4. Hukuk Dairesi 2016/5494 E. , 2019/372 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Asıl ve birleşen dosya davacısı ... vekili Avukat ... tarafından, asıl dosya davalısı ... ve birleşen dosya davalısı ... ve birleşen dosya davalısı ... aleyhine 10/06/2014 ve 02/03/2015 gününde verilen dilekçeler ile araç mülkiyetinin tespiti, tescili ve alacak istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece asıl davanın kabulüne, birleşen davanın ise reddine dair verilen 23/12/2015 günlü kararın Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi asıl dosya davalısı ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 29/01/2019 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davalı asil ... ile karşı taraftan davacı vekili Avukat.... geldiler. Davalı vekili Avukat ..."ün mazeret dilekçesi gönderdiği, mazeretinde başka duruşmaları olduğundan gelemeyeceğini, başka bir güne duruşma günü verilmesini istediği görüldü. Mazeret reddedildi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
1-Davalının, birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde hukuki yararı bulunmadığından birleşen dava yönünden temyiz talebi reddedilmelidir.
2- Davalının asıl davaya yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Dava, araç mülkiyetinin tespiti ve tescili; birleşen dava ise, davalı noter aleyhine açılan araç bedeli istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl davanın kabulüne; birleşen davanın ise reddine karar verilmiş; hüküm, asıl davanın davalısı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, müvekkilinin maliki olduğu aracı 3.kişilere kiraya verilmek üzere kiralama şirketine teslim ettiğini, aracın şirket tarafından dava dışı 3. kişiye kiraya verildiğini, daha sonra dava dışı 3. kişinin de aracı sahte belgelerle davalı ...’a sattığını belirterek davalı adına yapılan tescilin iptali ile müvekkil adına tescili; mümkün değilse aracın bedeli isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili, davanın reddi gerektiği savunmuştur.
Mahkemece, davalının iyiniyetli olmadığı gerekçesiyle asıl davanın kabulüne karar verilmiştir.
Türk Medeni Kanunu’nun 988. maddesinde "Bir taşınırın emin sıfatıyla zilyedinden o şey üzerinde iyiniyetle mülkiyet veya sınırlı ayni hak edinen kimsenin edinimi, zilyedin bu tür tasarruflarda bulunma yetkisi olmasa bile korunur." düzenlemesi mevcuttur.
Yine Türk Medeni Kanunu’nun 3. maddesinde ‘‘Kanunun iyiniyete hukuki bir sonuç bağladığı durumlarda, asıl olan iyiniyetin varlığıdır. Ancak, durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse iyiniyet iddiasında bulunamaz.’’ hükmü düzenlenmiştir.
Bir hakkın kazanılması için kişinin iyiniyetli olması gerekir. İyiniyet, hukuki niteliği itibariyle adi karinedir. Karine ise, bilinen bir olaydan bilinmeyen bir durumun çıkarılmasıdır. Karineler, adi ve kesin karine olmak üzere ikiye ayrılır. Adi karinelerin aksinin ispat edilmesi mümkünken, kesin karinelerin aksinin ispatı mümkün değildir. Ayrıca herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Fakat ispat yükü, karinelerin varlığı durumunda yön değiştirir ve karşı tarafa geçer.
Dosya incelendiğinde; davacının maliki olduğu aracı gelir elde etmek amacıyla 3. kişilere kiralanmak üzere kiralama şirketine verdiği, kiralama şirketinin aracı dava dışı 3. kişiye kiraladığı, daha sonra aracın noter kanalıyla sahte kimlik kullanılarak davalıya satıldığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu araç davacının zilyetliğinden rızasıyla çıkmış olup bu aracı kiralayan şirket ile kiracı konumunda olan 3. kişi emin sıfatıyla zilyettir. Yukarıda anılan düzenlemeler gereği, davalı karine gereği iyiniyetlidir. Davalının iyiniyetli olmadığını davacı ispatlamak zorundadır. Davalının dava konusu aracı emin sıfatıyla zilyetten satın aldığı ve dosya kapsamına göre de iyiniyetli olduğu anlaşıldığından TMK’nin 988. maddesi uyarınca kazanımı anında korunmakta olup teslim anında malik sıfatını kazanmaktadır.
Şu durumda; TMK"nin 988. maddesi uyarınca davacıya ait araç rızasına binaen elden çıkmış olup davalının kötüniyeti de ispat edilememiş olmakla davanın tümden reddi gerekir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) sayılı bentte açıklanan nedenlerle asıl dava yönünden davalı yararına BOZULMASINA, davalının birleşen davaya yönelik temyiz talebinin ilk bentte gösterilen nedenle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/01/2019 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
(M)
KARŞI OY YAZISI
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum. 19/01/2019