12. Ceza Dairesi 2013/26328 E. , 2014/1052 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat
Hüküm : 796 TL maddi ve 1.590 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
Davacı vekili, 25.08.2006 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının 2911 sayılı Kanuna muhalefet etmek suçu nedeniyle tutuklandığını, tutukluluk nedeniyle maddi ve manevi yönden zarara uğradığını, büyük sıkıntılar geçirdiğini, ailesi ve yakın çevresiyle çeşitli sorunlar yaşadığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini, bu nedenle tutuklamanın haksız hale geldiğini belirterek 466 sayılı Kanun gereğince 26.400 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminatın gözaltına alınma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiş olup, açılan davanın mahkemece kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü,
Tazminat davasının dayanağını oluşturan Beyoğlu 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/05/2006 tarih, 2004/444 Esas, 2006/349 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinden; sanığın (davacının) 2911 sayılı Kanuna muhalefet etmek ve mala zarar vermek suçlarından beraatine hükmedildiği, kararın temyiz edilmeksizin 30/05/2006 tarihinde kesinleştiği, iş bu davanın haksız işlem tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanun’un 2. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, dava için kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla;
Bozmaya uyularak, yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davalı vekili ve davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Mahkemenin 18.12.2008 tarihli 2006/211 Esas – 2008/418 Karar sayılı ilk hükmünün, yalnızca davalı tarafından temyiz edilmesi ve Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 05.04.2012 tarih, 2012/3303 Esas – 2012/9426 Karar sayılı ilamı ile davalı taraf lehine bozulması nedeniyle, davacı yararına bozulan kararda yazıldığı miktar olan 1.100 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken hükmü temyiz eden davalının aleyhine olacak şekilde karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı lehine 2.400 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca, isteme aykırı olarak BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hüküm fıkrasının vekalet ücretine ilişkin 4. bendinin hükümden bütünüyle çıkartılarak yerine 4. bent olarak “Yargıtayca bozulmasına karar verilen 18.12.2008 tarihli 2006/211 Esas – 2008/418 Karar sayılı ilk hükmün yalnızca davalı vekilince temyiz edilmesi de gözetilerek Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1.100 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine” bendinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün, DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 21/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.