Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1641
Karar No: 2020/7315
Karar Tarihi: 16.11.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2020/1641 Esas 2020/7315 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, davalıya ait hissenin bulunduğu taşınmazı 19.08.2004 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını, fakat tamamını ödemediği için davalı adına kayıtlı olan hissenin iptali ve kendisi adına tescilini talep etmiştir. Davalı ise bedelin tam olarak ödenmediğini iddia ederek davanın reddini savunmuştur. Mahkeme, Dairenin bozma kararına uyarak davacının ediminin belirlenmesi ve depo edilmesi kararını vermiştir. Ancak davacı, kendi edimini ifa etmeden davanın açılmasına sebep olduğu için davalının vekalet ücreti ile yükümlü tutulması doğru görülmemiştir. Kararın sonucu 5. bendinin hükümden çıkarılmasıyla düzeltilerek onanmıştır. Kararda geçen kanun maddeleri: Borçlar Kanunu, Türk Medeni Kanunu, Noterlik Kanunu.
14. Hukuk Dairesi         2020/1641 E.  ,  2020/7315 K.

    "İçtihat Metni"

    14. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı tarafından, davalı aleyhine 07.10.2015 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24.12.2019 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacı, 19.08.2004 tarihli satış vaadi sözleşmesiyle 153 ada 8 parsel sayılı taşınmazdan davalıya ait hisseyi 40.000,00TL bedelle satın aldığını, 30.000,00TL"yi ödediğini, geriye kalan 10.000,00TL"yi ise daha sonra ödediğini beyan ederek davalıya ait hissenin iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
    Davalı, davacı tarafından 10 yıl geçmesine rağmen bedelin ödenmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın reddine dair verilen ilk kararın davacı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 05.03.2019 tarih, 2016/15949-2019/1940 E.- K. sayılı kararı ile “...davacı satış vaadi sözleşmesiyle davalı ve davacının kardeşine ait hisseleri 40.000,00TL bedel ile satın aldığını, 30.000,00TL’yi ödediğini geri kalan 10.000,00TL 18.12.2004 tarihli belgeden de anlaşılacağı üzere davalının kardeşine ödediğini beyan etmiştir. Davalı bakiye bedelin ödenmediğini savunmuştur. Davacı davalıya ödenmesi gereken 5.000,00TL’yi ödediğini kanıtlayamadığına göre, Borçlar Kanununun 97. maddesi uyarınca dava konusu taşınmazın, dava tarihindeki rayiç değeri bulunarak; satış vaadi sözleşmesinde belirtilen bedelden ödenen miktar, ödenmeyen miktara oranlandıktan sonra bulunan bu oran, taşınmazın rayiç bedelinin ne kadarına tekabül ettiği tespit edilerek, tespit edilen bu bedelin davalıya ödenmek üzere depo edilmesi için davacıya süre verildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmelidir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak bu defa davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
    Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
    Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır. Ancak, bedelden ödenmeyen bir kısım var ise, bu bedel Borçlar Kanununun 97. maddesi uyarınca depo ettirilmelidir.
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 97. maddesinde; “karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir.” hükmü mevcuttur.
    Somut olaya gelince; davacı, davalının edimini yerine getirmesini dava yoluyla talep ederken, satış bedelinin tamamını ödemediğinden kendi edimini tam olarak yerine getirdiği söylenemez. Kimse, kendi edimini yerine getirmeden sözleşmenin diğer tarafının edimini yerine getirmesini isteyemez. Bu doğrultuda mahkemece, Dairemizin verdiği 05.03.2019 tarih, 2016/15949-2019/1940 E.- K. sayılı bozma kararına uyulması üzerine davacının edimi belirlenerek davalıya ödenmek üzere depo ettirilmiştir. Davacı kendi edimini ifa etmeden yahut diğer tarafa ifasını önermeden bu davayı açmış olduğundan davalının, davanın açılmasına sebebiyet vermediği gözetilerek, vekalet ücreti ile yükümlü tutulması doğru görülmemiş ise de bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nın 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm sonucunun 5. bendinin hükümden çıkarılmasına, hükmün DÜZELTİLMİŞ ve DEĞİŞTİRİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.11.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi