22. Hukuk Dairesi 2018/17269 E. , 2019/5384 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... 5. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : YETKİ TESPİTİNE İTİRAZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen karar, duruşmalı olarak süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de; işin mahiyeti itibariyle duruşma isteminin reddine, incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verilmiş olmakla; dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalılardan Lastik İş Sendikasının; ... ... 1.Cd. ... Köy Mevkii No:1 Merkez/... adresinde bulunan müvekkili şirkete ait işyerinde toplu iş sözleşmesi yapmak üzere yetki tespitini teminen diğer davalı ...’na 17/04/2015 tarihinde başvurduğunu, davalı ... Bakanlığının ise müvekkilinin SGK’daki kayıtlarını ve işyerinin girdiği işkolu kodunu incelemeksizin işyerinde toplam 335 işçinin çalıştığını, 173 işçinin ise başvuruda bulunan sendika üyesi olduğunu ve adı geçen sendikanın 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu"nun 42. maddesine göre gerekli çoğunluğu sağladığını müvekkili şirkete bildirdiğini, söz konusu yetki ve çoğunluk tespitine ilişkin bildirimin müvekkili şirkete 14/05/2015 tarihinde tebliğ edildiğini ve süresi içerisinde Bakanlığın yetki tespit başvurusu anında 8211 (Ortak Büro Yönetim Hizmetleri Faaliyetleri) işkolunda kurulu bulunan ve 24/04/2015 tarihine kadar faaliyetlerine 8211 (Ortak Büro Yönetim Hizmetleri Faaliyetleri) işkolunda devam eden müvekkili şirketi işyerine ilişkin evrak üzerinden ve işkolu tespiti yapılmaksızın yanlış ve eksik inceleme ile tesis etmiş olduğu yetki ve çoğunluk tespitine ilişkin karara karşı itiraz ettiklerini, müvekkili şirket işyerinde yetki tespit başvurusu sırasında Lastik İş Sendikasının yetkili olduğu kollarından herhangi birinde faaliyet yürütülmediğini, sendikanın yetkisiz olduğu bir işkolunda çoğunluk tespit hakkının bulunmadığını, müvekkil şirketin ... ... 1.Cd. ... Köy Mevkii No:1 Merkez/... adresinde yer alan işyerinin başvuru tarihi olan 17/04/2015 tarihinde 8211 (Ortak Büro Yönetim Hizmetleri Faaliyetleri) işkolunda yer aldığını nitekim bu durumun SGK Başkanlığı ... İl Müdürlüğünün yazısında da ifade edildiğini, yetki başvurusundan bir hafta sonra 24/04/2015 tarihinde başvuru konusu işyerinin (2211) işkolunda faaliyet de bulunacağının belirtildiğini, dolayısıyla başvuru tarihinde işyerinin Lastik işinde faaliyette bulunmadığı ve Lastik işkolunda kurulu bulunmadığını, söz konusu tarihte Büro işkolunda yer aldığını, diğer taraftan başvuru tarihindeki işçi sayısının 371 olduğunu ve yarıdan fazla üye sayısına ulaşılamadığını, müvekkili şirketin ... ... 1.Cd. ... Köy Mevkii No:1 Merkez/... adresinde kurulu işyerinde çalışmasına rağmen hatalı bildirim nedeni ile 36 işçinin dikkate alınmadığını, söz konusu 36 işçinin ... ofiste çalışıyor görünmesine rağmen esasen ... fabrikada çalıştıklarını, davalı sendika tarafından üye listesi sunulmadığından denetlenemediğini, üyelik başvurularının bazı işçilere tehdit ile yaptırıldığını, üyeliklerin sendika tarafından usulsüz gerçekleştirildiğini ileri sürerek ...’nın yetki ve çoğunluk tespitine ilişkin kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
İstinaf başvurusu :
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
Gerekçe:
Toplu iş sözleşmesi kavramı Anayasa"nın 53. maddesinde düzenlenmiştir. “Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” başlıklı maddenin birinci fıkrasına göre “İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”
Toplu iş sözleşmesi yetkisi ise, toplu iş sözleşmesi ehliyetine sahip kuruluş veya kişinin belli bir toplu iş sözleşmesi yapabilmesi için Kanunun aradığı niteliğe sahip olmasını gösterir(..., ...: İş Hukuku Yeni İş Yasaları, ..., 2013, s. 942).
