14. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/14157 Karar No: 2013/293 Karar Tarihi: 14.01.2013
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/14157 Esas 2013/293 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2012/14157 E. , 2013/293 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 22.04.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20.09.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalı Hazine, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava kabul edilmiştir. Hükmü, taraflar temyiz etmiştir. Dairemizin 14.06.2010 günlü ve 2010/5958 E.-2010/6994 K. sayılı bozma ilamında mahkeme kararı özetle; düzenleme ortaklık payına ilişkin araştırmanın yapılmamış olması ve dava kabul edildiğine göre yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmış olmasının doğru görülmediği gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün taraflarca temyiz edilmesi üzerine bu defa Dairemizin 04.04.2012 günlü ve 2012/3794 E.-2012/4963 K. sayılı bozma ilamı ile yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılması ve davacılar lehine vekalet ücreti takdir edilmemiş olması nedenleriyle bozulmuştur. Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş olup; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Hükmün hangi hususları kapsayacağı 6100 sayılı HMK’nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Ayrıca hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır, hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini ve ifa kabiliyetini yitirir. Bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hüküm yeni bir hükümdür. Bozmaya uyularak tesis edilen hükmün, tüm istekleri karşılar şekilde yeniden yazılması gerekir. Mahkemece bu yön gözetilmeden, hükmün diğer yönlerinin kesinleşmiş olduğundan bahisle “yeniden karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Kararın yukarıda açıklanan gerekçe ile yeniden bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 14.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.