zemin kata hitap eden betonarme aksamlı ilave kapalı alan ve arka cepheye zemin + 1. kata hitap eden betonarme aksamlı ilave kapalı alan yapıldığının, söz konusu ilavelerin tutanak tarihinde bitirilerek kullanılmakta olduğunun belirlendiği,
Her ne kadar sanık tarafından dava konusu yerin sit alanı içerisinde yer aldığını bilmediği beyan edilmiş ise de; 08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesine göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edileceği; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı, belirtilen değişiklik öncesinde işlenen suçlar bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği, bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, dava konusu yerin 3. derece arkeolojik sit alanı olarak tesciline ilişkin İzmir II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu"nun 18/12/1991 tarih ve 2363 sayılı kararının mahallinde hoparlör vasıtasıyla 28/01/1997 tarihinde ilan edildiği, sanık tarafından dava konusu taşınmazın 23/05/2006 tarihinde satın alma yoluyla edinildiği ve tapu kaydının beyanlar hanesinde 14/08/1984 tarih ve 2258 sayılı yevmiye ile 3. derece doğal sit alanı içerisinde yer aldığına dair şerhin mevcut olduğu, bu itibarla sanığın dava konusu yerin sit alanı içerisinde yer aldığını bilmediğine dair savunmasına itibar edilemeyeceği anlaşılmakla,
Yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın dava konusu eklentilerin 2002 yılında yapıldığını beyan etmesi, sanık tarafından sunulan, suça konu taşınmaz üzerinde yapılacak inşaai faaliyetler için müteahit Adem Kılıç ile aralarında düzenlenen sözleşmeye göre işin bitim tarihinin 30.07.2002 olması, ayrıca diğer fatura ve belgelerinde 2002 yılına ait bulunması, kolluk araştırma tutanağı ile dava konusu ana binanın Adem Kılıç tarafından 2001 yılında, eklentilerin ise sanık V.. M.. tarafından 2003 yılında yapıldığının belirlenmesi karşısında, mahkemece mahallinde fen, arkeolog ve inşaat mühendisi bilirkişilerinin katılımı ile keşif icra edilerek suça konu ilavelerin yapılış tarihinin her türlü şüpheden uzak biçimde tespiti ile sanığın savunmasının ve kolluk araştırmasının doğruluğu saptanarak sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırma ile suça ilişkin zamanaşımının dolduğu gerekçesiyle düşme kararı verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
Kamu davasının zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK"nın 102/4 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8 maddeleri gereğince düşmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, 5271 sayılı CMK"nın 223. maddesinde hüküm türleri arasında yer almayan ortadan kaldırma kararı verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 21/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.