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu"nun “Yetki” başlıklı 41. maddesinin birinci fıkrasına göre “Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”
6356 sayılı Kanun"un “Yetki Tespiti İçin Başvuru” başlıklı 42. maddesine göre ise “Toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir. Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı iş günü içinde bildirir. İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir. Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz…”
Yine aynı Kanun"un “Yetki İtirazı” başlıklı 43. maddesine göre de, “Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde mahkemeye yapabilir. İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde üçünden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz. İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı iş günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve karar temyiz edildiği takdirde Yargıtay tarafından on beş gün içinde kesin olarak karara bağlanır. 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı iş günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde üçünü üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır. İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”
Bu genel açıklamalar ışığında temyiz itirazlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Dosya içeriğine göre, davalı sendika tarafından yapılan 17/04/2015 tarihli başvuru üzerine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 12/05/2015 tarih ve 9353 sayılı yetki tespiti kararı ile davacıya ait “... ... 1.Cad. ... Köy Mevkii No:1 Merkez/...” adresinde yer alan işyerinde çalışan işçi sayısının 335 ve sendika üye sayısının 173 olmasına göre davalı sendikanın yasanın aradığı gerekli çoğunluğu sağladığı tespit edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta SGK kayıtlarında, yetki tespitine konu işyeri başvuru tarihi ve öncesinde 2211 nace kodu (Ortak büro yönetim hizmetleri faaliyetleri) ve 1012207.018 sicil numarası ile kayıtlıdır. Davalı sendika tarafından 24/04/2015 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına başvuru yapılarak tespit konusu işyerinin kayıtlı bulunduğu işkolunun “Petrol, kimya, lastik, plastik ve ilaç” olarak değiştirilmesi talep edilmiştir. Diğer taraftan işverence de aynı tarihte Bakanlığa müracaat edilerek işyerine ait işkolu kodunun “binek araç lastik üretimi” olarak değiştirilmesi talep edilmiştir. Söz konusu başvurular sonrasında ise Bakanlık tarafından işyerinin 24/04/2015 tarihi itibariyle işkolu kodunun 2211 (İç ve dış lastik imalatı, lastiğe sırt geçirilmesi ve yeniden işlenmesi) olarak değiştirildiği bildirilmiştir.
Bu açıklamalara göre yetki tespit başvurusuna konu 1012207.018 sicil numaralı işyerinin başvuru tarihi ve öncesinde “Ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar” işkolunda yer almakta iken 24/04/2015 tarihi itibariyle kayıtlı bulunduğu işkolunun “Petrol, kimya, lastik, plastik ve ilaç” olarak değiştirildiği anlaşılmaktadır.
Bu noktada ise işverene ait ...’da yer alan diğer birim ile ... da yer alan tespit konusu birimin, bir bütün halinde tek bir işyeri niteliğinde bulunduğuna dair itirazın değerlendirilmesi gerekmektedir.
6356 sayılı Kanun"un 2. maddesinin üçüncü fıkrasında işyeri kavramı yönünden 4857 sayılı Kanun"a atıf yapılmıştır. 4857 sayılı İş Kanunu"nun 2. maddesinin gerekçesinde, işyeri, teknik bir amaca, diğer bir deyişle mal ve hizmet üretimine yönelik ve değişik unsurlardan meydana gelen bir birim olarak belirtilmiştir. İşyerinin sınırlarının saptanmasında “işyerine bağlı yerler” ile “eklentiler” ve “araçların” bir birim kapsamında oldukları belirtildikten sonra özellikle bir işyerinin mal ve hizmet üretimi için ayrı bir alanı da kullanması halinde bunların tek işyeri mi yoksa birbirinden bağımsız işyerleri mi sayılacağı konusunda “amaçta birlik”, aynı teknik amaca bağlı olarak üretimde bulunma, nitelik yönünden bağlılık ile “yönetimde birlik”, aynı yönetim altında örgütlenmiş olma şartlarının aranacağı düzenlenmiştir. Öte yandan, teknolojik ve ekonomik gelişmeler doğrultusunda, bir işyeri çerçevesinde mal ve hizmet üretimi, pazarlama ve müşterilere sunum hususlarının çok yönlü bir yapısal değişikliği gerektirmesi sebebiyle, bir işyerinin amacının gerçekleşmesinde işlerin görülmesi işyerinin kurulu bulunduğu “yerin” dışına taşmış, özellikle “iş organizasyonu” içerisinde, işyeri niteliğinde olmayan irtibat bürolarına veya yurt genelinde veya ilin içinde işlerin yürütüldüğü örgütlenmeye kadar genişletmek ihtiyacı duyulmuştur. Bu bağlamda 4857 sayılı Kanun"un 2. maddesinde “İşyeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür.” hükmü düzenlenmiştir.
İnceleme konusu davada ...’da yer alan birimin Bakanlık kayıtlarına göre “Ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar” işkolunda yer aldığı görülmektedir. Dosyada mevcut bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporlarından da, ...’da yer alan birimde üretime yönelik faaliyetlerin yürütüldüğü, ...’da yer alan birimde ise ...’da üretilen ürünlere yönelik satış, pazarlama ve idari nitelikteki faaliyetlerin yürütüldüğü anlaşılmaktadır.
Açıklanan maddi ve hukuki olgular karşısında ... ve ...’da yer alan iki birimin tek bir işyeri niteliğinde bulunduğu tartışmasızdır. Diğer taraftan yetki tespit başvuru tarihi olan 17/04/2015 tarihinde her iki birim de “Ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar” işkolunda yer aldığından, sendikanın gerekli çoğunluğu sağlayıp sağlayamadığına dair tespitin her iki birimin de dikkate alınması suretiyle yapılması gerekmektedir.
Dosya içeriğine göre ise ... ve ...’da yer alan iki birimde başvuru tarihinde çalışan işçi sayısına göre sendikanın gerekli çoğunluğu sağlayamadığı açık olduğundan ilk derece mahkemesince yetki tespitinin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi ve bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi kararı hatalıdır.
Belirtilen sebeplerle, 6356 sayılı Kanun"un 43’üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, hükümlerin bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın KABULÜ ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 12/05/2015 tarih ve 9353 sayılı yetki tespiti işleminin İPTALİNE,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 44,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 21,15 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,25 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 2.725,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.442,15 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-Yatırılan gider avanslarından varsa kullanılmayan bakiyelerinin ilgili tarafa iadesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 07/03/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.