3. Ceza Dairesi 2018/6169 E. , 2019/4019 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1) Sanık ... hakkında mağdur ..."a karşı kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a) Mağdur hakkında... Devlet Hastanesinde görevli plastik cerrahi uzmanı tarafından "sağ frontal bölgede horizontal 2 cm. lineer skarı mevcut olup yüzde sabit eser mevcuttur." şeklinde rapor düzenlenmiş ise de; söz konusu izin sözel diyalog mesafesinden, belirgin bir dikkat sarf etmeden, ilk bakışta fark edilip edilmediği gibi hususlarda rapor içeriği yetersiz olup, Adli Tıp kriterlerine uygun olmadığı anlaşıldığından, mağdurun, tedavi evrakları, geçici ve kesin raporlarıyla birlikte en yakın Adli Tıp Kurumuna sevk edilerek yaralanmasının yüzde sabit ize neden olup olmadığı hususunda rapor aldırılması gerektiği gözetilmeden, yetersiz rapora dayanılarak eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
b) Sanığın aşamalarda alınan istikrarlı beyanlarında, olay günü mağdurun, ablası ..."ya küfür ettiğini, bunu duyup yanlarına gittiğinde kendisine de küfür ederek saldırması üzerine karşılık verdiğini iddia ettiği, mağdur ..."nın da istikrarlı şekilde bu savunmayı doğruladığı anlaşılmakla, sanığın aksi ispatlanamayan savunması lehe değerlendirilerek hakkında TCK"nin 29. maddesi gereğince haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
c) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kabule göre de;
d) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.04.2017 gün, 2015/1167 Esas - 2017/247 sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanığa ek savunma hakkı tanınmadan, iddianamede gösterilmeyen 5237 sayılı TCK"nin 87/1-son maddesinin uygulanması suretiyle 5271 sayılı CMK"nin 226. maddesine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2) Sanıklar ... ve ... hakkında mağdur ..."a karşı kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik sanıkların temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 12.02.2013 tarih, 2012/13-1438 - 2013/53 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, kurulan hükümde tekerrüre esas alınan ilamın gösterilmemesi halinde, bu husus infaz aşamasında dikkate alınabileceğinden ve yine yapılan yargılama sırasında sanıklara TCK"nin 58. maddesinin uygulanması ihtimaline binaen CMK"nin 226. maddesi gereğince ek savunma hakkı verildiği, sabıka kayıtlarının da yüzlerine karşı okunduğu anlaşıldığından, tebliğnamedeki bozma görüşüne iştirak edilmemiştir.
a) Sanıkların aşamalarda alınan istikrarlı savunmalarında üzerlerine atılı suçlamayı inkar ederek, kavga anında olay yerinde olmadıklarını iddia ettikleri, sanık ..."ın üzerine atılı suçu ikrar ederek mağdur ... ile kavga edenin kendisi olduğunu, diğer sanıklar... ve..."ın olay yerinde olmadığını beyan ettiği, mağdur ..."nın da bu beyanı aşamalarda istikrarlı şekilde doğruladığı, mağdur ..."un önce her üç sanığın da kendisine vurduğunu iddia ettiği ancak; son celse alınan beyanında sadece ...ile kavga ettiğini, diğer sanıkların orada olup olmadığını ya da kendisine vurup vurmadıklarını hatırlamadığı şeklinde ifadesini değiştirdiği anlaşılmakla; sanık ..."in soruşturma aşamasında beyanları alınırken bildirdiği cep telefonu numarasını olay tarihinde kendisinin kullanıp kullanmadığının sorulması, sanık ..."ın cep telefonu numarası bildirmediği de dikkate alınarak, suç tarihinde hangi numarayı kullandığı tespit edildikten sonra, ilgili GSM şirketlerinden, suç tarihi itibariyle baz istasyonu kayıt bilgileri ile HTS kayıtları istenilerek, suç tarihinde sanıkların olay mahallinde bulunup bulunmadıkları tespit edilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Kabule göre de;
b) Mağdur hakkında ... Devlet Hastanesinde görevli plastik cerrahi uzmanı tarafından "sağ frontal bölgede horizontal 2 cm. lineer skarı mevcut olup yüzde sabit eser mevcuttur." şeklinde rapor düzenlenmiş ise de; söz konusu izin sözel diyalog mesafesinden, belirgin bir dikkat sarf etmeden, ilk bakışta fark edilip edilmediği gibi hususlarda rapor içeriği yetersiz olup,Adli Tıp kriterlerine uygun olmadığı anlaşıldığından, mağdurun, tedavi evrakları, geçici ve kesin raporlarıyla birlikte en yakın Adli Tıp Kurumuna sevk edilerek yaralanmasının yüzde sabit ize neden olup olmadığı hususunda rapor aldırılması gerektiği gözetilmeden, yetersiz rapora dayanılarak eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
c) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.04.2017 gün, 2015/1167 Esas - 2017/247 sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanıklara ek savunma hakkı tanınmadan, iddianamede gösterilmeyen 5237 sayılı TCK"nin 87/1-son maddesinin uygulanması suretiyle 5271 sayılı CMK"nin 226. maddesine aykırı davranılması,
d) Sanık ..."in adli sicil kaydına konu ilamlar tekerrüre esas olmadığı halde, sanık hakkında TCK"nin 58. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilmesi,
e) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanıkların hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27.02.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.