21. Hukuk Dairesi 2016/12306 E. , 2018/1548 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
KARAR
Dava, zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
5510 sayılı Yasa’nın 95. maddesine göre "Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usûl ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usûlüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir. Usûlüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usûlüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.
Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar ... Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de, diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.
Somut olayda, Kurum ve SSYSK tarafından davacının sürekli iş göremezlik derecesinin % 13 olarak belirlendiği, Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu"nun ise % 9,2 olarak belirlediği, şu halde yukarıda belirtilen prosedür izlenerek sürekli iş göremezlik derecesi tespiti yapılmadığı anlaşılmış olup, söz konusu hüküm bu yönleri ile usul ve yasaya aykırıdır.
Öte yandan; 08.08.2012 tarihli hesaba ilişkin bilirkişi raporunda hesaba esas ücret asgari ücretin 1,08 katı olarak, bakiye ömür de 38 yıl olarak belirlenmiş ve davacı tarafın bu rapora itirazı olmadığı halde hükme esas alınan 08.02.2016 tarihli hesaba ilişkin bilirkişi raporunda ücretin asgari ücretin 1,46 katı olarak, bakiye ömrün de 39 yıl olarak belirlenerek hesaplama yapıldığı ve 08.08.2012 tarihli raporda belirlenen tutarın aşılması suretiyle sonuca gidildiği anlaşılmakla davalı taraf açısından oluşan usuli kazanılmış hakkın ihlal edildiği açıktır.
Yapılacak iş, raporlar arasındaki çelişkinin Adli Tıp 2. Üst Kurulu"ndan rapor alınmak suretiyle giderilmesinin ardından oluşacak sonuca göre yukarıda belirtilen hususlara dikkat edilerek, kazanılmış hakların da gözetilmesi suretiyle bir karar vermektir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan bozmayı gerektirmektedir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine
20.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.