20. Hukuk Dairesi 2019/2929 E. , 2019/4409 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar ... ve ... vekili 20/04/2010 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... köyü, ... (...) mevkiinde mukim Cilt 82, sahife 11, sıra no 3"te kayıtlı, 8.000 m2"lik taşınmazın davacı ... ve müştereklerine ait olduğunu, Cilt no 82, sahife 12, sıra no 2"de kayıtlı 6.000 m2"lik taşınmaz davacı ..."e ait olduğunu, davacıların dava konusu taşınmazları 40 yıldan fazla bir süredir tarım arazisi olarak nizasız fasılasız malik sıfatıyla kullandıklarını, kadastro çalışmaları sırasında dava konusu taşınmazlar 182 ada 1 parselde orman vasfı ile Maliye Hazinesi adına tescil edildiğini beyanla 182 ada 1 parsel nolu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacılara ait, sınırları belli kısmını davacılar adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Hazine talebi üzerine Orman Genel Müdürlüğü davaya dahil edilmiştir.
Mahkemece davanın kabulü ile, ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi 138 ada 1 parsel sayılı taşınmazın jeodezi ve fotogrametri bilirkişisi ile orman bilirkişisinin çizmiş olduğu 28/03/2016 tarihli krokide (A) harfi ile gösterilen 16019.492 m2"lik kısmın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile, bu kısmın mahallenin son parsel numarası verilerek davacılar adına 1/2 oranında tapuya kayıt ve tesciline,
... ili, ... ilçesi, ... mahallesi 182 ada 1 parsel sayılı taşınmazın jeodezi ve fotogrametri bilirkişisi ile orman bilirkişisinin çizmiş olduğu 28/03/2016 tarihli krokide (B) harfi ile gösterilen 17797.573 m2"lik kısmın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile, bu kısmın mahallenin son parsel numarası verilerek davacılar adına 1/2 oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm davalı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Yörede orman kadastrosu ve 2/B çalışması 1994 yılında, tapulama çalışmaları 1984 yılında kesinleşmiştir.
1- ... köyü 138 ada 1 parsel yönünden yapılan temyiz itirazların incelenmesi sonucunda;
1995 yılında yapılan kadastro tespitinde dava konusu bahsi geçen taşınmaz orman vasfıyla Hazine adına tespit edilmiş, 21/12/1995-21/1/1996 tarihleri arasında ilan edilerek kesinleşmiştir. 3402 sayılı Kanunun 12. maddesi hükmü gereğince tutanakların kesinleştiği tarih itibariyle 10 yıl geçmiş olduğundan kadastrodan önceki sebebe dayanarak dava açılamaz. Tutanağın kesinleştiği tarihten davanın açıldığı 20/04/2010 tarihine kadar anılan yasada belirtilen 10 yıllık süre geçmiş olduğundan davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2- ... köyü 182 ada 1 nolu parsele yöneyik temyiz itirazları yönünden yapılan inceleme sonucunda;
Dava konusu taşınmazlar ile ilgili 10/7/2007 tarihinde kadastro tespiti yapılmış, orman kadastrosu ise 6831 sayılı Kanuna göre yapılarak 6 aylık sürede ilan edilerek 29/02/2007 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı kişi tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanmış mahkemece, davacıların dava konusu 182 ada 1 sayılı parselde dayandığı Şubat 1981 tarih 82 cilt 12 sayfa 2 sıra numaralı tapu kaydı ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte dosyaya getirtilmemiş, tapu kayıtlarının revizyon görüp görmediği sorulmamış ve komşu parsel kayıtları getirtilip tapu kayıtları yöntemince davalı taşınmaza uygulanmamıştır.
O halde mahkemece, dava konusu taşınmaza komşu olan taşınmazların kadastro tutanak suretleri, davalı iseler dava dosyaları, kesinleşerek tapuya kaydedilmiş iseler tapu kayıtları ve dayanakları, davacıların dayandığı tapu kayıtları ilk tesisinden itibaren tüm geldi ve gitti kayıtları ile Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü ve Arşivler Daire Başkanlığından getirtildikten ve tapu kayıtlarının revizyon görüp görmediği sorulduktan sonra, önceki bilirkişiler dışında bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20. maddesi hükmü uyarınca dayanılan tapu kaydı varsa tedavülleriyle birlikte yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi eliyle yerine uygulanmalı, bilirkişi ve tanıklardan kayıttaki her sınır hakkında ayrıntılı ve inandırıcı bilgi alınmalı, uygulamada tapu kaydının revizyon gördüğü dava dışı taşınmazlar varsa özellikle gözönünde tutulmalı, kayıtlarda tarif edilen sınır yerlerinden yerel bilirkişice bilinemeyen sınır yerleri bulunduğu takdirde, bu konuda taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, uzman bilirkişiye kayıtlarda tarif edilen sınır yerleri düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaret ettirilmeli, uygulamaya ilişkin yerel bilirkişi ve tanık sözleri, dıştan komşu taşınmazların tesbit tutanağı içeriği ve varsa dayanakları kayıtlarla denetlenmeli, bu yolla dava konusu taşınmazın dayanılan tapu kaydının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamasız saptanmalı, tesbit tutanağı bilirkişilerinin beyanları ile yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında aykırılık bulunduğu takdirde tesbit tutanağı bilirkişileri de taşınmaz başında ayrı ayrı dinlenerek, çelişki duraksamasız giderilmeli, dayanılan tapu kaydının dayanağı harita varsa, kapsamının haritasına göre belirleneceği düşünülmeli; uygulamada geniş kapsamlı kadastro paftasının ölçeği ile tapu kaydının dayanağı haritanın ölçekleri eşitlenerek haritalar çakıştırılarak yerine uygulanmalı, uygulamada haritalarda tarif edilen belli poligon ve röper noktaları ile arz üzerindeki doğal ya da yapay sınır yerlerinden varsa değişmez nitelikte sınır yeri sayılabilecek kişi taşınmazlarından da yararlanılmalı, ayrıca, taşınmazın tapu kaydında tarif edilen türü de deliller değerlendirilirken gözönünde tutulmalı, uzman bilirkişiden keşfi izlemeye, yerel bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye imkan verecek ve yargı denetimine açık olacak şekilde ölçekli ve ayrıntılı, gerekçeli rapor alınmalı, tapu kaydının mahalline uyduğu saptandığı takdirde, çekişmeli taşınmazın orman bilirkişi raporu ve rapora ekli memleket haritası ve hava fotoğraflarındaki konumu dikkate alınarak tapu kaydının 4785 ve 5658 sayılı kanunlar kapsamında hukukî değerini yitirip yitirmediği değerlendirilmeli, dayanak tapu kaydı şayet değişebilir sınırları içeriyorsa, 3402 sayılı Kanunun 20/C maddesi gereğince miktarına değer verilerek belirlenmesi gerekeceği gözönünde bulundurulmalı, tapu kaydının miktarı ile geçerli sayılması gerektiği düşünülerek, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Yapılan inceleme sonucunda dayanak tapu kaydının dava konusu taşınmaza uymadığı anlaşılırsa tespitten önce kesinleşen orman kadastrosu bulunduğuna ve zilyetliğe dayanarak orman kadastrosunun iptali istenemeyeceği ve taşınmazın orman parseli ile çevrili olduğuna göre davanın reddine karar verilmesi düşünülmelidir.
Mahkemece böylesine bir araştırma ve soruşturma yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ. Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 25/06/2019 günü oy birliği ile karar verildi.