23. Ceza Dairesi 2015/7734 E. , 2016/4893 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : ... için; TCK"nın 157/1, 62, 52, 53, 58 maddeleri uyarınca 10 ay hapis ve 80 TL adli para cezası,
... için; TCK"nın 157/1, 62, 52, 50, 53, 52 maddeleri uyarınca 6000 TL ve 80 TL adli para cezası
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ..."in internet üzerinden araç satış ilanı veren katılana ulaşarak aracını şirketi adına satın almak istediğini belirtip pazarlık yaptığı, sonrasında tarafların buluştukları ve ruhsat ile birlikte adına çıkartılan vekaleti alan sanık ..."in şirkete fatura kestirip geleceğini belirttiği halde dönmediği ve ortadan kaybolduğu, o arada diğer sanığın üzerine aracın devrini gerçekleştirdiği ve sanıkların iştirak halinde haksız menfaat sağladığı iddia ve kabul edilen olayda katılan ve tanık beyanları, sanıkların birbirleriyle çelişen ve oluşa aykırı savunmaları birlikte değerlendirildiğinde eylemin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş, eylemin tamamlanmış olduğu gözetildiğinde teşebbüs hükümlerinin uygulanması açısından tebliğnamedeki düşünce benimsenmemiştir.
1)Sanık ... açısından kurulan mahkumiyet hükmüne dair temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık hakkında adli para cezasına hükmedildiği ve bu halde 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarına adı geçen sanık yönünden hükmolunamayacağının gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, ilgili hüküm fıkrasından TCK"nın 53. maddesine yönelik uyuglamanın tamamen çıkarılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün isteme aykırı olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2)Sanık ... açısından kurulan mahkumiyet hükmüne dair temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a)Baştan beri sanık ... ile eylem birliği içinde hareket ettiği belirlenemeyen, sanık ..."nin yardım eden sıfatıyla TCK"nın 39. maddesi uyarınca cezalandırılması gerektiği gözetilmeyerek adı geçen hakkında fazla ceza tayini,
b)5237 sayılı TCK"nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının, Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmekle beraber, TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan" yoksunluğun sanığın sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceğinin gözetilmemiş olması nedeniyle bu hususlar,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 19/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.