Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/5017
Karar No: 2013/11134
Karar Tarihi: 03.07.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/5017 Esas 2013/11134 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2013/5017 E.  ,  2013/11134 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 21/09/2012
    NUMARASI : 2010/904-2012/456

    Yanlar arasında görülen tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    Dava, sağlararası bağış işleminin tenkisi isteğine ilişkin olup, Mahkemece, murisin, davalıTürk Silahlı Kuvvetler Mehmetçik Vakfına sadece manevi duygularla bağışta bulunduğu, saklı payı ihlal kastının olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Davacı, murisi S.E..tarafından evlat edinildiğini, murisin, adına kayıtlı bulunan 346 parsel sayılı taşınmazdaki 1, 7, 8, 15 ve 16 nolu bağımsız bölümlerini ölünceye kadar intifa hakkı kendisinde kalmak kaydı ile davalı Türk Silahlı Kuvvetleri Mehmetçik Vakfına bağışladığını, yapılan hibe işlemi nedeniyle saklı payının ihlal edildiğini ileri sürerek, tenkis isteğinde bulunduğu, Davalı vekilinin ise, murisin Türk Silahlı Kuvvetler Mehmetçik Vakfına sadece manevi ve uhrevi gaye dışında hiçbir saik güdülmeksizin bağışta bulunduğunu belirterek, davanın reddini savunduğu görülmektedir.
    Bilindiği üzere,mirasçılık ve mirasın geçişi miras bırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir (4722 s.Y. 17.md.) Miras bırakan 1.1.2002 tarihinden önce ölmüşse 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin, 1.1.2002 tarihinden sonra ölmüşse 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun ilgili hükümleri uygulanır.
    Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (teberru) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul;miras bırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik ) dışı terekenin tümü ile bilinmesiyle mümkündür. Tereke miras bırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu mameleki kıymetler ile, iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Miras bırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin 743 sayılı Yasa uygulanacaksa bir aylık 4721 sayılı Yasa uygulanacaksa 3 aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tesbiti gerekir. (MK.565) Miras bırakanın Medeni Kanunun 564.maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve subjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedelenen kastının varlığından söz edilemez.
    Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanunun 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlalkastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Medeni Kanunun 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yeralan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir. Bu işlem sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa davacının onlardaki hakkını dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa 563. maddede yer alan, alınanla mütenasip sorumluluk kuralı gözetilmelidir.
    Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (SABİT TENKİS ORANI) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı (MK.564) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir.
    Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan davalının tercihinin kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz. O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı uyarınca sür"atle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, karar tarihindeki fiatlara göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak NAKTİN ödetilmesine karar verilmelidir.
    Somut olaya gelince, miras bırakan S. E..’nun 10.11.2009 tarihinde boşanmış olarak ölümü ile mirasçıları olarak manevi evlatları davacı H.. ve dava dışı M.ile Z.."nin kaldığı, miras bırakanın, dava konusu 346 parsel sayılı kat mülkiyeti kurulmuş olan taşınmazdaki, 1, 7, 8 ,15 ve 16 nolu bağımsız bölümlerinin, 20.1.1997 tarihli resmi akit ile intifa hakkını üzerinde bırakarak çıplak mülkiyetini kayıtsız ve şartsız olarak davalı Türk Silahlı Kuvvetleri Mehmetçik Vakfına hibe ettiği ve halen davalı vakıf adına adına kayıtlı olduğu, hibe edilen taşınmazların miras bırakanın tüm malvarlığını oluşturduğu, tanıkların, miras bırakanın, evlat edindiği yeğenlerine malları bırakmak istemediğini ifade ettikleri, öte yandan, miras bırakanın davacı aleyhine evlatlık bağının kaldırılması isteğiyle 2002 yılında açtığı davanın, Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.4.2003 tarihli, 2002/398 esas, 2003/343 karar sayılı kararıyla reddedildiği anlaşılmıştır.
    Tüm bu olgular yukarıda değinilen ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde, miras bırakanın davacının saklı payını ihlal kastıyla hareket ettiğinin kabulü gerekir.
    Öyleyse, Mahkemece, miras bırakanın sadece manevi duygularla davalı Vakfa bağışta bulunduğu, saklı payı ihlal kastının olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş olmasının doğru olduğu söylenemez.
    Hal böyle olunca, tarafların tüm delillerinin toplanması, yukarıda değinilen açıklamalar ve ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile yetinilerek ve yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
    Davacnın, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.07.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi