21. Hukuk Dairesi 2013/18420 E. , 2014/10676 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Alaplı Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 27/06/2013
NUMARASI : 2012/313-2013/203
Davacı, murisi iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle 100.00 TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davacılar ve davalı vekillerince istenilmesi ve davacılar vekili tarafından duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 13/05/2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacılar vekili Avukat geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi B. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü, ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava 29.12.2010 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu ölen sigortalının anne ve babasının manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne karar verilmişse de manevi tazminatın takdirinde yanılgıya düşüldüğü, manevi tazminatın az takdir edildiği, gibi reddolunan bölüm üzerinden davalı yararına avukatlık ücreti verilmediği anlaşılmaktadır.
Davacılar murisinin ölümüyle sonuçlanan iş kazasında sigortalının % 30 davalı işverenin ise % 70 oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Gerek mülga B.K"nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı T.B.K’nun 56. maddesi hükmüne göre Hakim: ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebilir. Hakimin manevi zarar adı ile ölenin yakınlarına verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Bu ilkeler gözetildiğinde davacı anne ve babadan her biri yararına hüküm altına alınan 5.000,00’er TL manevi tazminatın az olduğu açıkça belli olmaktadır.
Öte yandan HMK’nun 323/ğ maddesinde vekille takip edilen davalarda vekalet ücretinin yargılama giderleri arasında bulunduğu 326/2 maddesinde ise davada iki tarafın kısmen haklı çıkması durumunda yargılama giderlerinin paylaştırılacağı düzenlenmiştir. Hal böyle olunca hüküm tarihinde yürürlükte bulunan tarifenin 10/2 maddesi hükümleri de dikkate alınmak suretiyle manevi tazminat isteminin kısmen reddi nedeniyle vekille temsil edilen davalı yararına vekalet ücreti takdir olunmak gerekirken bu konuda olumlu yada olumsuz bir karar verilmemiş bulunması da isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, manevi tazminatların takdirinde yanılgıya düşülerek ve özellikle manevi tazminatların az takdiri ile kısmen ret nedeniyle davalı yararına avukatlık ücreti takdir delmesi gerektiği göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, davacılar ve davalı yararlarına takdir edilen 1.100.00.TL. Duruşma Avukatlık parasının karşılıklı olarak birbirlerine yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davacılar ve davalıya iadesine, 13.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.