3. Hukuk Dairesi 2016/1617 E. , 2016/3576 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kusursuz sorumluluğa dayalı tazminat davasının bozma ilamı üzerine mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı (birleşen davalı) vekilince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesi ile; 10.08.2008 tarihinde dükkânında çıkan yangın nedeniyle 12.500,00 TL zararının olduğunu, yine bu dönemde 5 ay çalışmayıp işsiz kaldığını ve 5000,00 TL"lik kazanç kaybına uğradığını, ayrıca işletmedeki malların %20 oranında zamlanması nedeniyle de maddi kaydının olduğunu iddia ederek toplamda 20.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş,
Davacı vekili birleşen dava dosyası ile 7.580,00 TL faiz alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili asıl ve birleşen davaya yönelik verdiği cevap dilekçesinde müvekkili şirketin kusurunun olmaması nedeniyle davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; kısa kararda; "davanın kabulüne" karar verildiği halde, gerekçeli kararda davanın kısmen kabulü cihetine gidilerek; 15.400,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizin 11.02.2013 tarih; 2013/93 Esas, 2013/1880 Karar sayılı ilamıyla kısa karar hüküm çelişkisi nedeniyle bozma konusu yapılmıştır .
Yargıtay bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne karar verilmiş; sözkonusu karar davalı (birleşen davalı) vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Asıl ve birleşen davada uyuşmazlık, kusursuz sorumluluğa dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir .
Davalı vekili aşamalarda alınan beyanlarında; davacının kaçak kullanımda bulunduğunu ifade etmiş; davalı tanığı ... alınan beyanında; "yangının meydana geldiğinin iddia edildiği iş yerine arkadaşım Aydın Biter ile birlikte giderek davacıdan yangının oluşma şeklini sorduk. Davacı bize yangının sayaçtan meydana geldiğini söyledi. Biz de yanan sayacı göstermesini istedik. Davacı bize yangının oluştuğu dükkânda her hangi bir sayaç gösteremedi. Arka tarafta gösterdiği sayacı kontrol ettiğimizde gösterdiği sayacın yangının meydana geldiği züccaciye dükkânı ile ilgisinin bulunmadığını tespit ettik." şeklinde açıklamalarda bulunmuştur .
Mahkemece mahallinde ayrıca keşif yapılmaksızın, delil tespiti dosyası üçlü bilirkişiye tevdi edilmiş; üçlü bilirkişiden alınan rapor doğrultusunda hüküm tesis edilmiştir.
Mahkemece davalı vekilinin yangının çıkış noktasına ve yangının çıkış sebebine ilişkin beyanları ve davalı tanık anlatımları doğrultusunda bir inceleme yapılmamıştır. Bu itibarla; davalı vekilinin yangının çıkış noktasına ilişkin itirazları ve davalı tanık beyanları nazara alınarak, yangının çıkış noktası ve sebebinin tespiti amacıyla mahallinde uzman bilirkişiler marifetiyle ve tanık ... dışında kalan diğer tüm davalı tanıkları nezdiyle yeniden keşif icrası ve yangının çıkış noktası ve yangın sebebinin davalı tanıkları mahallinde yeniden dinlenmek suretiyle tam olarak açıklığa kavuşturulması, davalı itirazlarını karşılar yangının çıkış sebebi ve başlangıç noktası ile davacının davaya konu zararın doğmasında ya da artmasında herhangi bir kusuru olup olmadığı hususunda uzman bilirkişi kurulundan rapor alınarak sonucu dairesinde hüküm tesisi gerekirken, davalı vekilinin yangının çıkış noktası ve sebebine ilişkin itirazları karşılanmaksızın, davalı tanık beyanları gözardı edilerek eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.