4. Hukuk Dairesi 2018/4052 E. , 2019/369 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... (Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü) vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... İnşaat Sanayi ve Tic. AŞ ve diğerleri aleyhine 20/06/2008 (asıl) - 19/04/2010 (birleşen) günlerinde verilen dilekçeler ile haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08/12/2017 günlü kararın Yargıtayda duruşmalı olarak incelenmesi davalılar ... Şehircilik Mim. Müş. Ltd. Şti. ve ... tarafından, duruşmasız olarak incelenmesi de davacı vekili tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen 29/01/2019 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davalılardan ... vekilleri Avukat ... ve Avukat ... ve davalı ... Şehircilik Mim. Müş. Ltd. Şti. vekili Avukat ... ile karşı taraftan davacı vekili Avukat ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Asıl ve birleşen dava, haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalılar ... Ticaret Merkezi A.Ş. ile ... Şehircilik Mim. Müş. Ltd. Şti tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, ... İli ... İlçesi"nde kain ... ada ... parsel sayılı taşınmazın üzerinde 0-12 yaş grubu çocuklara hizmet veren tesisler bulunduğunu, dava konusu taşınmaza komşu ... sayılı parsel üzerinde davalıların sorumluluğunda yapılan inşaatın temel kazı çalışmaları sırasında 30 sayılı parselde kaymalar meydana geldiğini ve davacı kuruma ait tesislerin zarar gördüğünü belirterek maddi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalılar, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, bilirkişi raporu ile tespit edilen tazminat miktarından hakkaniyet indirimi yapılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK"nın 297. maddesi uyarınca; tarafların kimlikleri ile varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadlarının karar başlığında gösterilmesi; hüküm sonucu kısmında ise taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde belirtilmesi gerekir. Bu yön, kamu düzenine ilişkindir.
1) Dosya kapsamından; davacının ... olduğu anlaşılmasına rağmen karar başlığında ayrıca Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü’nün de davacı olarak gösterildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda anılan düzenlemeye göre, karar başlığında, tarafların kimliklerinin doğru gösterilmesi kamu düzenine ilişkindir.
Şu durumda; karar başlığında Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü’nün de davacı olarak gösterilerek infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamış, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
2)Dava tarihinin 20/06/2008 olmasına rağmen; karar başlığında 28/07/2017 olarak gösterilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
3)Gerekçeli karar incelendiğinde; ‘‘Açılan davanın kabulü ile davalı tarafların yapılan inşaat nedeniyle, davacı tarafa vermiş oldukları zarar miktarının 1.138.655.87 TL olarak tespiti ve kabulü ile; Ancak zarar gören davalı tarafa ait taşınmazların yaşları, yıpranma düzeyleri, üzerlerinde bulundukları zeminin özellikleri ve zarar edecek eylemin veriliş şekli dikkate alındığında, olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanununun 43 ve 44.maddeleri uyarınca takdiren %20 oranında indirim yapıldığında, 910.924.70 TL tazminatın olay tarihi olan 18/03/2008 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,’’şeklinde hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, hüküm altına alınan tazminat miktarından hakkaniyet indirimi yapıldığı anlaşıldığından ‘‘davanın kısmen kabulüne’’ şeklinde hüküm tesis edilmesi gerekirken; usul ve yasaya aykırı biçimde ‘‘davanın kabulüne’’ şeklinde hüküm tesis edilmesi infazda tereddüt oluşturacağından doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (1-2-3) sayılı bentlerde açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve davacı yararına takdir olunan 2.037,00 TL duruşma avukatlık ücretinin temyiz eden davalılara ve davalılar ... ve ... Şehircilik Mim. Müş. Ltd. Şti. yararına takdir olunan 2.037,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine, temyiz eden davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 29/01/2019 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
(M)
KARŞI OY YAZISI
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine, özellikle hüküm kısmında hak ve borçlar gösterilmiş olup, vekalet ücreti yönünden hüküm kurulmaması doğru değil ise de bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerektiğini düşündüğümden sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum. 29/01/2019