12. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/4849 Karar No: 2010/17040 Karar Tarihi: 29.06.2010
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/4849 Esas 2010/17040 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2010/4849 E. , 2010/17040 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kuşadası İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 14/09/2009 NUMARASI : 2009/324-2009/440
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Takibe dayanak senetlerde borçlunun adının yanında yer alan kefil kısmının karalanmış olup paraf olmadığından bu karalamanın geçersiz olduğunu, şikayetçinin kefil olup asıl borçlu hakkında takip yapılmadan kefil hakkında takip yapılamayacağı gerekçesiyle yapılan başvuru üzerine icra mahkemesince borçlu hakkındaki takibin iptaline karar verilmiştir. TTK’nun 690.maddesi yollamasıyla bonolar hakkında da uygulanan aynı yasanın 613/3.maddesine göre bononun önyüzüne atılan her imza aval niteliğinde olduğundan ve bono üzerine “kefil” ibaresi konulsa dahi, bu “aval” olarak nitelendirileceğinden, takip dayanağı bonoları kefil sıfatıyla imzalayan borçlu aval veren sıfatını taşır. TTK’nun 614.maddesi hükmüne göre de aval veren kimse kimin için taahhüt altına girmiş ise tıpkı onun gibi sorumludur. Ayrıca TTK’nun 636.maddesi hükmü gereğince de, kambiyo senetlerinde müteselsil sorumluluk esası olduğundan bu tür senetlerde imzası olan herkes hamile karşı müteselsilen sorumludur. Somut olayda takip konusu bonolarda yukarıda açıklandığı üzere borçlunun adının yanında yer alan kefil kısmının karalanmış olsa dahi şikayetçinin konumu aval veren olduğundan ve aval veren tıpkı keşideci gibi hamile karşı sorumlu olacağından istemin reddi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü isabetsizdir. SONUÇ :Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 29/06/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.