8. Hukuk Dairesi 2012/4566 E. , 2012/10769 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Kars Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 15.02.2012 gün ve 827/71 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı dava dilekçesinde; 106 ada 1 sayılı parselin tarla niteliğiyle davalı adına tespit ve tescil edildiğini, 50 yılı aşkın süredir babasının, ondan da miras olarak kendisine kaldığını, açıklayarak anılan parselin tapu kaydının iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı 08.02.2011 tarihli celsede, açılan davayı kabul etmediğini belirterek yerinde olmayan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, kazanma koşullarının davacı yararına oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 106 ada 1 parsel sayılı taşınmaz bakımından davalının tapu kaydının iptaliyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1, 996 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, dava koşulu yerine getirilmeden işin esasına girilerek hüküm kurulduğu belirlenmiştir. 106 ada 1 sayılı parselin 2007 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında belgesizden ve tarla niteliğiyle davalı adına tespit ve tescil edildiği saptanmıştır. Kadastro tutanağının 10.04.2007 tarihinde kesinleşmesiyle tapu kaydı oluşmuştur.
Davacı dava dilekçesinde, dava konusu parselin babasından miras yoluyla kendisine kaldığını belirterek yalnızca adına iptal ve tesciline karar verilmesini istemiş, babasından kendisine intikal şekli konusunda herhangi bir açıklamada bulunmamıştır. 25.07.2011 tarihinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına göre, dava konusu yerin davacının babası Hıdır"a ait olduğunu bildirmişler, ancak Hıdır"dan davacıya intikal şekli konusunda herhangi bir beyanda bulunmamışlardır. Dosya kapsamı ile dava dilekçesindeki bilgilere göre, davacının babası Hıdır"ın ölü olduğu anlaşıldığına göre, Hıdır"ın terekesi TMK.nun 701 ve 702. maddeleri gereğince elbirliği mülkiyet hükümlerine tabidir. Elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazlar üzerinde mirasçıların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin payı taşınmazın tamamı üzerinde söz konusudur. TMK. nun 702. maddesi gereğince tasarrufi işlemlerde oybirliği aranır. Davada bir tasarrufi işlem olup, kural olarak üçüncü kişilere karşı tüm mirasçıların birlikte dava açmaları gerekir. Davacı dava dilekçesinde, sadece kendi adına iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Bu nedenle terekeye dahil bir taşınmaz için bir veya birkaç mirasçının tek başına üçüncü kişilere karşı dava açma sıfat ve hukuki ehliyeti bulunmamaktadır. Öyle ise, öncelikle davacının babasına ait veraset belgesinin getirtilerek dosya arasına konulması, yeniden yapılacak keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına göre, muris Hıdır"dan gelen taşınmazların mirasçıları arasında ve tüm mirasçıların katılımıyla paylaşılıp paylaşılmadığı, paylaşım, satış veya bağış yoluyla taşınmaz davacıya intikal etmiş ise, dosyanın bulunduğu bu haliyle yürütülmesi ve şimdiki gibi davanın kabulüne karar verilmesi düşünülmelidir.
Şayet, murisin terekesi mirasçıları arasında ve tüm mirasçıların katılımıyla paylaşıma tabi tutulmamış, taşınmaz paylaşım, satış veya bağış yoluyla davacıya intikal etmemiş ise, davacının terekeye dahil taşınmazlar için tek başına üçüncü kişilere karşı dava açma sıfat ve ehliyeti bulunmadığından ve tek başına kendi adına iptal ve tescil isteğinde bulunduğundan, TMK. nun 702. maddesi gereğince davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Davalının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK.nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, 49,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 19.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.