8. Hukuk Dairesi 2012/4554 E. , 2012/10771 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Midyat 1.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 303/217 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava dilekçesinde; 380 ada 106 sayılı parselin kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, 25 yılı aşkın bir süreden beri vekil edeni tarafından aralıksız-çekişmesiz ve malik sıfatıyla zilyet olduğunu açıklayarak anılan parselin tapu kaydının kısmen iptali ile vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, yargılama oturumlarında davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, teknik bilirkişilerin 29.06.2011 tarihli raporlarına ekli krokide 380 ada 106 sayılı parsel içerisinde A harfiyle gösterilen 1029,33 m2 yüzölçümlü yer bakımından Hazinenin tapu kaydının iptali ile bu kısmın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine, hüküm Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastrodan önceki kazanmayı sağlayan zilyetlik, harici satın alma ve eklemeli zilyetlik hukuki sebeplere dayalı olarak TMK.nun 713/1., 996 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Mahkemece, kazanma koşullarının davacı yararına oluştuğu gerekçesiyle davalı Hazinenin tapu kaydının kısmen iptaline karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Uyuşmazlık konusu, 380 ada 106 sayılı parselin esası kadastronun aynı ada 102 sayılı parseli olmaktadır. 102 sayılı parsel, 17.07.2001 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında hali arazi niteliğinde 114 hektar 5092 (1145.092 m2) m2 yüzölçümlü oldukça büyük bir yer olarak Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Daha sonra bu parselin 18.02.2009 tarihinde ifraz görmesi üzerine 111 hektar 6839,32 m2 ve 380 ada 106 parsel numarası ile Hazine adına hali arazi olarak tapuda kayıtlı olduğu belirlenmiştir. Taşınmazın büyüklüğü ve hali arazi niteliğinde bulunması nedeniyle nitelik bakımından kazanmayı sağlayan zilyetlikle edinilmesi konusunda duraksama söz konusudur.
Bir yerin kazanmayı sağlayan zilyetlikle edinilebilmesi için diğer kazanma koşulları yanında taşınmazın aynı zamanda nitelik itibariyle de kazanmaya elverişli olması gerekir. Krokide A harfiyle gösterilen taşınmaz bölümünün bağ olarak kullanıldığı ileri sürülmektedir. Sabri Görgün’e ait olan bu yerin haricen Hüseyin Ercan’a ve onun tarafından da keşif tarihine göre 10 yıl önce davacı ...’e satıldığı anlaşılmaktadır.
Bir yerin nitelik itibariyle kazanmaya elverişli yerlerden olup olmadığının en iyi belirlenme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Zirai bilirkişi tarafından uygulandığı açıklanan 1984 tarihli fotoğrafın nereden geldiği ve ne şekilde dosyaya konulduğu açıklanmadığı gibi anılan hava fotoğrafı denetimin sağlanması bakımından dosya arasına konulmadığı saptanmıştır. Bu nedenle dava konusu parselin esası olan 380 ada 102 sayılı parselin tespit tarihi olarak belirtilen 17.07.2001 tarihinden geriye doğru en az yirmi yıl öncesine ait (1970-1981 yılları arası) iki ayrı zamanda çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının yöntemine uygun bir biçimde Harita Genel Komutanlığından getirtilerek dosya arasına konulması, dava konusu 380 ada 106 sayılı parsele komşu 18, 17, 16, 35, 36, 37, 38, 39, 44, 45, 46, 47, 48, 40, 41, 42, 104, 1, 2, 3, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99 ve 101 sayılı kadastro parsellerine ait kadastro tutanak ve ekleri ile kadastro sırasında bu parsellere revizyon gören tapu ve vergi kayıtlarının bulundukları yerlerden getirtilerek dosyaya eklenmesi, yeniden yapılacak keşifte hava fotoğrafları ile komşu parsellere ait tapu ve vergi kayıtlarının jeodezi ve fotoğrametri uzmanı mühendis, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla zemine uygulanması, hava fotoğraflarının stereoskopik alet ile 3 boyutlu olarak incelemeye tabi tutulması, yine hava fotoğraflarının çekildikleri tarihlere göre taşınmazın kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı veya hangi nitelikte bulunduğu konusunda gerekçeli, denetime açık raporu jeodezi ve fotogrametri mühendisinden istenmesi, komşu kayıt ve belgelerin taşınmaz yönünü ne gösterdikleri üzerinde durulması, yerel bilirkişi ve tanıkların HMK.nun 243, 244, 259 ve 290/2. maddeleri gereğince, keşif yerine davetiyeyle çağırılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenilmeleri, daha önce götürülmeyen başka bir uzman bilirkişi ziraat mühendisi aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı incelenerek yukarıdaki açıklamalarda gözönünde tutularak kendilerinden gerekçeli, denetime açık, karşılaştırmalı rapor istenmesi, 380 ada 47 sayılı parselin tapu kaydının ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm geldi ve gittileri ile devirleri gösterir biçimde resmi akit tablosu ile birlikte Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilerek dosya ile birleştirilmesi, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 19.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.