Esas No: 2022/4288
Karar No: 2022/15658
Karar Tarihi: 28.09.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2022/4288 Esas 2022/15658 Karar Sayılı İlamı
2. Ceza Dairesi 2022/4288 E. , 2022/15658 K."İçtihat Metni"
Hırsızlık suçundan suça sürüklenen çocuk ...'in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 141/1, 31/3, 168/2, 50/1-a, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 2.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl süreyle denetime tabî tutulmasına dair Antalya 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/04/2009 tarihli ve 2008/106 esas, 2009/592 sayılı kararının 24/05/2009 tarihinde kesinleşmesini müteakip, suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içerisinde 07/04/2014 tarihinde işlediği kasıtlı suçtan mahkûm olduğunun ihbar edilmesi üzerine hükmün açıklanması ile 5237 sayılı Kanunu'nun 141/1, 31/3, 168/2, 50/1-a, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 2.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Antalya 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/05/2021 tarihli ve 2020/23 esas, 2021/592 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 01/04/2022 gün ve 25682-2022-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12/05/2022 gün ve 2022/51842 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre,
1-) Sanık hakkında anılan Mahkemesince yapılan yargılama sonunda 27/05/2021 tarihli kısa kararda," denetim süresi içerisinde suç işlediği belirlilerek ihbarda bulunulmuş ise de sanığa yüklenen suçun gerektirdiği cezanın türü ve üst haddine göre, suç tarihi ile karar tarihi arasında, 5237 sayılı TCK'nin 66/1-e, 67/3-4. maddelerinde öngörülen 7 tıl 12 aylık olağanüstü zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş bulunduğu anlaşılmakla, aynı Yasanın 66/1-(e) ve 67/3-4 maddeleri uyarınca, sanık hakkında bu suçlardan açılan kamu davasının, 5271 sayılı CMK’nun 223/8 maddesi gereğince düşmesine" şeklinde karar verilmesine rağmen, gerekçeli kararda sanığın mahkumiyetine karar verilmek suretiyle kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulmasında,
2-) Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 03/02/2014 tarihli ve 2013/23474 esas, 2014/2417 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, 5271 sayılı Kanun’un 231/8. maddesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması hâlinde, denetim süresi içinde dava zamanaşımının duracağı ve zamanaşımının denetim süresi içinde işlenen suçtan dolayı verilen hükümlülük kararının kesinleşmesi koşuluyla suçun işlendiği tarihte yeniden işlemeye başlayacağı,
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 141/1 maddesi kapsamında işlenen nitelikli hırsızlık suçunun 8 yıllık olağan zaman aşımı süresine tabi olduğu ancak 5237 sayılı Kanun'un 66/1 ve 66/2. maddelerine göre suça sürüklenen çocuğun 15-18 yaş grubunda olması nedeniyle olağan dava zamanaşımı süresinin 5 yıl 4 ay olarak dikkate alınması gerektiği nazara alındığında; suça sürüklenen çocuğun kovuşturma aşamasında 15/02/2008 tarihinde alınan savunması ile son kez kesilmesi sebebiyle yeniden işlemeye başlayan zamanaşımı süresinin, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 24/05/2009 ile yeni suçun işlendiği 07/04/2014 tarihleri arasında durmasını müteakip, kaldığı yerden yeniden işlemeye başladığı ve hükmün açıklandığı 27/05/2021 tarihine kadar kesintisiz işleyerek tamamlanmış olduğu anlaşıldığından, kamu davasının düşürülmesi yerine, yargılamaya devamla suça sürüklenen çocuğun mahkûmiyetine karar verilmesinde,
3-) 5271 sayılı Kanunu'nun 231/11. maddesinde yer alan "Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar...." şeklindeki düzenleme ile 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 23. maddesinde yer alan “Çocuğa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda, Ceza Muhakemesi Kanunundaki koşulların varlığı halinde, mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Ancak, bu kişiler açısından denetim süresi üç yıldır.” hükmü karşısında; dosya kapsamına göre, kayden 07/12/1991 doğumlu olan ve suçun işlendiği 13/01/2008 tarihinde 18 yaşını ikmâl etmediği anlaşılan suça sürüklenen çocuk hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 24/05/2009 tarihinde kesinleştiği, ihbara konu Antalya 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/01/2015 tarihli ve 2014/477 esas, 2015/13 karar sayılı dosyasında suç tarihinin ise 07/04/2014 olduğu dikkate alındığında, ikinci suç ve kesinleşme tarihlerine göre üç yıllık denetim süresinin geçmiş olması nedeniyle suça sürüklenen çocuk hakkındaki hükmün açıklanmasının koşulları oluşmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde hükmün açıklanmasına karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
5271 sayılı Kanunu'nun 231/11. maddesinde yer alan "Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar...." şeklindeki düzenleme ile 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 23. maddesinde yer alan “Çocuğa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda, Ceza Muhakemesi Kanunundaki koşulların varlığı halinde, mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Ancak, bu kişiler açısından denetim süresi üç yıldır.” hükmü karşısında; dosya kapsamına göre, kayden 07/12/1991 doğumlu olan ve suçun işlendiği 13/01/2008 tarihinde 18 yaşını ikmâl etmediği anlaşılan suça sürüklenen çocuk ... hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 24/05/2009 tarihinde kesinleştiği, ihbara konu Antalya 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/01/2015 tarihli ve 2014/477 esas, 2015/13 karar sayılı dosyasında suç tarihinin ise 07/04/2014 olduğu dikkate alındığında, ikinci suç ve kesinleşme tarihlerine göre üç yıllık denetim süresinin geçmiş olması nedeniyle suça sürüklenen çocuk hakkındaki hükmün açıklanmasının koşulları oluşmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde hükmün açıklanmasına karar verilmesi nedeniyle (3) numaralı kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, (ANTALYA) 6. Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 27.05.2021 tarihli ve 2020/23 E., 2021/592 K. sayılı kararının belirtilen nedenle 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (b) bendi uyarınca sonraki işlemlerin yerel mahkemece yerine getirilmesine, verilen kararın niteliği itibarıyla (1) ve (2) numaralı kanun yararına bozma istemleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 28/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.