3. Hukuk Dairesi 2016/2030 E. , 2016/3610 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki ziynet eşyasının iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili, dava dilekçesinde; tarafların 04/07/2011 tarihinde resmi olarak evlendiklerini, müvekkilinin davalının fiziksel, ekonomik, psikolojik şiddetine dayanamayarak boşanma davası açtığını, düğünde müvekkiline takılan takı ve hediyelerin bir kısmının davalı tarafça bozdurularak harcandığını, bir kısmının ise davalının müvekili darp etmesi neticesinde zorla müvekkilinden alındığını ileri sürerek; 11 adet burma bilezik, 4 adet düz bilezik, 1 adet 5 bir yerde (bir cumhuriyet, 2 yarım ve 2 çeyrek altın) ailelerinin ortak aldığı üçlü takı seti, bir adet cumhuriyet altını, 4 adet yarım altın, 16 adet çeyrek altın olmak üzere toplam 260 gr altın ile 2.000 TL civarında nakit paranın aynen iadesinin, bunun mümkün olmaması halinde bilirkişi marifetiyle hesaplanacak dava tarihindeki karşılık değerin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, cevap dilekçesinde; davanın haksız olarak açıldığını, altınların davacıdan zorla alınmadığını, davacının altınları alarak evden ayrıldığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; takı seti ve bir adet düz bileziğin davalıdan alınarak davacıya aynen iadesine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde 25.03.2014 havale tarihli bilirkişi raporunda takı seti fiyatı olarak hesaplanan 6.525,00 TL ve bir adet düz bilezik bedeli 692,50 TL olmak üzere toplam 7.217,50 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, taraflar temyiz etmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297.maddesi (HUMK.388.md) hükmüne göre; hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yükletilen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında; açık, şüphe ve infazda tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Aynı kanunun 26.maddesi (HUMK’nun 74. maddesi) hükmüne göre ise, mahkeme tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır. Öğreti ve uygulamada taleple bağlılık olarak adlandırılan bu kural sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturulan her bir alacak kalemi yönünden de uygulanır.
Somut olaya gelince, mahkemece; hüküm kısmında aynen iadesi olmadığı taktirde bedelinin tahsiline karar verilen ziynet eşyalarının cins, nitelik, miktar (gram ve ayarı) ve değerleri ayrı ayrı gösterilmemiş, infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm tesis edilmiştir. Öte yandan, davacı dava değerini 5.000 TL göstermiş ve bu miktar üzerinden harç yatırmış, daha sonra ıslah yapılmamış, hükümde ise talep aşılarak bu miktardan fazlaya hükmedilmiştir.
O halde, mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak hüküm kurulması gerekirken, infazda tereddüt yaratacak şekilde ve taleple bağlılık kuralına aykırı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bozma sebep ve şekline göre, tarafların sair temyiz itirazları şimdilik incelenmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.