Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/4237
Karar No: 2012/10680
Karar Tarihi: 16.11.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/4237 Esas 2012/10680 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2012/4237 E.  ,  2012/10680 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil


    ... ile Bozgüney Belediye Başkanlığı aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Tufanbeyli Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 14.12.2011 gün ve 141/202 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı vekili, dava dilekçesinde; kadastro çalışmalarında köy orta malı mera olarak sınırlandırılan 164 ada 11 sayılı parselin mera sınırlandırmasının iptaliyle vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... Belediye vekili, dava konusu yerin kadim mera olduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, 164 ada 11 sayılı mera parselinin sınırlandırmasının iptaliyle davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Belediye vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastrodan önceki kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1, 996 ve 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi gereğince açılan mera sınırlandırılmasının iptali isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, kazanma koşullarının davacı yararına oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davada aktif dava açma ehliyeti üzerinde durulmadığı gibi taraf teşkili üzerinde de durulmamıştır. Meralar sınırları içerisinde bulunduğu köy veya belde halkının kullanımına sunulan yerler olup, mülkiyeti ise Hazineye aittir. Bu nedenle TMK.nun 713/3. fıkrası uyarınca yasal hasım durumunda bulunan Hazineye davanın yöneltilmesi, davaya katıldıkları taktirde tanık ve delillerini bildirmeleri konusunda süre tanınması ve taraf teşkilinin sağlanması, ondan sonra davanın yürütülmesi gerekmektedir.
    Bundan ayrı davacı dava dilekçesinde; dava konusu yerin dedelerinden geldiğini, babasına intikal ettiğini açıklamış, kendisine intikal şekli konusunda herhangi bir beyanda bulunmamıştır. Yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar da dava konusu taşınmazın davacının babasından intikal ettiğini ancak, ne şekilde davacıya geçtiğini bildirmemişlerdir. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre davacının babası ölmüş olup, terekesi TMK.nun 701 ve 702. maddeleri gereğince elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabidir.
    Bu nedenle öncelikle davacının babasına ait veraset belgesini alıp dosyaya sunması için kendisine süre ve imkan tanınması, dava konusu taşınmazın davacının babasından satış, bağış veya terekenin paylaşımı yoluyla geçip geçmediğinin yeniden yapılacak keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, şayet bu yollardan biriyle davacıya intikal etmiş ise, davanın bulunduğu bu haliyle yürütülmesi ve aşağıda belirtilecek eksikliklerin giderilmesi zorunludur. Dava konusu parsel satış, bağış veya terekenin paylaşımıyla davacıya intikal etmediğinin saptanması halinde ise, terekeye dahil bir taşınmaz için bir veya birkaç mirasçının üçüncü kişi durumunda bulunan Hazine ve Belediyeye karşı tek başına aktif dava açma sıfat ve hukuki ehliyeti bulunmadığından ve davacı sadece kendi adına iptal ve tescil isteğinde bulunduğundan davanın bu sebeple reddine karar verilmelidir. Çünkü, TMK.nun 702. maddesi uyarınca tasarrufi işlemlerde oybirliği aranır. Muris Ahmet’in terekesi elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olduğuna ve davada bir tasarrufi işlem niteliğinde bulunduğuna, tasarrufi işlemlerde de oybirliği arandığına göre tüm mirasçıların birlikte üçüncü kişilere dava açmaları zorunludur.
    Bundan ayrı 15.7.2011 tarihinde verilen keşif ara kararı da yöntemine uygun bir biçimde verilmiş bir ara kararı olarak kabul edilemez. Yerel bilirkişi ve tanıkların davacı tarafından hazır edilmesine karar verilmiştir. HMK.nun 243, 244 ve 259. maddeleri gereği mahkemece belirlenen yerel bilirkişiler ile tanıkların davetiye ile keşif yerine çağrılmaları, gelmedikleri taktirde zabıta yoluyla keşif yerinde hazır bulundurulmaları, (HUMK. m.253, HMK.m.245) uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenilmeleri gerekmektedir. Bu nedenle bu konuda verilen ara kararı anılan kanun hükümlerine aykırıdır.
    Uyuşmazlık meraya ilişkin bulunduğuna göre Bozgüney beldesine ait (öncesi köy ise anılan köye ait) tahsisli ve kadim mera kayıtlarının olup olmadığının İl, İlçe Özel İdare Müdürlüğü ile Kadastro ve Tapu Sicil Müdürlüklerinden sorulması, kadim ve tahsisli mera kayıtları ile haritalarının getirtilerek dosyayla birleştirilmesi, dava konusu 164 ada 11 parsele komşu aynı ada 12, 13, 14, 16, 9, 10, 17, 18, 21, 22, 25 ve 26 sayılı parsellere ait kadastro tutanak ve ekleri ile kadastro sırasında bu parsellere revizyon gören tapu ve vergi kayıtları ile iptali istenen mera parselinin miktarının büyüklüğü de gözetilerek tespitin yapıldığı 28.02.2001 tarihinden geriye doğru 20 yıl öncesine ait (1971-1981 yılları arası) iki ayrı zamanda çekilmiş hava fotoğrafları yöntemine uygun bir biçimde Harita Genel Komutanlığından getirtilerek dosya arasına konulması, yeniden yapılacak keşifte uzman bilirkişi jeodezi ve fotoğrametri uzmanı mühendis ile yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla harita, hava fotoğrafları ile tahsisli ve kadim meraya ait kayıtlarla, komşu parsellere ait tapu ve vergi kayıtlarının uygulanması, dava konusu yerin kadim ve tahsisli mera kayıtları kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi, bu kayıtlarla, kapsamında kalmadığı taktirde kadim mera araştırmasının yapılması, bu konuda 4342 sayılı Mera Kanunun 1, 2, 3, 4, 5 ve devamı maddelerinin göz önünde tutulması, komşu kayıt ve belgelerin taşınmaz yönünü ne gösterdikleri üzerinde durulması, hava fotoğraflarının jeodezi ve fotoğrametri uzmanı aracılığıyla uygulanması, çekildikleri tarihlere göre taşınmazın kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığı veya hangi nitelikte bulunduğu kadim sayılan yerlerden olup olmadığı hususları üzerinde durulması, hava fotoğraflarının stereoskopik aletle üç boyutlu incelemeye tabi tutulması, uzman bilirkişiden tarafların, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine açık rapor alınması, daha önce götürülmeyen başka bir uzman bilirkişi aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı incelenmek suretiyle iptali istenen mera parselinin kadim meradan açılmak suretiyle elde edilen yerlerden bulunup bulunmadığı yönünde rapor sunulmasının istenilmesi gerekmektedir.
    Dava konusu yer davacının babasından intikal, satış, bağış ya da terekenin paylaşımı sonucu davacıya düşmüş ise, bu taktirde 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi uyarınca davacı, muris babası ve veraset belgesinde yer alan tüm mirasçılar bakımından miktar araştırmasının yapılması, belgesizden edinilen taşınmazlar olup olmadığının Kadastro ve Tapu Sicil Müdürlüğü ile zilyetliğe dayalı tescil davaları açıp açmadığının o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulması, belgesizden edinilen taşınmazlara ait tapu kayıtlarının Tapu Sicil Müdürlüğünden, zilyetliğe dayalı olarak açılan tescil davalarına ilişkin dosyalarının ise, ait olduğu mahkemelerden getirtilerek miktar sınırlamaları yönünden göz önünde bulundurulması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, belirtilen hususlar yerinde getirilmeden hüküm kurulmuş bulunması usul ve kanuna aykırıdır.
    Davalı Belediye vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK. nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 16.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi